Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Kalbi nurlanan insan



Allah Resûlü (asm), Haris bin Malik’e sordu “Geceyi nasıl geçirdin ey Haris?” O da, “Bir mü’min olarak ya Resûlallah” diye cevap verdi. Bunun hakikati neydi? Allah Resûlü (asm) sordu Haris’e. O da şu cevabı verdi:

“Gözümde dünya yok artık. Öyle ki gündüzleri susuz, geceleri de uykusuz kalmayı tercih ediyorum. Rabbimin Arşını görür gibiyim. Sanki birbirlerini ziyaret eden Cennet halkını, feryat edip inleyen Cehennemlikleri görüyorum.”

Bu cevap hoşuna gitmişti Resûl-i Ekrem’in (asm) “Sen, Allah’ın kalbini nurlandırdığı bir kimsesin. Seni anlıyorum. Bu hâline devam et.” (İsabe, 1: 289)

Allah Resûlü (asm) aynı soruyu sahabenin âlimlerinden Muaz bin Cebel’e de sordu: “Geceyi nasıl geçirdin?”

“Yüce Allah’a inanmış olarak” dedi Hz. Muaz. Bu sözün anlamını sorduğunda da şöyle açıkladı o büyük Sahabi: “Ya Resûlallah! Düşünüyorum da sabaha çıktığımda, akşama çıkamayabilirim. Akşam olduğunda da, sabaha çıkamayabilirim. Attığım adımlar belki de hayatımın son adımları. Sürekli Peygamber’i görür gibiyim. Puta tapan milletlerin putlarıyla birlikte hesap vermek için diz çökmüş vaziyette beklediklerini görür gibiyim. Cehennemliklerin cezalarını, Cennetliklerin de mükâfatlarını aldıklarını görür gibiyim.”

“Tamam” buyurdu Resûl-i Ekrem (a.s.m.) “Böylece devam et.” (Hulye, 1: 242)

“Dünya durmuyor gidiyor; insan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun” diyen Bediüzzaman, “Ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkîde göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fani ömürde say ve çalışmalarına bağlıdır” sözleriyle, görür gibi davranmanın sonuçlarına dikkat çekiyor.

Bu dünyada kendisini bir yolcu olarak gören, ebedî kalacağı bir âlemi unutamaz ve gereklerine göre davranmaktan uzak kalamaz. Sabahladığında akşama, akşamladığında da sabaha çıkacağına garanti gözüyle bakmaz. Adımlarını hayatının son adımları olarak görür.

İşte kalbi nurlanan insan! Böyle davranan insan, dünyada da kazanır, âhirette de.

09.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.08.2007) - Namaz sevgisi

  (07.08.2007) - İlk sorgulama

  (06.08.2007) - "Bunlar insan değil, İfrit"

  (05.08.2007) - Zordan korkmamak

  (04.08.2007) - Zordan korkmamak

  (03.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (02.08.2007) - Ölüleri duyabilseydik

  (01.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (31.07.2007) - Mezarın konuşması

  (30.07.2007) - Azrail'in elçileri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri