Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Kasım 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Vakit öldürmek



Bir tanıdığınıza rastlasanız, sohbet esnasında, “Ne yapıyorsunuz?” diye sorsanız, “Ne yapalım, vakit öldürüyoruz” deyiverir size. Bu cevabı da kanıksamışızdır. Oysa biraz düşünsek ne kadar anlamsız, lüzumsuz, yersiz, faydasız bir cevap olduğunu anlamakta gecikmeyiz.

Çünkü şefkat ve merhamet taşıyan bir insan, değil can taşıyan hemcinsini öldürmek, karıncayı dahi incitmez. Öldürse öldürse zararlı haşeratı öldürebilir.

Peki, vakit o kadar zararlı, zehirli, düşman bir varlık mıdır ki onu öldürdüğümüzü rahatça söyleyebiliyoruz?

Söze gelince “Vakit nakittir” demeyi çok iyi biliriz. “Nakdi vakitle kazanırsın, ama vakti nakitle kazanamazsın” demeyi de.

Acaba vakit öldürmek vaktin bolluğundan mıdır, işsizlik, güçsüzlük veya boş kalmaktan mıdır? Elindeki, cebindeki, kasasındaki para fazla bile olsa sokağa atmayan insan, nasıl olur da vakit öldürmekten söz edebilir?

Bu ömür sermayesiyle neler kazanılabileceğini bir düşünsek hiç bu kelimeyi kullanır, daha öte boş boş oturabilir miydik?

Askerlik yapanlar bilirler ki, eline silâh verilen insan önce onu kullanmasını öğrenir, atış talimlerine katılır. Silâhı nerede, nasıl kullanacağını bilerek hareket eder. Ne kurşunları keyfî olarak atar, ne de bile bile karavanaya atış yapar. Atışlarında 12’den vurabilmek için can atar.

Ömür silâhtan daha mı önemsiz ve değersizdir?

Geçenlerde bir dostu ziyarete gittiğimde, orada karşılaştığım bir tanıdıkla konuşurken, “Ne yapıyorsunuz?” diye sorduğumda, “Vakit öldürüyoruz” demesin mi?

Emekli olmuştu, işi gücü, meşguliyeti yoktu. Belki de alışkanlık eseri bu cümleyi kullanmıştı. Ben hemen oracıkta bulunan Sözler’i açtım. Otuz İkinci Söz’ün 3. Mevkıf’ında yer alan (s. 584) hayatın önemiyle ilgili bahsi okudum, izah ettim.

Burada anlatıldığına göre hayat, Cenâb-ı Hakkın bize verdiği en kıymetli ve bakî hayatı kazandıracak bir sermaye, bir define ve “bakî kemâlâtın cihazatını câmi” bir hazineydi. Bakî hayatı kazandırabilecek böylesine değerli bir hazine boşu boşuna, lüzumsuz bir şekilde harcanabilir, har vurup harman savrulabilir, öldürülebilir miydi?

İnsanı Uçuruma Götüren Sözler’in yazarı bu söze de kitabında yer verdi mi, bilemiyorum. Vermemişse mutlaka bu da bulunmalı.

Kısacası cehaletin kurbanıyız toplum olarak. Öğrenmeye, şuurlanmaya çok ihtiyacımız var.

02.11.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.11.2006) - Dünyadaki cennet bahçeleri

  (31.10.2006) - İnsan ne zaman helâk olur?

  (30.10.2006) - Risale-i Nur ve insanlık

  (29.10.2006) - Musibet karşısında

  (28.10.2006) - Allah rızasını kazanmak

  (27.10.2006) - Allah namına olursa

  (26.10.2006) - Tam mü’min olabilmek için

  (25.10.2006) - Bayramda kaynaşma

  (24.10.2006) - Bayram sevinci

  (23.10.2006) - Bayramı kutlarken

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habip FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004