Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Muhtelif cevaplar



Mustafa Bey:

*“Âhirette uyku var mıdır?”

Uyku Cenâb-ı Hakkın büyük nimetlerindendir. Uyku ile dinleniyoruz, günün streslerinden ve gerginliklerinden kurtuluyoruz, yeni bir güç kazanıyoruz ve yeniden kendimize geliyoruz. Onun için; yorucu bir günün ardından yatağa zevkle ve iştihayla gireriz.

Cenâb-ı Hak uyku hakkında; “Uykunuzu dinlenme vakti kıldık”1 buyurur. Bir diğer âyette, “Size geceyi örtü, uykuyu rahatlık kılan, gündüzü çalışma zamanı yapan Allah’tır”2 buyuran Cenâb-ı Hak, diğer bir âyette: “Geceleyin uyumanız, gündüz de lütfundan rızık aramanız O’nun varlığının belgelerindendir”3 buyurur.

Cennette bulunan nimetler hakkında ise Yüce Rabbimiz: “Orada nefislerin iştiha duyacağı ve gözlerin zevk alacağı her şey vardır”4 buyurur.

“Cennette çift sürmek var mıdır?” diye soran bir çiftçiye, Sevgili Peygamberimiz (asm): “Vardır; ama zevk için ekersin, hemen çıkar. Hasat için beklemezsin” buyurmuştur.

Anlaşılıyor ki, dünya nimetleri Cennette vardır, ama dünyadaki hikmetler için değil; sırf kulun isteği çerçevesinde ve lezzeti için vardır. Eğer kul isterse Cennette uyku da vardır. Fakat dünyadaki yorgunluk ve dinlenme, gerginlik ve sığınma, güç kazanma ve kendine gelme gibi hikmetler için değil; sırf kul istediği için gâyet şeffaf, gâyet hoş ve gâyet lezzet verici bir mahiyette var olduğunu yukarıya aldığımız Cennet âyetinden çıkarabiliriz.

***

Recep Bey:

*“Hazret-i İdris (as) şu an Cennette midir? Bu nasıl olmuştur?”

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri Hazret-i İdrîs (as) ile Hazret-i Îsâ’nın(as), beşeriyet ihtiyaçlarından sıyrılmış vaziyette, melek hayatı gibi bir hayat içinde nûrânî bir letâfette üçüncü hayat tabakasında bulunduklarını, dünyevî cesedleriyle yıldızımsı biçimde semâvâtta olduklarını kaydeder.5 Hazret-i İdrîs’in (as) Cennette olduğu yolunda rivâyetler vardır. Fakat ölen salih kimselerin Cennet saadetini kabirlerinde yaşadıkları, asıl Cennetin kapısını sâkinlerine Mahşerden sonra açacağı yolunda da güçlü haberler mevcuttur. Nitekim Hazret-i İdrîs’in (as) Cenneti görse ve izlese de, bağ ve bahçelerinin, kasır ve saraylarının gelecek sâkinleri için mühürlü ve kapalı olduklarını gördüğü de gelen rivâyetler arasındadır.

Demek Hazret-i İdrîs (as) Cennet hayatını tadıyor olsa da, Cennet henüz gizli defînelerini ve lezzet hazînelerini tam açmış değil. Cennetin kendisini tam açması için Muhammed (asm) ümmetinin ve sâir peygamberlerin ümmetlerinin Cennete gelmesi gerekiyor.

***

İstanbul’dan Fatma:

*“Peygamberlerin akrabalıkları ne demektir?”

Peygamberlere îmân eden, onları seven ve gittikleri yoldan giden; hepsinin dînine vâris olan âhir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed’in (asm) sünnet-i seniyesini yaşamaya çalışanlar, sünnet-i seniyeden hisseleri oranında peygamberlere “akraba” hükmündedirler. Soy bağı olup olmamasının önemi yoktur. Bilindiği gibi soy bağı olduğu halde îmân etmemiş olan peygamber yakınları için Kur’ân-ı Kerîm’in hükmü, onların peygamberin ehli olmadıkları yönündedir. Hazret-i Nuh (as) tufanda boğulmak üzere olan oğlunun kurtulması için, “Rabbim, oğlum benim ailemdendir” diye duâ etmişti; ama Cenâb-ı Hak: “Ey Nuh! O senin ailenden sayılmaz. O kötü amel sahibidir. Öyleyse mahiyetini bilmediğin şeyi Benden isteme” buyurmuştu.6

“Ey Muhammed! De ki: Vazifem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istediğim ancak akrabaya sevgi ve ehl-i beytime muhabbettir”7 âyetinin tefsîrinde Bedîüzzaman Hazretleri, Peygambere (asm) yakınlıktan kastın, sünnet-i seniyeye uymak olduğunu, sünnet-i seniyeye irtibâı terk edenin Peygamberin (asm) hakîkî yakını olmayacağını bildirir.8

Nihâyet Kur’ân, Allah’a ve Allah’ın peygamberine itaat edenleri hem birbirleriyle hakîkî kardeş9, hem de peygamberlerle, sıddîklarla, şehitlerle ve sâlih kimselerle hakîkî arkadaş ve akraba ilân eder ve bu “mübârek arkadaşlar sınıfını” ebedî hayatta birlikte olmakla müjdeler.10

Dipnotlar: 1- Nebe’ Sûresi, 78/9 2- Furkân Sûresi, 25/47 3- Rûm Sûresi, 30/23 4- Zuhruf Sûresi, 43/71 5- Mektûbât, s. 12 6- Hûd Sûresi, 11/45,46 7- Şûrâ Sûresi, 42/23 8- Lem’alar, s. 28 9- Hucurât Sûresi, 49/10 10- Nisâ Sûresi, 4/69

30.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.12.2007) - Muhtelif cevaplar

  (28.12.2007) - Kısa kısa

  (27.12.2007) - Musibetler ve kader inancı

  (26.12.2007) - Allah'a sığınan şerlerden emin olur

  (25.12.2007) - Kısa... Kısa...

  (23.12.2007) - İbadetlerle yaşadığımız manevî şoklama-2

  (22.12.2007) - İbadetlerle yaşadığımız manevî şoklama -1

  (20.12.2007) - Nice bayramlara

  (19.12.2007) - Teşrik tekbirleri başladı

  (18.12.2007) - Sorularla kurban

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri