Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Başkanın ikazını dinlemediler

Üniversitelerarası Kurul, dün, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezinde üniversitelerde başörtüsü serbestisine karşı olağanüstü toplandı. ÜAK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, gündemlerinde “üniversitelerdeki kıyafet sorununun’’ olduğunu söyledi. Toplantı sonrası yapılan açıklamada ise, “üniversitelerin inançların değil, bilimin yaşadığı yer” olduğu ileri sürülerek, başörtüsü yasağının kaldırılmasının Türkiye’de laik düzeni yok edeceği savunuldu. Toplantının bu gündemle yapılmasına karşı çıkan YÖK Başkanı Özcan ise, üniversitelerin düşünce ve ifade özgürlüğünün en üst düzeyde yaşandığı ortamlar olması gerektiğini belirterek, üniversite mensuplarının ve temsilcilerinin toplumsal gerginlik oluşturacak tartışmalara girmesinin, üniversitelerin saygınlığını zedeleyeceğini söyledi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Üniversitelerarası Kurul’un ilgili kanunda belirtilen konularda çalışma yapmak amacıyla toplanabileceğini belirterek, ‘’Üniversitelerarası Kurul’un sorumluluk kapsamına girmeyen konuları gündemine alması yalnızca kurulun saygınlığını azaltmayacak, aynı zamanda telafisi zor hukuki sorunlara da yol açacaktır’’ dedi.

Üniversitelerarası Kurul, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde olağanüstü toplandı. Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, gündemlerinde ‘’üniversitelerdeki kıyafet sorununun’’ olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akaydın, ‘’Laik Cumhuriyet adına bu toplantıya katılan ÜAK temsilcilerini yürekten kutluyorum’’ dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın kendisine 3 gün önce ‘’toplantının iptal edilmesinin daha uygun olacağını’’ ilettiğini anlatan Akaydın, ‘’bildiri çıkması halinde ise bildirinin ÜAK adına değil rektörler adına çıkmasının daha uygun olacağını’’ söylediğini kaydetti.

Akaydın, buna karşılık, ÜAK çoğunluğunun sağlanması halinde bildirinin kimin adına çıkacağına kurulun karar vereceğini belirtti. Akaydın, daha sonra konuşmasını yapmak üzere YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan’ı kürsüye davet etti.

Üniversitelerin bir çok sorunu, toplumun tüm kesimlerinin de üniversitelerden beklentileri bulunduğunu belirten Özcan, YÖK ve Üniversitelerarası Kurul’un önümüzdeki dönemde yapacağı toplantılarda, üniversiteler ve yükseköğretim sisteminin sorunlarını ele alıp tartışarak, çözüm önerilerini değerlendireceğini kaydetti.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Üniversitelerimiz ülkemizin en önemli kurumlarının başında geliyor. Üniversitelerimizi bu kadar önemli yapan, kuşkusuz onlardan yerine getirmesini beklediğimiz kritik görevlerdir. Üniversite, bir toplumun hayat kaynağı, imkanları üretime, refaha ve zenginliğe dönüştüren ve gelecekte yapılabileceklerin sınırlarını belirleyen ufuk çizgisidir.

Üniversitelerimiz ve gençlerimiz, bir yandan içinde yaşadığı toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetleri en iyi şekilde üretecek bilgi ve donanımla hayata hazırlanırken diğer yandan da dünyada olup bitenleri doğru ve zamanında okuma yeteneklerini güçlendirmektedirler. Üniversiteler, koca koca binalarla deneylerde kullanılan araç-gereçlerin birarada bulunduğu mekanlar değildir. Büyük kaynaklar harcayıp dev kampüsleri tamamlayabilir, öğrencilerimizi seçip o kampüslere taşıyabiliriz. Ama gençlerimize ve bilim insanlarına özgürce araştırma yapma, elde ettiği sonuçları özgürce tartışma ortamı sağlayamazsak bu dev mekanlar okul olur ama asla üniversite olamaz.’’

“SLOGAN DİLİ EGEMEN OLURSA...”

Üniversitenin, özgür beyinlerin buluştuğu ve yarıştığı ortamın adı olduğunu vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti: ‘’Bu ortamı oluşturmak, başta üniversite mensupları olmak üzere çağdaş toplamda yaşamak isteyen hemen herkesin görevidir. Üniversiteler en aykırı fikirlerin bile bilim camiasında oluşturduğu görüşler içerisinde dile getirilebildiği, ileri sürülen her görüşün öncelikle eleştiriye açık olduğu, tartışma ve eleştirilerden korkulmayan ortamlardır.

Üniversiteler din, dil, cinsiyet, etnik köken ayrımı olmaksızın düşünce ve ifade özgürlüğünün en üst düzeyde yaşandığı ortamlar olmalıdır. Üniversite mensuplarının sosyal, siyasal ve kültürel tercihleri birbirinden farklı olabilir. Bu çok doğaldır. Yine üniversite mensupları sadece üniversitelerin kurumsal sorunları hakkında değil, ülkenin tüm sorunlarının çözümü konusunda karar vericilere ışık tutacak önerilerde bulunmalıdırlar da...

Ancak üniversite mensuplarıyla onların temsilcilerinin toplumsal gerginlik yaratan dil ve söylem sarmalının dar kalıpları içinde sürüklenmesi, en başta üniversitelerin saygınlığını zedeler. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı temelinde ülkemizde sağlanan toplumsal mutabakatın korunması, farklı düşünceleri saygı ve hoşgörüyle karşılayabilmek, karşılayabilecek bir ortamın oluşturulmasında üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir. Toplumun her kesimi düşüncelerini sloganlaştırma hakkına sahiptir. Bu slogan dili her alanda farklı dozlarda yapılabilir, ancak üniversitelerimize slogan dili egemen olursa, derinlik analizi yerine semboller yarıştırılırsa, bundan toplumun tüm kesimlerinin yanı sıra özellikle üniversitelerimizin itibarı olumsuz etkilenir. Üniversitelerimiz saygınlıkla anılmalı, üniversite yöneticilerimiz bu saygınlığa gölge düşürecek tutumdan özenle kaçınmalıdır.’’

“TELÂFİSİ ZOR HUKUKİ SORUNLAR’’

Özcan, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na göre Üniversitelerarası Kurul’un akademik bir organ olduğuna işaret ederek, kurulun kanunda açıkça belirtilen akademik görevleri yapmakla sorumlu olduğuna dikkati çekti.

Üniversitelerarası Kurul’un, ancak ilgili kanunda belirtilen konularda çalışmalar yapmak amacıyla toplanabileceğini belirten Özcan, ‘’Bir konunun ülke gündeminde önemli yer alması, tutması onun yasal olarak yetki kapsamı dışında kalan kurallarla, kurullarda görüşülmesine meşruiyet sağlamaz. Kanunla belirtilen akademik konuların dışındaki ülke sorunlarının tartışılacağı yer bu kurul değildir. Üniversitelerarası Kurul’un sorumluluk kapsamına girmeyen konuları gündemine alması yalnızca kurulun saygınlığını azaltmayacak, aynı zamanda telafisi zor hukuki sorunlara da yol açacaktır’’ diye konuştu.

Özcan’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti. YÖK Başkanı’nın konuşmasının ardından gazetecilerin dışarı çıkmasını isteyen Akaydın, kuruldan çıkacak bir bildirinin duyurulacağını kaydetti. Özcan’ın konuşmasının ardından salonda bulunan ODTÜ’lü öğretim üyeleri ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ sloganı atarak, dışarı çıktılar.

/ ANKARA

02.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Üniversiteden özgürlük çağrısı

  Başkanın ikazını dinlemediler

  Yasakçıların tek gerekçesi laiklik

  Muhtıra gibi açıklama

  Türkiye'de demokrasi geriledi

  AİHM yine mahkum etti

  Askerî Mahkeme’den yayın yasağı kararı

  ‘Hızlandırılmış tren’ kazasında 2 makiniste hapis

  Bâlâ 4.1ile sallandı

  TCDD bütün hatları yenileyecek

  Ders kitapları ekonomiye kazandırılacak

  Özcan: Eşit şartlarda yarışsınlar

  Celal Aras toprağa verildi

  Katsayı problemi öğrenciyi ürkütüyor

  İlgi görmeyen çocuk sokağa düşüyor

  Soğuk algınlığı, çocuklar arasında daha yaygın

  Yarım kalan duble yollara Mart ayında başlanacak


 Son Dakika Haberleri