Beyaz aydınlıktır, yolunu gösterir. Işıktan almıştır ilhamını. Renkler karanlıkta beyaza yakın olduğu ölçüde yol göstericidir.
Umuttur gökyüzünde bulut şeklinde. Umudu yasla birlikte düşünemeyiz, hele cenazelerle hiç.
Kir tutar, açık sözlü ve açık kalplidir.
Tövbekâr bir başlangıçtır.
Modası geçmez, zamanlar üstüdür.
Evrenseldir, kimse onu reddetmez. Her memleketin her şehrin rengidir.
Işığın hepsini yansıtır, üstünde tutmaz, cömerttir.
Gücünü güneşten alır, ama güneşten hiçbir şeyi bünyesinde tutmamakla var olmuştur. Varlığı kanaatkârlığındandır. Işık huzmelerini kendinde topladıkça önce grileşir, sonra siyahlaşır.
Üzerindeki her şeyin görüntüsünü—kendinden başka—netleştirir, ancak başkasının üzerindeyken fark edilir.
Sadeliktir. Karmaşada, gösterişte yer verilse de dikkat çekmez. Sade ve güzel ne varsa beyaz oradadır ve herkes tarafından açıkça görülür.
Her renk beyaza yakın olduğu oranda siliktir. Beyazsa bembeyaz olduğu oranda ayan beyandır.
Beyaz uzun süre beyaz kalamaz. Yapısı kiri saklayamayacak kadar dürüsttür. Milyon katı siyahın üzerinde olsa, kimsenin fark edemeyeceği lekeleri gösterir, asaletin sembollüğünü siyaha kaptırmak pahasına kirlilik damgasını yer. Temizliği ve sağlığı simgelemek ona yeter de artar bile.
Soğuktur beyaz. Kaynağı güneştir, gerçekleri apaçık gösterir, ama güneşin bütün ışınlarını dağıttığı için üstünde aydınlıktan başka bir şey bırakmaz. Sıcaklığı başka renkler alır, ona bu ışık yeter.
Masumiyetinden eminizdir beyazın. Çünkü en ufak leke olsa, göstermekten çekinmeyeceğini biliriz. Madem o beyazdır, madem üzerinde en küçük bir kir görünmüyor o halde kesinlikle masumdur diyebiliriz.
Beyaz gençtir, yaşlılara saç tellerinden başka yakıştıramayız. Ama öldükleri zaman onları beyaz kefene sarmakta da hiçbir tezat göremeyiz.
Beyazdan hep çekiniriz. Bizim ve dünyanın kirini göstererek müfettişlik yapacak ve çekinmeden tüm sırlarımızı ifşa edecektir. Bu yüzdendir onu içimize rahatlıkla giyeriz de en dışımızda hep başka renk giysiler vardır. Mahremiyetimiz beyaza emanettir. Ağzı sıkı olan siyah bu anlamda en güvenilir renk olduğu için ‘düşmanın önce bakacağı yer’ olan ayaklarımızı ona bırakırız. Bu konuda o kadar hassasızdır ki, beyazın ayakta bulunmasını ‘magandalık’la eş tutarız.
Beyaza karşı haksız bir tavır sergileriz. Bütün bu renkliliklerine rağmen, onu renkten saymayız. Siyah gibi tam zıttı bir renkle beraber anarak ve renkliliğe alternatif göstererek belki de cezalandırırız.
Ona karşı iki yüzlüyüzdür. Hem dürüstlüğünden kaçarız, hem sağlık ve temizlikte her şeyimizi ona emanet ederiz.
Hep yanımızdadır oysa. Doğduğumuzda annemizin sütüdür, yaşlandığımızda saçımızın rengi, öldüğümüzde kefenimiz.
Hayata renk katar.
Oysa ne güzel söylemişti şair:
“Bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.”
06.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|