Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Raşit YÜCEL

Dünya barışı



Hz. Adem’den (a.s.) bu yana, milyarlarca insan bir arada yaşayıp, birbiri ile kaynaşıp hayatını devam ettirdi.

İk kavga Adem’in (a.s.) oğulları arasında yaşandı.

Ondan sonra bu kavgalar hep devam etti.

Ve günümüze geldi.

Şimdi “1. Dünya Barışı” kutlandı.

Nasıl barış?

Eskiler buna “Sulh-u Umumî” demişler.

Uzun yıllar Hıristiyanlar arasında yaşanan savaşlarda milyonlarca insan öldü.

Bunun ne kadar dehşetli bir olay olduğunu anlayan Batı dünyası, sonunda bu kanlı dehşete son verdiler.

Ancak Asya'da akan kan hiç durmadı.

Hâlâ devam ediyor.

Müslümanların;

“Cehalet, zaruret, ihtilaftan” kaynaklanan ana sorunlarından dolayı, çocuklar ölüyor, şehirler yıkılıyor, ülkeler yakılıyor. “Dünya Barışı” sadece sözde ve sazda kalıyor.

Lübnan vahşetine karşı Birleşmiş Milletler “Kınama” ile dahi cevap veremiyor.

Ve Müslümanlar...

Akıl ve ilim engin tadına varamayan mü'minlerin bazıları battıkça bataklığa gömülüyor.

Hiçbir İslâm ülkesinde silâh teknolojisi yok.

Ne kadar üst düzey teknik ürün varsa, hepsi Batı kaynaklı.

Bu açıdan bakıldığından konu “güç” dengesi ile birebir ilişkili.

Elli kûsur Müslüman ülkesinde bir otomobil markamız bile yok.

Müslümanların elindeki imkânlar sel gibi Avrupaya akıyor. Türkiye'nin bile ithalatı ihracatından oldukça fazladır. Ne anladık?

Geleceğimiz bu dengenin denkleştirilmesine bağlıdır.

“İstikbalde İslâmiyetin tealisi (yükselmesi maddeten terakkiye mütevakkıftır” diyen Said Nursî, daha asrın başında bu tesbitte bulunmuştur.

Ve önemli bir tesbitte daha bulunarak şu tarihi ifadeyi haykırmıştır.

“Dünya barışı”nın ana temasıda budur.

“Dostları ile mürüvvetkârane muaşeret (dostlarla samîmî kaynaşma) düşmanları ile sulhkârâne muameledir.”

Barış budur.

Yoksa birbirimizi “yok etme” veya “yok saymak” ile bir yere varmak zordur.

09.09.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.09.2006) - Zaferler

  (24.08.2006) - Yükseliş

  (17.08.2006) - İstatistikler

  (10.08.2006) - ‘Kadının adı’

  (06.08.2006) - Bir dünya istiyorum

  (20.07.2006) - Değişen dünyada-1

  (06.07.2006) - Büyüklüğün şanı

  (29.06.2006) - Kabir olayı

  (22.06.2006) - Kim inanırdı?

  (15.06.2006) - Dallar ve meyveler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004