Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Dürüstlük imtihanı



“Ne istersin?”

“Sözünüzü fiiliniz tasdik etmek…”1

Âlem-i İslâmın geri kalışının en önemli sebeplerinden biri sahip olduğumuz güzel hasletlerimizi yitirmek, söylediklerimizin arkasında durmamak, sözümüzü fiilimizin tasdik etmemesi değil midir?

“Herşeyden önce bize lâzım olan şey nedir?”

“Doğruluk.”

“Daha?

“Yalan söylememek.”

“Sonra?”

“Sıdk, ihlâs, sadakat, sebat, tesanüd.”

“Yalnız?”

“Evet.”

“Neden?”

“Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır [doğruluktur]. Şu bürhan kâfi değil midir ki hayatımızın bekası imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır.”2

Bir asır önce Bediüzzaman Hazretleri Şark vilâyetlerinde yaptığı seyahatlerde kendisine sorulan sorulara bu cevapları vermişti.

O zamanlar toplumda başgösteren manevî hastalıkların bugün daha artarak yaygınlaştığını, dolayısıyla o gün sunulan bu manevî reçeteye dünden daha çok muhaç olduğumuzu görüyoruz.

Demek ilâcımız Kur’ân eczanesinde hazırlanan ve imanın meyveleri olan “Sıdk, ihlâs, sadakat, sebat, tesanüd.”

Evet, başta dürüstlük, sözümüzü filimizin tasdik etmesi; İslâmın güzelliklerine ayna olmak.

İşte İslâmın bu eşsiz güzelliklerine perde ve gölge olmadır ki İslâm âlemi bu perişan hâle geldi. Kurtuluşumuz da yine onun şefkatli sinesine sığınmakla olacaktır.

Geçen Salı günü kadim dostumuz Mevlut Beyi ziyaret ettim. Sohbet koyulaştı. Toplumun tam bu yarasına parmak bastık. “Bize ötedenberi ticarî sahada Yahudileri, şunları bunları örnek gösterirler” dedi. “Oysa ben bizim onlara örnek olabileceğimize, olmamız gerektiğine inanıyorum.”

Çok doğru. Asırlarca insanlığı, medeniyeti, fazileti, özellikle temizlik ve dürüstlüğü dünyaya taşımış olan olan bir neslin evlâtları kaybettiği değerleri onlardan alır hâle gelmemeli.

Mevlût Beyin ilginç hatıralarına inşaallah bir sonraki yazımızda devam edelim.

Dipnotlar:

1- Münazarat, s. 125.

2- A.g.e., s. 103-104.

22.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.02.2007) - Bunca nimet niye?

  (20.02.2007) - Hizmet söz konusu olunca

  (19.02.2007) - Maksat hizmet olunca

  (18.02.2007) - Duâdan duâya fark var

  (17.02.2007) - Dünyanın dengesi

  (16.02.2007) - Hizmet aşk ve şevki

  (15.02.2007) - Özgür basın

  (14.02.2007) - Osmanlıyı yükselten sır

  (13.02.2007) - Azık

  (12.02.2007) - Umduğunu bulmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004