Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevher İLHAN

“Din dersleri”ne kim karar vermeli?



Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın, millet irâdesinin temsilcisi Meclisi dağıtıp hükûmeti deviren kanlı 27 Mayıs darbesini “devrim” olarak nitelediği, merhum Menderes’le iki bakanın idamıyla sonuçlanan Yassıada zulmünü, maznunlara yapılan zulüm ve işkenceleri, “Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete ihanetin cezası” olarak yorumladığı bir sırada, Danıştay’ın “din dersi” kararı, bir çok yönüyle muallel…

Herşeyden önce, 27 Mayıs’ın izindeki 28 Şubat postmodren darbe süreci itiyadıyla yargının dini tanzime de el atıp “din derslerinin nasıl okutulacağına” karar vermesi, hukuk dışı ve antidemokratik. Belli ki millî irâdeyi, hakkı, hukuku hiçe sayan, anayasayı ilga eden darbeciler misâli, anayasa ve yasalar bir defa daha ilga ediliyor. Tıpkı temel haklara ve hürriyetlere aykırı olarak, başörtüsünün yasa dışı yasakla tepeden inme keyfî olarak yasaklanmasının temelsiz gerekçelerle “onaylanması” gibi…

Anlaşılan o ki tek parti zihniyeti, “laiklik elden gidiyor” bahanesiyle dayatılan 12 Eylül ihtilâli anayasasını da takmıyor. Dahası Anayasa’nın 24. maddesine göre, “din ve ahlâk eğitimi”nin “devletin denetim ve gözetimi altında” olmasına bile tahammül edemiyor. Anayasanın açıkça “zorunlu” kıldığı “din kültürü ve ahlâk öğretimi” derslerini dahi kabul etmiyor. Anayasa’nın açık hükmüne rağmen “zorunlu” olmaktan çıkarmaya yelteniyor…

* * *

Doğrusu Danıştay’ın, “Sünniliği” kastederek “din derslerinde bir mezhebin bilgilerinin verildiği” iddiası, Müslümanlığın ta kendisi olan, iman ve İslâm esaslarında hiçbir farklı inanç ve ibâdeti olmayan Aleviliği İslâmdan ayrı gösterme tuzağına gelindiğini ele vermekte. Hz. Ali’nin haklılığı ve Ehl-i Beyt muhabbetini esas alan Aleviliğin, Müslümanlıktan farklı bir din gibi sunulması, İslâmın ortak paydasının ve bilgisinin Sünniliğe hasredilmesi, Alevileri Müslümanlıktan koparma ve hatta çatıştırma komplosunun bir parçası.

Rafiziliğe varan bazı müfrit azınlıklar hariç, temel Alevilik kaynakları da Aleviliğin İslâmın içinde olduğunu ortaya koymakta. Aleviliğin İslâm tarihinden, İslâmın özünden olduğu belirtilmekte. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun da ifâde ettiği gibi, aksi halde Aleviliği İslâmın dışında ayrı bir inanç olarak görmek, Müslümanlığı bilmemektir ve en başta Alevilere haksızlıktır…

Hakikaten sormak lâzım: Türkiye’de din eğitiminin nasıl verileceği, öğretimin nasıl yapılacağı, dahası hangi bilginin İslâm dininin, hangi mâlumatların bir mezhebin bilgisi olduğuna kim karar verecek? Bütün bunlar bir yana, yargı, din konusunda hangi merciden görüş alacak? Yargıçların din hakkında tamamen kişisel mülâhazalarıyla, önyargılarla karar vermeye hakları var mı?

Anayasa’nın 136. maddesi ile 663 nolu kuruluş kanunu, devletin din işleri ve ilişkileriyle ilgili en yetkili anayasal bir kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İslâm dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetme görevini vermekte. Peki dinin nasıl okutulması gerektiğini, hangi öğretinin dinin orijinal, nesnel ve rasyonel öğretisi olduğunu, hangisinin daha yanlı, daha sektörel olduğunu, yargı neden devletin dinle ilgiyi yetkili kurumu olan Diyanet’ten sormaz da re’sen yanlış ve yanılmalarla karar verir?

Dinin ne olduğunun, başörtünün “dinî bir vecîbe” olup olmadığının bilgisi, din derslerinin nasıl okutulması gerektiğinin tespiti, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi gibi kurumların mı yoksa anayasal ve yasa görevi din konusunda toplumu bilgilendirmek olan olan Diyanet’in mi?

* * *

Türkiye’de 23 İlahiyat Fakültesi var. Sahi, AİHM’nin AB’nin temel değerlerine aykırı başörtüsü mülâhazasını esas alan Anayasa Mahkmesi, neden başörtüsünün dinî bir vecîbe olup olmadığını Diyanetten sormaz? AİHM’nin “din dersleri” hakkında İslâm dinini Hıristiyanlıkla kıyaslayan mütalaasını gerekçe gösteren Danıştay, niçin din eğitimini veren İlâhiyat Fakültelerinden görüş istemez? Anayasa ve yasalarla “din ve vicdan hürriyeti” çerçevesinde din ve ahlâk eğitim ve öğretiminden sorumlu Millî Eğitim’in görüşü neden nazara alınmaz?

“Din dersleri”nin nasıl olacağı, ilköğretim, ortaöğretim ve Bakanlığa bağlı yaygın eğitim kurumlarında okutulan din kültürü ve ahlâk öğretimine ait programlar ile ders kitaplarını hazırlamak ve Tâlim Terbiye Kuruluna sunmakla görevli Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün görüşü neden alınmaz? Ve Millî Eğitim, mevcut anayasa gereği, devletin denetimdeki din eğitimi ve öğretimine hangi sâikle hakkıyla sahip çıkmaz? Hükûmet, niçin bu derslerin genel müfredat içinde nitelikli ve donanımlı olmasının gereğini savunmaz?

Başka bir dersin “seçmeli” olması tartışması bile olmazken, din kültürü ve ahlâk bilgisi derslerinin bu yetersiz haliyle “seçmeli” olması saptırmalarına gerekli cevapları vermez? Din dersleri, dini bilmeyen mihrakların insafına bırakılır; neden?

12.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.03.2008) - Danıştay’ın “din dersi” kararı…

  (10.03.2008) - “Büyük tezgâh”

  (08.03.2008) - Deşifre…

  (07.03.2008) - “Siyasî çözüm” paravanası…

  (06.03.2008) - Operasyonun arka plânı

  (05.03.2008) - Ankara “kınamak”la kalmamalı

  (04.03.2008) - Yetmiyor mu?

  (03.03.2008) - Ankara’daki tartışma

  (01.03.2008) - Millete “balans ayarı”

  (29.02.2008) - “28 Şubat”ın devamı…

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri