Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 25 Ekim 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Terörün üstesinden gelmek



Aile huzuruyla ilgili bir konferansta dinlemiştim. Hatip hiç unutamadığım şöyle ilginç bir tesbitte bulundu: “Eğer eşler huzurlu bir aile hayatı istiyorlarsa herbir fert, ‘Ben ailemi mutlaka mutlu etmeliyim’ duygusuyla hareket etmeli. O zaman mutluluğu yakalamak mesele olmaz.”

Siz müzmin bir derde yakalanmışsanız, doktor doktor dolaşır, en uzmanlarını bulur, derdinize çare arar ve çaresi olan bir dertse mutlaka ilacını da bulur, kullanır, hastalıktan kurtulursunuz.

Eğer bugün terör büyük bir aile olan ülkenin en önemli derdi, en büyük problemi ise bunun tedavisi de elbet mümkün. Öncelikle tedavinin gerekliliğine içtenlikle, samimiyetle inanmak gerekir. Gerisi kolaylaşır. Bu işten anlayan, bilen insanlar bulunur, istişare edilir, fikirleri alınır, sonra da tedaviye geçilir.

Uzmanlar size önce hastalığın sebeplerini söyler, “Şunlardan şunlardan uzak kalmalı, şunları şunları da yapmalısınız” diye bir reçete sunarlar.

İnsanı kötü, zararlı alışkanlıklardan, özellikle terörden kurtarma, insanı insan yapma; insanca, medenice yaşatma, daha açıkçası huzurlu bir toplum kurma hedef olunca, öncelikle bu hususta başarılı olmuş insanlara bakmalısınız. Ne yapmışlar da bunun üstesinden gelmişler?

Temelinde eğitimin bulunduğunu görürsünüz. Canavar ruhlu insanları karıncayı dahi incitmekten çekinir hâle getiren bu eğitimde insana insanca yaklaşılır. Sevgi ve şefkat vardır orada. Elden tutma, ihtiyaçlarına cevap verme vardır orada. Kenetleşme, yardımlaşma, dayanışma, tekvücut olma vardır orada.

Sevgi ve şefkatin önemini pedogoglar, psikologlar, sosyologlar hep söyleyip durmuyorlar mı?

“Sevgi insanlığın kanunudur” diyor Gandi. Seven de, sevilen de mutlu olur.

Şefkat de çok önemli. “Şefkat öyle bir dildir ki sağırlar da işitebilir, körler de okuyabilir” denilmiştir.

En huysuz, en haylaz çocukların dahi sevgi ve şefkatle yola geldikleri düşünülürse, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde sevgi ve şefkate dayalı eğitime ağırlık vererek nesilleri vatanını, milletini seven, sayan insanlar olarak yetiştiremez miyiz? Böyle bir eğitim, anarşi ve terör üretmez. Bölge insanı da kendini ayrı değil, birbirlerini tamamlayan bir bütünün parçası olarak görürler.

Bunun yanında iş ve aş imkânı bulan, karnı tok, sırtı pek gençler ekmek yedikleri eli ısırmayacak, terörün tuzağına düşmeyeceklerdir.

Demek kalıcı çözüm, sevgi ve şefkate dayalı eğitim ve ekonomik kalkınma.

Terörün kökü başka nasıl kurutulabilir?

25.10.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.10.2007) - Bataklığı kurutmak

  (23.10.2007) - İlmin gereği yapılmazsa

  (22.10.2007) - İlmi yayma gayreti

  (21.10.2007) - İnsanlar kaç sınıf?

  (20.10.2007) - Yapılmayanı söylemek

  (19.10.2007) - Faydalının peşinde olmak

  (18.10.2007) - İlmin izzeti

  (17.10.2007) - İlim uğruna

  (16.10.2007) - İşte tevekkül!

  (15.10.2007) - Tırmanan terör ve çözüm

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri