Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Mayıs 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

İktidarın iki kanadı: Ekmek ve hürriyet



İktidara yollar çeşitlilik arz eder. Değişik yollardan yürüyerek iktidar mevkiine çıkılabilir. Ancak, bunlardan iki tanesi var ki, özellikle demokratik rejimlerde ilk sırada yer alır: Ekmek ve hürriyet.

Evet, iktidara giden yollardan biri evlerin mutfağından geçiyorsa, bir diğeri de hürriyet mücadelesinin yapıldığı meydanlardan geçer.

Kimine göre ekmek, kimine göre ise hürriyet önce gelir. Bizim tercihimiz "Ekmeksiz yaşarım; hürriyetsiz yaşayamam" nidâsındaki inanç ve idealden yana.

* * *

Bugün gelinen noktaya bakıldığında, ne yazık ki ekmeğin de, hürriyetin de hakkıyla sağlanamadığı ve bu iki nimetin çok ciddî risklere mâruz bırakıldığı görülüyor.

İşte, uzun zamandır yüksek faiz politikalarının arenasına çevrilen Türkiye'de, enflasyon canavarı da başını almış gidiyor. Bir türlü dizginlenemeyen bu canavar, geniş vatandaş kesimini korkutmaya devam ediyor... Ekonomide düşünülen ve plânlanan hedeflerin tutturulamadığını, aksine ciddî sapmaların yaşandığını, tepe noktasındaki en sorumlu ağızlardan bile defalarca duyulacak bir hale gelindi.

Öte yandan, AB kriterleri ve yeni anayasa paketi ile hürriyet ve demokrasi sahasında sağlanmak istenen gelişmeler de, maalesef çok ciddî bir tökezlemeye mâruz kaldı. Daha evvel işleyen çarklar bile yavaşladı, durma noktasına geldi, hatta yer yer geri sayma eğilimine bile girdiği söylenebilir.

Kapatma dâvâsıyla başı derde giren iktidar kanadı, bu ciddî handikapı esaslı bir hürriyet ve demokrasi mücadelesiyle aşması beklenirken, bu meyanda yaşanan gelişmeler ise, ne yazık ki tam tersi bir istikamette yüründüğüne işaret ediyor.

Oysa, bu tür bir yumuşamanın, bu tarz bir uysallığın zerrece faydası yoktur. Aksine, saldırıya geçenlerin daha ziyade iştihasını açar. Sonra da, sıra diş ve tırnaklarının kirasını istemeye gelir.

Zira, bunlar canavar tabiatlıdır. Birden bire azgınlaşan mâlum medya, işte bu canavarlığa ayna tuttuğu gibi, muhtemel saldırılar hakkında da iyi bir fikir veriyor.

* * *

Hasılı, büyük taşlar bile yerinden oynadığı için, ekmek de, hürriyet de risk altına girmiş görünüyor. Dolayısıyla, Türkiye yeni birtakım siyasî gelişmelerin eşiğine gelmiş bulunuyor.

Esasında, tâ 1971 Muhtırasından beri tabiî mecrasından münafıkane bir metotla saptırılan iç siyaset mekanizması, aradan geçen bunca zamana rağmen bir türlü normal haline dönemedi. Tam dönecekken, yeni müdahalelere mâruz kaldı... Şimdi de yeni bir sarsıntı daha yaşanacak gibi görünüyor ki, neticesi hayrola.

Dileğimiz, yaşanılması artık kaçınılmaz hale gelen bu yeni çalkantılı dönemin çok kısa sürmesi ve siyasetin fırtrî mecrâsında akmaya devam etmesidir.

Tarihin yorumu 6 Mayıs 1972

İdamlar ve ikiyüzlü adamlar

Haklarında verilmiş idam kararları kesinleşen THKO örgütü üst düzey sorumlularından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın cezası infaz edildi.

İdam kararının dayandırıldığı kànun ve adâlet ölçüleri, tartışmaya elbetteki açıktır. Zira, bu ölçüler İlâhî adâlete göre değil, beşerî kanunlara göre tanzim ve ihdas edilmiş. Dolayısıyla, üzerinde durulması gereken esas mesele bu değil.

Tarih önünde ve ibret nazarında dikkate değer en önemli nokta şu olsa gerektir: Silâhlı örgüt üyesi ve cinayetten sabıkalı oldukları tartışma dahi götürmeyen bu şahısların idam edilmesine şiddetle karşı çıkan, hatta onların birer kahraman olduğunu dâvâ eden etkili bir kesim var Türkiye'de.

Her fırsatta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına sahip çıkan, onların idamında payı bulunanlara ise ateş püsküren bu kesim, ne hikmetse onların işlemiş olduğu onca soygun ve cinayeti görmezlikten geliyor.

Oysa, bu adamların sabıka dosyası kabarıktır. Devletin askerine, polisine, memuruna karşı akla gelebilecek hemen her türlü eylemde bulunmuşlardır. Banka soymuşlar, adam vurmuşlar, adam kaçırmışlar, birçok insanın kanına girmiş, malına zarar vermiş ve sayısız insana hayatı zindan etmişlerdir. Ayrıca, benzer suç ve eylemlere bu vatanın sayısız evlâdını özendirmekten, sürüklemekten ve azmettirmekten de çekinmemişlerdir.

Yani, bir bakıma 1960–70'ler Türkiye'sinin Abdullah Öcalan'ı gibi davranmışlar, hatta bütün ülkeyi bir komünist ihtilâline doğru sürüklemeye çalışmışlardır.

Gariptir ki, bugün gûyâ teröre karşı olan veya eline geçse Öcalan'ı linç etmek isteyen bazı şahıs ve gruplar da, ortaya çıkıp Gezmiş ve arkadaşlarına sahip çıktığını açıkça ilân edebiliyor.

Hatta öyle ki, sırf bu maksatla özel televizyon programı düzenleyerek tarihin yüzünü dahi kızartacak derecede yalan söyleyen ve yaşanmış gerçekleri çarpıtmaya çalışanlar var. Böylelerine, emin olun "ikiyüzlü" demek dahi az geliyor, basit kalıyor.

06.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.05.2008) - Bunca gösteri başörtüsü için yapılsaydı

  (29.04.2008) - Ağacı kesmekle, şuur kesilmiyor

  (28.04.2008) - Merkezin kalbindeki hastalık

  (26.04.2008) - Siyasete ufkî nazarla bir bakış

  (24.04.2008) - Uygur kadınlara Çin işkencesi (2)

  (23.04.2008) - Uygur kadınlara Çin işkencesi (1)

  (22.04.2008) - Eski İttihatçıların yeni Türk Ocakları

  (21.04.2008) - AB hedefine kilitlenmek

  (19.04.2008) - 'Son Osmanlılar'a sosyal statü

  (18.04.2008) - Osmanlı-Yunan Harbi: Elveda Rumeli

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT