Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Namaz sevgisi



“Bana dünyadan üç şey sevdirildi” buyuran Allah Resûlü’nün (asm), bu üç şeyden birinin namaz olduğunu belirttiğini biliyoruz. Ondan “Gözümün nuru” diye bahsettiğini de biliyoruz.

Göz için ışık neyse, hayatımız için de namaz o. Kurtuluş vesilesi, huzur kaynağı, Cennetin anahtarı namaz.

Bu ve buna benzer hakikatlere baktığımızda Allah Resûlü (asm) ve sahabenin namaza aşk ve şevkle koşmaları, ona dünyalardan daha çok önem vermelerindeki sırrı daha iyi anlıyoruz. Namazsız dünya karanlık, tatsız; namazsız hayat, hayat değildir.

Sahabenin dünyasında da namazın apayrı bir yeri vardı. Hz. Ömer (ra), yaralandığında baygın bir vaziyette yatmaktaydı.

“Namazdan başka bir şeyle uyandıramazsınız” demişlerdi. “Ey mü’minlerin emiri! Namaz vakti geldi” denildiğinde gözünü açmış, “Ha! Peki kalkayım” diye vücudundan kanlar aka aka namaza durmuştu.

Hz. Osman (ra), evi isyancılar tarafından kuşatıldığında bütün geceyi namazla ihya etmiş, kıldığı namazda Kur’ân’ı hatmetmişti.

İbni Abbas’ın yaşlılığında gözleri görmez olduğunda “Birkaç gün namazı terk edersen, seni tedâvi ederiz” dediklerinde, “Hayır” demişti. “Bırakamam. Çünkü ben Peygamberimizden (asm) ‘Namazı terk ettiği halde vefât edeni, Allah’ın, gazabıyla karşılayacağını’ duydum” demişti.

Onların dünyasında namaz her zaman birinci sıradaydı. Onun yerini hiçbir şey alamazdı. Almamalıydı. Namaza, namazdaki huzuruna hiçbir şey engel olmamalıydı. Engel olduğunda namaz değil, o terk edilmeliydi. Birgün bahçesinde namaz kılan Ebû Talha bir serçenin bahçesine girdiğini görmüş. Zavallı kuş, sağa sola debelenip bir türlü çıkış yolu bulamamış, Ebû Talha da kuşu hayretle seyretmiş, ne var ki huzuru bozulmuş, kaçıncı rekâtta olduğunu unutmuştu. Kuşla ilgisini kesmişti, ama olan olmuştu. Hemen Resûlullah’a (asm) koştu, başından geçenleri anlattı. “Ey Allah’ın Resûlü (asm),” dedi. “Bu bahçe benim namazdaki huzurumu bozdu. Onu sadaka olarak veriyorum. İstediğin şekilde tasarruf edebilirsin” dedi. (Tergib, 1: 3.)

İşte onların dünyasında namaz buydu. Namaz, Allah ile kul arasında en güçlü manevî bir bağdı. Bu bağ, asla kopmamalıydı.

08.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.08.2007) - İlk sorgulama

  (06.08.2007) - "Bunlar insan değil, İfrit"

  (05.08.2007) - Zordan korkmamak

  (04.08.2007) - Zordan korkmamak

  (03.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (02.08.2007) - Ölüleri duyabilseydik

  (01.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (31.07.2007) - Mezarın konuşması

  (30.07.2007) - Azrail'in elçileri

  (29.07.2007) - Dostla buluşurken

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri