Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kenzü'l-Arş duâsı



Kurtuluş Bey:

*“Bir arkadaşımdan Kur’ân’da Kenzü’l-Arş duâsı olduğunu ve çok değerli bir duâ olduğunu öğrendim. Gerçekten de Kur’ân’da böyle bir dua var mıdır? Var ise, bu duânın hikmeti ve fazileti nelerdir? Bu duâda neler geçiyor?”

Kenzü’l-Arş duâsı başta peygamberler hakkı ve hürmeti için, büyük meleklerin hakkı ve hürmeti için, “Bismillahirrahmanirrahim” hakkı ve hürmeti için ve Fatiha Sûresinden başlayıp Kur’ân’ın Sûre-i Celîlelerinin tamamının ilk âyetlerini zikrederek, sûrelerin hakkı ve hürmeti için, Kur’ân’daki kelime ve hecâ harflerinin hakkı ve hürmeti için, peygamberlerden, büyük meleklere ve büyük zatlara kadar bütün muhterem zatların hakkı ve hürmeti için, insanoğlunun ve melâikenin muhtelif hâl ve sıfatları esnasında zikrettikleri Allah’ın isimleri hakkı ve hürmeti için Allah’tan af, bağışlanma, mağfiret ve çok geniş bir çerçeve içinde ihtiyaçlarımızın karşılanmasını isteyen geniş, faziletli ve tesirli bir duadır.

Hazret-i Ali (ra) tarafından tertip edildiği ve ehl-i Beyt tarikiyle rivayet edildiği tahmin edilen ve aslı Kur’ân’dan alınmış bulunan bu duâ, Mecmuâtü’l-Ahzab’da geçiyor. Ne kadar sıklıkla okuduğunu bilmesek de, bu duâyı bir hususî vird olarak kabul ettiğini bildiğimiz Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, Rumuzât-ı Semâniye risâlesi olan Yirmi Dokuzuncu Mektûb’un Sekizinci Kısmının İkinci ve Üçüncü remizlerinde bu duadan bahsetmektedir. Üstad Hazretleri bu remizleri, “Kenzü’l-Arş Duasının feyzinden gelen bir nükte-i Kur’âniye”, “Kenzü’l-Arş’ın birinci nükte-i Kur’âniyesi”, “Kenzü’l-Arş duâsının feyzinden gelen Üçüncü Nükte-i İcâziye” başlıkları ile işlemektedir.

Duânın başlangıç kısmı Allah’ın Erhamü’r-Râhimîn, Hannân, Mennan, Bedîü’s-Semâvâti ve’l-Arz, Zü’l-Celâli Ve’l-İkram isimlerine ve Allah’ın Kerîm zatını zikre tahsis edilmiş. Bu yüce isimlerin şefaatiyle özrümüzün kabulünü, ihtiyaçlarımızın giderilmesini, isteklerimizin verilmesini, günahlarımızın bağışlanmasını istiyoruz ve nitekim günahları Erhamü’r-Râhimîn olan Allah’tan başka hiç kimsenin bağışlayamayacağını dile getiriyoruz.

Duâda daha sonra aynı dilek ve isteklerimizi Hazret-i Âdem (as) ve Havva, Hazret-i Nuh (as), Hazret-i Musa (as), Hazret-i İsa (as), Hazret-i Muhammed (asm) hürmetine, Cebrail (as), Mikâil (as), İsrafil (as), Azrail (as) hürmetine, Bismillahirrahmânirrahîm ve Elhamdülillahi Rabbi’l-Âlemin hürmetine, Elif lâm mim ile başlayan Bakara Sûresi, Elif lâm mim ile başlayan Al-i İmran Sûresi hürmetine, Nisa Sûresi, Mâide Sûresi, En’âm Sûresi, Elif lâm mîm sâd ile başlayan A’râf Sûresi, Enfâl Sûresi, Tevbe Sûresi, Elif lâm râ ile başlayan Yûnus Sûresi, Elif lâm râ ile başlayan Hûd Sûresi, Elif lâm râ ile başlayan Yûsuf Sûresi, Elif lâm mîm râ ile başlayan Ra’d Sûresi, Elif lâm râ ile başlayan İbrâhîm Sûresi, Elif lâm râ ile başlayan Hicr Sûresi, Nahl Sûresi, İsrâ Sûresi, Kehf Sûresi, Kâf hâ yâ ayn sâd ile başlayan Meryem Sûresi, Tâhâ Sûresi hürmetine ve devam ederek sıra ile Kur’ân’ın yüz on dört sûresinin her birisinin ilk âyetlerini zikri içine alarak bu sûrelerin ve âyetlerinin şefaatleriyle Cenâb-ı Hak’tan af ve bağışlanma talebini içeriyor.

Sûrelerin ardından Peygamber Efendimiz’e (asm) nâzil olunan Kur’ân’ın yirmi dokuz harfinin her birisini isim isim zikrederek bu harflerin hürmetine af, mağfiret ve ihtiyaçlarımızla ilgili isteklerimizi Allah’a arz eden duâ metni, daha sonra yüz yirmi dört bin peygamber hürmetine, insanlığın atası Hazret-i Âdem ve Havva hürmetine, dört büyük meleklerin hürmetine, Kerrûbîn ve Hamele-i Arş melekleri hürmetine, yedi kat gökyüzü ile yedi kat yeryüzü ve bu mülklerde bulunan melekler hürmetine bağışlanma dileğini içeriyor.

Ardından Allah’ın isimlerini farklı bir açıdan ele alan duâ metni, bu isimlerin hepsiyle bağışlanma ve af talebini dile getiriyor. Burada göze çarpan bir orijinallik şudur: Burada Allah’ın isimlerine isim isim yer vermekten ziyade, bu yüce isimleri kendilerine sığınılma halleri ile ele alıyor. Ardından peygamberlere ve vahye tâbi olan ve istikamet üzere bulunan muhterem zatların hürmetine istek ve dileklerimizi Cenâb-ı Hakka arz ediyor.

Kur’ân’dan ve hadislerden alınan bu duâ metnini, sıkıntılı hallerimizde, günahlarımızdan af ve bağışlanma istediğimiz ve ihtiyaçlarımızın giderilmesini şiddetle arzuladığımız her an, Allah’ın merhametine ve şefkatine sığınmak için okuyabiliriz.

KENZÜ’L-ARŞ’TAN BİR DUÂ

“Rabbim! Sana dertlerimi arz ediyorum ve Senden Peygamberlerin, evliyâların, âbidlerin, zâhidlerin ve Senin için kendinden geçmişlerin zikrettikleri Yüce İsimlerin hürmetine af, mağfiret ve bağışlanma istiyorum! Rabbim! Sana dileklerimi arz ediyorum ve Senden mazlumların, masumların ve zulme uğrayanların gözlerinden çıkardıkları yaş damlaları hürmetine günahlarımızın bağışlanmasını diliyorum! Rabbim! Sana ihtiyaçlarımı arz ediyorum ve Senden yükselten ve düşüren ve yaşatan ve öldüren isimlerin hürmetine, Seninle Hazret-i Muhammed (asm) arasındaki eşsiz muhabbet hürmetine, canlılara hareket veren bin bir ismin hürmetine, belâya uğrayanların imdada çağırdıkları isimlerin hürmetine, Nemrud’un ateşinden kurtardığın İbrahim Aleyhisselâm’ın zikrettiği isimlerin hürmetine, uğradığı amansız derdi giderdiğin Eyyüb Aleyhisselâm’ın zikrettiği isimlerin hürmetine, bildiğimiz bilmediğimiz esma-i hüsnân hürmetine istiyoruz ki: Bizi kulluğuna muvaffak kıl! Tövbemizi kabul buyur! İmanımızı sabit kıl! Bize merhamet eyle! Bizden ve Muhammed (asm) ümmetinden razı ol!” Âmin...

24.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.06.2007) - Yarın mahşerde, ‘Annem dinimi öğretmedi’ diyeceksin!

  (22.06.2007) - Hayatın yirmi dokuz üstün niteliği

  (21.06.2007) - Çocuklarımızı ihmal etmeyelim

  (20.06.2007) - Elli bin senelik beşer yolculuğu

  (19.06.2007) - Allah'ın emri ve dilemesi

  (18.06.2007) - Hiçbir amel karşılıksız kalmayacaktır!

  (17.06.2007) - Yoktan yaratılış ve sebepler

  (16.06.2007) - Güneş batıdan doğunca

  (15.06.2007) - Ya hayır söyle, ya sus

  (14.06.2007) - Bir elif ve bir nokta: Ene ve zerre

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004