Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Stres hastalıklarını iman gücüyle ameliyat etmek



Manevî, ruhî bir hal olan stresin, insan sağlığını önemli ölçüde olumsuz etkilediği ilmen de ispatlandı:

Sidney’de bulunan Garvan Enstitüsü’nden araştırmacılar, stresli dönemlerde vücutta Nöropeptit Y (NPY) adlı hormonun salgılandığını ve bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini ispat etti. Beyin ile bağışıklık sistemi arasında ilişki olduğu yolunda dolaylı dellilerin olduğunu söyleyen araştırmacılardan Fabienne Mackay, ilişkinin kesin olarak ispatlandığını belirtti.

Araştırmanın yayımlanmasının ardından Mackay, “Stresli dönemlerde, sinirler çok sayıda NPY salgılar. Kanda dolaşmaya başlayan bu hormonlar bağışıklık sistemi hücrelerini engeller” açıklamasında bulundu.

Herbert Herzog da, Nöropeptit Y’nin tansiyon ve kalp ritmini olumsuz yönde etkilediğinin bilindiğini söyledi. Herzog, “Stres, nezle veya grip olduğunuzda ya da kanser gibi daha ciddî durumlarda sizin çok daha dayanıksız olmanıza neden olur” dedi. ‘Journal of Experimental Medicine’ adlı dergide yayımlanan araştırmada bilim adamları, stresin, romatoid artrit, crohn ve şeker hastalıklarıyla da bağlantısı olduğunu vurguladı.1 Yüksek enflasyon, ekonomik sıkıntılar, terör, trafik canavarı, hava kirliliği, kalabalık, gürültü, iş bulamama, kaybetme, istikbal endişesi, imtihanı kazanamama, yakınlarını kaybetme ve nihayet hiç kurtuluş imkânı olmayan ve herkesi bekleyen ölüm korkusu ve benzeri kaygılardan kurtulmanın yolu, bu olayların olumlu yönlerini gösteren imânî tefekkürdür. Kitazato Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Kazuo Kodama, Japonya’da nevroz, depresyon, ülser, yüksek tansiyon, kanser, kalp hastalığı ve felç gibi hastalıkların, hatta hızlı yaşlanmanın sebebinin stres olduğuna dikkat çekerek tedavi metodunun da, “transandantal meditasyon”dan geçtiğine dikkat çekiyor. Manevî bir hastalık olan stres, yani, üzüntü, endişe, sıkıntı, korku ve olumsuz düşünceler midemizde ülser ve gastrit gibi maddî yaralar açıyorsa, (bunu tersine çevirelim) neşe, sevinç, mutluluk, duâ gibi iman hakikatleri de maddî yaraları ortadan kaldırırlar. Kalp için de aynı şeyler geçerlidir. Ölüm, hastalık, iflas, iş bulamama korkuları ile kaygılarına karşı, kadere iman, yani, tevekkül ve öldükten sonra dirilişe iman, kalbe maddî-manevî şifa olmaz mı?

Çünkü, duâ ve tevekkül, hayra meyletmeye büyük bir kuvvet (enerji) verir.2 Zîrâ, duânın dalgaları, şuûrumuza nüfûz ederek enerji ve kararlılık aşılar ve sonsuz kudret Sahibi ile bağlantıya geçmemizi sağlar. Peygamberimizin (asm) diliyle, “Eğer Allah’ı hakkıyla tanısaydınız, duânızla dağlar yerinden oynar.”3

***

Ebû Ma’lâk, ticâretle uğraşmaktadır. O zamanın teröristi bir eşkıya, yolunu keserek, “Malını yık, seni öldüreceğim” der. “Senin maksadın maldır, neyim varsa al git!” teklifine, “Benim maksadım senin malın değil, canındır, seni öldüreceğim!” deyince, “O zaman bırak da dört rekât namaz kılayım, ondan sonra ne yaparsan yap!” der.

Silâhını indirir eşkıya. Ebû Ma’lâk abdest alır, dört rekât namaz kılar ve “Ey çok seven Allah’ım! Ey arşın yüce Sahibi! Ey her dilediğini dilediği gibi yapan Allah’ım! Sen, hiçbir kimsenin istese bile sahip olamayacağı kudretinle, hiçbir kimsenin göz dikemediği hükümranlığınla ve arşının her tarafını dolduran nurunla beni şu eşkıyanın kötülüğünden koru!” diye duâ etti ve üç sefer tekrarladı. Elini indirmeden, bir atlı belirdi, eşkıya ne olduğunu anlamadan mızrakla eşkıyayı cansız yere serdi.

Ebû Ma’lâk, “Sen kimsin, Hızır gibi imdadıma yetiştin?” dedi. “Ben dördüncü kat semanın meleklerindenim. Sen duâya başladığında semanın kapılarında bir gıcırtı duydum. İkincisinde gökteki melekler dalgalandılar. Üçüncüsünde ise ‘Bu darda kalan bir çâresizin duâsıdır!’ diye bir ses duyuldu. Bunun üzerine benim görevlendirilmem için Allah’a niyaz ettim. Bu görev bana verildi. Kim abdest alarak dört rekât namaz kılar ve ıztırar diliyle duâ yaparsa, duâsı kabul olur”4

Dipnotlar:

1- Kaynak: www.ekolay.net; 2- Sözler, s. 432.; 3- Cami’ü’s-Sağîr, 5:319, Hadîs No: 7448.; 4- El-İsâbe, 4/18.

22.12.2006

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.12.2006) - İmanın tedâvi gücü

  (20.12.2006) - Hırsızlık, cinayet ve el kesme

  (19.12.2006) - Ölür müsün, öldürür müsün?

  (18.12.2006) - Tefekkürle tedâvi

  (16.12.2006) - Sağlıklı hayat ve iman

  (15.12.2006) - İsrafın ilâcı, kalkınmanın lokomotifi: İman

  (14.12.2006) - İsraf eden, iflâs eder

  (13.12.2006) - Kalp imansız olursa..

  (12.12.2006) - Hürriyet imanın özelliğidir

  (09.12.2006) - Hazcılık ve ideolojik saplantılar ahlâkî çöküntüye itiyor

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004