"Gerçekten" haber verir 17 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Şefkat duygusunu doğru kullanmalı



Şefkat, yani, acıyıp merhamet ve yardım etmek fıtrî bir duygudur. Ancak, diğerleri gibi, bu duygumuzu yükseltme, yönlendirme, dengelenme, yerli yerine kullanma irademize bırakılmıştır. İşte Risâle-i Nur’un şefkat mesleği, şefkat yüzünden İslâm esasları haricindeki bid’at ve dalâlet yollarına sapmaktan kurtarır.

Şefkat, Rabbânî, İlâhî merhametin bir cilvesi, yani, binler perdelerden geçtikten sonra bir yansımasıdır. Şefkatin ölçüsünü de âlemlere rahmet olan Peygamberimiz (asm) yaşayarak ders vermiştir. Dolayısıyla bizim göstereceğimiz şefkat, İlâhî şefkat derecesini taşmaması gerekir. Eğer aşsa ve taşsa, o şefkat, elbette merhamet ve şefkat değil. Dalâlete ve ilhada (gerçek inançtan sapmaya) sirayet eden (bulaşan) ruhî ve kalbî bir hastalıktır.1

Meselâ, insanlara, Müslümanlara veya hayvanlara zulmeden kişelere, “ifsat, zındıka ve dinsizlik komitelerine” hoşgörü ile yaklaşmak, zalimleri övmek, kucaklamak şefkatin sapıtmış, hastalıklı hâlidir.

Meselâ, inkârcıların ve dinsizlerin sonsuza dek Cehennemde azap çekmelerine itiraz etmek, onlara acımak da böyledir. Zira, küfür ve dalâlet, kâinata büyük bir tahkir ve mevcudata büyük bir zulümdür. Rahmetin kaldırılmasına ve âfâtın (felâketlerin) inmesine sebeptir. Hatta, denizin dibinde balıkların bile, “İstirahatimizin selbine sebep oldular” diye cânilerden şikâyet ettikeri hadiste belirtilir.

O halde kâfirin azap çekmesine acıyıp şefkat eden adam, şefkata lâyık hadsiz masumlara acımıyor ve şefkat etmeyip hadsiz merhametsizlik ediyor demektir.2

Meselâ, hayatını, ruhunu yavrusu için feda eden şefkat kahramanı anneler de, İlâhî merhamet şefkat timsâli Resûl-i Ekrem’in (asm) şefkat sınırını aşabiliyor. Ve bu yüksek duygularını çocuklarının aleyhinde kullanabiliyor!

Meselâ, feminizm, sınırsız hürriyet, maddeperestlik, dünyaya meyil gibi bazı fena cereyanlarla o kuvvetli ve kıymettar seciye inkişaf etmez. Veyahut sû-i istimal edilir. Yüzlerce örneklerinden birisi şudur:

O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. “Oğlum paşa olsun” diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor.3

Veya, çocuğunu, “Ay yavrucuğum, ne de mışıl mışıl uyuyor, bu soğukta uykusunu bölmeyeyim!” diyerek sabah namazına kaldırmıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o mâsum çocuğunu, âhirette şefaatçi olmak lâzım gelirken dâvâcı ediyor. O çocuk, “Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?” diye şekvâ edecek. Dünyada da, terbiye-i İslâmiyeyi tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder.

Evet, bu hakikî ihlâs ile hakikî bir fedakârlık taşıyan validelik şefkati sû-i istimal edilip, mâsum çocuğunun elmas hazinesi hükmünde olan âhiretini düşünmeyerek, muvakkat fâni şişeler hükmünde olan dünyaya o çocuğun mâsum yüzünü çevirmek ve bu şekilde ona şefkat göstermek, o şefkati sû-i istimal etmektir.4

İşte Risâle-i Nur, bu ve benzeri tahşidat ve değerlendirmelerle, nefsimizi, ruhumuzu, duygularımızı terbiye ederek şefkat duygumuzu İlâhî rotaya çevirmemize, Peygamberî çizgiye çekmemize vesile oluyor.

Dipnotlar:

1-Kastamonu Lâhikası, s. 48; 2-Kastamonu Lâhikası, s. 49; 3-Lem’alar, s. 201.; 4-Lem’alar, s. 202.

17.10.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.10.2008) - ‘Kriz İlâhî ikaz’ desem, yine mahkemeye verilir miyim?

  (18.10.2008) - Risâle-i Nur aynı zamanda tefekkür mesleğidir

  (17.10.2008) - Şefkat duygusunu doğru kullanmalı

  (16.10.2008) - Şefkat mesleği

  (15.10.2008) - Acz, fakr mesleği

  (14.10.2008) - Risâle-i Nur: Acz, fakr, şefkat, tefekkür mesleği

  (13.10.2008) - Bediüzzaman önce kendi nefsine hitap eder

  (12.10.2008) - Risâle-i Nur’un nefsimizi terbiyesi

  (11.10.2008) - Bir ipin hesabı

  (08.10.2008) - Ölenler nereye gidiyor?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır