Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

“Yakınma yekin”



Hatay Milletvekili Fuat Geçen’in partiden ihraç kararının açıklandığı sıralarda girdim AKP kulisine…

“Geç bile kalındı” diyen de vardı, “Sürpriz olmadı, bekleniyordu” diye konuşan da.

En çok, “Haftaya sıra Mahmut Koçak’ta” deniliyordu.

Bir gün önce toplanan Merkez Yürütme Kurulunda Erdoğan’ın, “Sorunlu adam istemiyorum. Hepsini temizleyin” dediği bilgisi kulislere ulaştı.

Şimdiye kadar ihraç yoluna gitmeyen, sorunu parti içinde kalarak çözmeyi tercih eden Erdoğan, tavır değiştirmişti.

Bunun altında yatan neydi acaba? Erdoğan’ın tahammülsüzlüğü mü, Fuat Geçen’in, “Tuz koktu” şeklindeki son çıkışı mı? Mahmut Koçak’ın, “Kasımpaşalılık olmaz” şeklindeki tavrı mı?

Erdoğan’ın sabır taşı mı çatlamış, yoksa kesip atmadıkça, hastalığın bünyeye yayıldığı kanaatine mi varmıştı? Doğrusu merak edilecek bir durumdu.

AKP kulisine gitmeden önce, “Amerika, Tayyip’le tekrar anlaştı. Haziran sonuna randevu verecekler” şeklinde kulağıma ulaşan bilgiler mi Erdoğan’daki bu tavır değişikliğine neden olmuştu?

Peki, “Erdoğan ABD’ye gitmeden önce 12 bakanını değiştirecek” bilgisine ne demeliydi. Başbakan kabineyi “adam akıllı” bir değişikliğe tabi tutup, ABD’ye mi uçacaktı?

Fuat Geçen’in ihracı ardından Mahmut Koçak’ın partiden atılması… Peki, bunlar AKP’de bir dalgalanmaya neden olur mu? Muhalif olarak gösterilen birçok isim Geçen’le irtibatını kesmiş. Bu işin bir blok halinde kopmaya neden olmasını kimse beklemiyor.

Doğan Grubu’nun dolduruşuna gelen Geçen sadece kendisine değil, parti içindeki muhalefete de zarar vermiş. Geçen ve Çömez’in fevri çıkışları nedeniyle muhalifler parçalanmışlar. Ancak Geçen AKP’den istifa etse de devlet ihalelerinin yakınlara, eş ve dosta peşkeş çekildiği “Ali Dibo olayı”nı siyasi literatüre kazandırdı. Adında “AK” bulunan iktidar partisi, Geçen sayesinde “Ali Dibo damgası”nı yedi.

* * *

Siyasetteki dalgalanmayı konuşurken, kulisin tam orta noktasında ayakta sohbet ettiğimiz milletvekillerinden biri, “Şu Kemal abi müthiş adam” dedi. Kemal abi, yani Kemal Unakıtan... Merakla baktığımız görünce, “Ekonomideki dalgalanmayı sormuşlar, o da ‘Dalgalanma olur. Üstte kalan kurtulur, altta kalanı dalga götürür’ demiş” diye izah etti.

Kulisin sıcak havasından nefes almak için biraz bahçeye çıktık. Akşam serinliğinde milletvekilleri bahçeyi daha çok tercih ediyorlar. Bu gidişle milletvekillerini toplamak için bir de bahçeden sorumlu grup başkanvekili atamak gerekiyor. Çünkü her yoklama istendiğinde biri koşup bahçedekilere haber veriyor.

Sadece bahçedekilere haber verilmiyor. Bir de bahçede dolaşanlardan biz haber verelim.

CHP’nin doğu milletvekillerinden biri Genel Başkan Baykal’ın Şemdinli olaylarından beri izlediği politikadan dolayı ciddî rahatsızlık içinde. CHP’nin, MHP’den daha “milliyetçi” ve “şahin” olduğunu düşünüyor. Daha sivil bulduğu için AKP’ye geçmeyi düşünen bu milletvekiline kendi seçim bölgesindeki bir AKP’li vekilin engel olduğu söyleniyor.

* * *

Meclis akşam yemeği için ara verince, hemen Dedeman Oteli’ne geçtik. Dedeman’ın 40. kuruluş yıldönümü resepsiyonu vardı. Nazire Dedeman, her zamanki zerafeti ile karşıladı konuklarını. Nazire Dedeman’ın oğlu Umut’un kaza mı yoksa cinayet mi olduğu pek anlaşılamayan müessif olaya kurban verdikten sonra saçları kısa sürede bembeyaz oldu. Ancak o yılmadı mücadele etti. Acısını sadece yüreğinde taşımadı, mahkeme salonlarında olayın aydınlatılması için mücadele verirken, silahsızlanma çabalarını da bir kampanyaya dönüştürmeyi ihmal etmedi.

Dedemanlar Kayseri’nin ileri gelenlerinden olduğu için başta Abdullah Gül olmak üzere tüm Kayserililer oradaydı. Yapılan konuşmalarda Kemal Dedeman’ın, otele gelenlerin müşteri değil misafir olarak karşılanıp, ona göre hizmet edilmesi felsefesine vurgu yapıldı.

Yine Kemal Dedeman’ın, “yakınma yekin” sözünü Abdullah Gül aktardı.

Şikâyet etme, koş, çalış...

Dedeman’ın açıldığı 1966 senesinde radyodan ilk kez dünya kupasını anlatan Halit Kıvanç sunduğu gecede Kayserililer ne mi konuştu? Ayaküstü de olsa ticareti konuştular. Ne güzel ki ticaret bu şehrimizin genlerine işlemiş.

Bir de kriz kolik olan ve “battık-bittik edebiyatı”nı yapmak için fırsat arayan Türkiye’ye Kayserili Kemal Dedeman’ın şu sözünü kazandırabilsek, “Yakınma Türkiye, yekin…”

08.06.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.06.2006) - Sarp Kuray anlatıyor

  (06.06.2006) - İki gömlek

  (05.06.2006) - Madalya takalım

  (02.06.2006) - “Ivır zıvır çetesi” değil

  (01.06.2006) - İktidar kulisinden izlenimler

  (31.05.2006) - Plân...

  (30.05.2006) - Takvim ve rüzgâr

  (29.05.2006) - Elele bir milât olmalı...

  (26.05.2006) - Ahtapotun kolları

  (25.05.2006) - Maç ortada

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004