Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Dehşetli propaganda Nur kalesine tosladı



Fitneye karşı Ensar çağrısı-4

Bundan 82 yıl evvel Şarkî Anadolu'da yaşanan Şeyh Said hadisesinin arka planında yatan en büyük garazkârlıktan biri de, aynı topraklar üzerinde bin yıldır kardeşçe yaşamış olan Türklerle Kürtleri birbirine düşman etmekti.

Nice teessüfler olsun ki, bu münâfıkane maksada bir ölçüde vâsıl olundu.

Şeyh Said ve arkadaşları yakalanıp İstiklâl Mahkemesinde idam talebiyle yargılandığı günlerde, Van'da münzevî bir hayat sürmekte olan Bediüzzaman Said Nursî de oradan alınıp ihtiyaten Garbî Anadolu'ya sevk (sürgün) edildi.

Jandarmalar kendisini almaya geldiklerinde, bölge halkı ve ileri gelenleri buna mani olmak istemiş, hatta bir kısmı yollara dökülüp demişler ki: "Aman Efendi Hazretleri, bizi bırakıp gitme. Müsaade buyur, sizi göndermeyelim. Arzu ederseniz Arabistan’a götürelim."

Buna benzer sözlerle yalvaran zatlara, ahaliye ve silâhlı gruplara teskin edici nasihatlerde bulunan Üstad Bediüzzaman ise "Ben Anadolu’ya gideceğim, onları istiyorum" diyerek, yoluna devam etmiştir. (Tarihçe–i Hayat, s. 136)

Kaderin sevk–i İlâhîsine tâbi olan Bediüzzaman Hazretleri, bir müddet Burdur ve Isparta'da bekletildikten sonra ücrâ bir köşeye, Barla'ya nefyedilir.

Ne var ki, burada da rahat bırakılmaz. Müslüman Türk gençlerinin etrafında pervane olduğunu fark eden dessas münafıklar, derhal harekete geçer ve dehşetli propagandalarla taarruza başlarlar.

İşte, bizzat Üstad Bediüzzaman'a kadar ulaşan ve eserlerinde gereken cevaplarıyla birlikte zikredilen o dehşetli propaganda malzemesinden birkaçı.

Barla Lâhikası, sayfa 149: "Mülhid münafıkların en son ve alçakça ve vicdansızca aleyhimizde istimal ettikleri bir silâhı şudur ki, diyorlar: 'Said Kürttür; bir Kürdün arkasında bu kadar koşmak hamiyet-i milliyeye yakışmaz.'"

Mektubat, sayfa 407: "Şeytanın telkiniyle ve ehl-i dalâletin ilkaâtıyla, bana karşı propaganda ile hücum eden ve mühim mevkileri işgal eden bazı mülhidler, kardeşlerimi aldatmak ve asabiyet-i milliyetlerini tahrik etmek için diyorlar ki: 'Siz Türksünüz. Maşaallah, Türklerde her nevi ulema ve ehl-i kemâl vardır. Said bir Kürttür. Milliyetinizden olmayan birisiyle teşrik-i mesâi etmek, hamiyet-i milliyeye münâfidir (aykırıdır.)'"

Şuâlar, sayfa 327: "Kırk seneden beri bütün kuvvetiyle, bütün âsârıyla İslâmiyetin uhuvvetine ve Müslümanların birbirine muhabbetine çalışan ve Türk milleti Kur’ân’ın bayraktarı ve senâ-i Kur’âniyeye mazhar olduğu için o milleti çok seven ve hayatını onlar içinde geçiren bir adam hakkında, sâbık vali resmî lisanla ihanet için propaganda yapmak ve dostlarını ürkütmek için 'O Kürttür, siz Türksünüz, o Şâfiîdir, siz Hanefîsiniz' deyip, herkesi ürkütüp ondan çekindirmeye çalışması..., hangi maslahat, hangi kànun buna müsaade eder?"

* * *

Evet, buna benzer şiddetli propaganlarla, Üstad'a ve Nur'a talebe olan ihlâslı Müslüman Türk gençleri, Bediüzzaman Hazretlerinden soğutmak sûretiyle koparılmak istenmiş.

Ancak, nihayetsiz şükürler olsun ki, bu gayelerinde muvaffak olamadılar.

O dehşetli propaganda bombardımanı, İslâm kardeşliğiyle teşkil edilmiş olan sağlam Nur kalesine tosladı ve gerilemek durumunda kaldı.

İşte, yukarıda ismi zikredilen eserlerin yine aynı sayfalarında, nifak tohumu eken, gençleri zehirlemeye çalışan o mülhid ve münafıkların dessasane çabalarını boşa çıkartan Üstad Bediüzzaman'ın onlara verdiği cevapların bir kısmı:

* "O Türkçülük perdesi altına giren ve hakikaten Türk düşmanı olan hamiyetfuruş mülhidlere derim ki: Din-i İslâmiyet milliyetiyle ebedî ve hakikî bir uhuvvet ile, Türk denilen bu vatan ehl-i imanıyla şiddetli ve pek hakikî alâkadarım. Ve bin seneye yakın, Kur’ân’ın bayrağını cihanın cihât-ı sittesinin etrafında galibâne gezdiren bu vatan evlâtlarına, İslâmiyet hesabına müftehirâne ve taraftarâne muhabbettarım. Sen ise, ey hamiyetfuruş sahtekâr! Türkün mefâhir-i hakikiye-i milliyesini unutturacak bir surette mecazî ve unsurî ve muvakkat ve garazkârâne bir uhuvvetin var."

* "Ben bu münafıkların vicdansızca desiselerine karşı değil, belki safdillerin temiz kalbleri bunların sözleriyle bulunmamak için diyorum ki: Evet, ben başka memlekette dünyaya gelmişim. Fakat Cenab-ı Hak beni bu memleketin evlâdına hizmetkâr etmiş ki, dokuz sene (35 sene oldu) mütemadiyen bu memleketteki milletin ondan dokuz kısmının saadetine kendi dilleriyle hizmet ettiğim, bu havalideki insanlara malûmdur."

Ey ihvanlar! Aleyhindeki bunca propagandaya rağmen, Üstad Bediüzzaman'dan ayrılmayan, etrafında pervane olan, gerektiğinde hayatını fedâ etmekten çekinmeyen bu hâlis, sâdık, sebatkâr Nur talebelerinden bizlerin de alacağı pekçok dersler yok mudur? O aziz insanlara lâyık birer kardeş olmamız gerekmez mi?.. Elbette gerekir diyorsak, birbirimizi de elbette ki himaye ve müdafaa etmek durumundayız.

O zamanlar, Üstad Bediüzzaman muhacir iken, Müslüman Türk kardeşleri de ensar olmuşlardır. Bizler, hepimiz, bugün de aynı durumda olmamız ve aynı tarz hizmette bulunmamız gerekmez mi? Buna şiddetle ihtiyacımız yok mu?

Bütün bunları tedbirleriyle birlikte düşünmeye devam inşaallah...

GÜNÜN TARİHİ 19 Nisan 1919

Kars'ın kara günleri ...

Bir hafta kadar evvel Kars'ı işgal eden İngiliz kuvvetleri, bu önemli serhat şehrini Ermenilere teslim etti. Kars'ın idaresini ele geçiren Ermeniler, yaklaşık bir buçuk sene müddetle burayı ellerinde tutarak Müslüman ahaliye kan kusturmaya devam etti.

* * *

1918 yılı başında Osmanlı ve müttefikleri karşısında Kafkas Cephesinden geri çekilmek zorunda kalan Rusya, Brest–Litovsk Antlaşması gereği Kars, Artvin ve Batum'u Osmanlı'ya terk etti.

Ancak, kısa bir süre sonra İngilizler ve müttefikleri galip gelince, bölgedeki durum tersine döndü. Ruslarla elele veren İngiliz kuvvetleri, özellikle Kars'a Ermenileri doldurup Türk ve Müslüman nüfusu katliâma başladı.

Ermeniler Kars'ı ele geçirirken, Gürcüler de eşzamanlı olarak Posof ve Ardahan'ı işgal etti. Kars'ın işgali, Kâzım Karabekir Paşanın 30 Ekim 1920 tarihinde gerçekleştirdiği püskürtme harekâtına kadar devam etti. Ayyıldızlı bayrak, Kars Kalesine Besmele–i Şerife ile o gün yeniden çekildi.

Yazımızı, Kâtibî isimli ozanıh bir Kars türküsüyle bitirelim:

Sana bir nasihatım var

Gel yanıma hele gardaş

Uzaktan arayıp gezme

Gitme elden ele gardaş

Harama sürme elini

Kötüden sakın kendini

Bazen hıfzeyle dilini

Dilden gelir belâ gardaş

Dinle okunan Ferman'ı

Bulasın derdine dermanı

Tersi savurma harmanı

Dane gider yele gardaş

Kâtibî'm geldim cihana

Şükür olsun ol Subhan'a

Halin arzeyle Sultan'a

Mihnet etme kula gardaş

19.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.04.2007) - Herkes din kardeşini savunmalı

  (17.04.2007) - Bayraktarlığın intikamı alınıyor

  (16.04.2007) - Arap ve Kürt'ten sonra şimdi de Türk düşmanlığı

  (13.04.2007) - İttihatçı damarın kabardığı günler

  (12.04.2007) - Darbe mantığı

  (11.04.2007) - İtici mi itici bir meydan mitingi

  (20.02.2007) - Nur ve ateş arasında yüz yıl (2)

  (19.02.2007) - Nur ve ateş arasında yüz yıl (1)

  (17.02.2007) - Mecelle yerine Avrupaî kanunlar

  (16.02.2007) - İnsan yetiştirme projesi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004