"Gerçekten" haber verir 08 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

Sami CEBECİ

Sonsuz irâdenin gücü



Ezelden ebede kadar olmuş ve olacak her şeyi bilen ve o ezelî ilmiyle her şeyi kuşatan Cenâb-ı Hakk’ın, aynı şekilde sonsuz bir irâdesi de vardır. O küllî irâdesi ile dilediğini dilediği tarzda yapar, istemediğini yapmaz. Onun irâdesine hiçbir şey engel olamaz.

O küllî irâdenin var olduğuna bütün varlıkların şekilleri ve karakterleri şahittir. Çünkü, bitkilerin, ağaçların, hayvanların ve insanların temel maddesi tohumlar, çekirdekler, yumurta ve nutfelerdir. Onların da ana maddesi hidrojen, oksijen, karbon ve azot gibi elementlerdir. Bunların halita ve karışımının farklı yapılanmasından dört yüz bin nebatât ve hayvanât türleri ve onların binlerce alt cinsleri yaratılmaktadır. Yüzlerce, hatta binlerce ihtimaller içinde bir ihtimalin tercih edilerek o mevcudun yaratılışı ve ona mahsus bir şekil verilmesi, hadsiz cihetlerle perde arkasında küllî bir irâdenin var olduğunu gösterir. Çünkü, binler muhtemel vaziyetler içinde bir vaziyeti seçmek, bir tercih, bir kasıt, bir tahsis ile olabilir. Elbette, tahsis etmek bir muhassısı, tercih etmek de bir müreccihi iktiza eder. O muhassıs ve mürehcih de İlâhî irâdedir.

Hadsiz misâllerinden yalnız insanın yaratılışına dikkat edilse, o sonsuz irâdenin sayısız şahitleri göz ile görülür. Basit bir nutfe suyundan o insanın bütün âzâlarının intizamla yaratılması, her insanda aynı âzâ ve organların bulunması, hususan her insana bütün insanlardan farklı bir sima verilmesi küllî bir irâdenin en belirgin delillerindendir. Gerçekten, Hazret-i Âdem’den (as) günümüze ve kıyamete kadar yaratılmış ve yaratılacak olan insanların aynı âzâları taşıdığı halde birbirlerine sima ve karakter bakımından hiç benzememeleri, hem İlâhî ilmin, her şeyi bildiğine, hem de o İlâhî irâdenin dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olduğuna en parlak delillerdendir.

Yumurtalardan yaratılan canlıların vaziyeti de çok ilginçtir. İrili ufaklı olan yumurtaların maddesi yine hidrojen, oksijen, karbon ve azottan meydana gelir. Ancak, İlâhî irâdenin istediği istikamette, İlâhî ilmin kader kalemiyle yazdığı plân ve proje üzerine yaratılan muhtelif şekillerdeki kuşlar havada uçarken, yılan, timsah ve kaplumbağa gibi canlıların kimisi yerde yürüyor, kimisi de suda yüzüyorlar. Rengârenk yaldızlı kanatları ve derilerinin şekilleriyle San'atkârlarına hayranlık duygusu uyandırıyorlar.

Çekirdek ve tohumlardan yaratılan ağaç ve nebatların hârikulâde yapılışları da İlâhî irâdenin delillerindendir. Her çiçek ve ağacın kendine mahsus sûret ve güzelliklerde yaratılması ehl-i temâşa için ibret tabloları teşkil eder. Maddeleri aynı olan tohum ve çekirdeklerden milyonlar farklı san'at eserlerinin îcadı, Yaratıcıda var olan sonsuz irâdenin alâmetleri ve şahitleridir. Gökler âlemindeki milyarlar kütlelerin, galaksilerin ve kurulmuş sistemlerin kasten tercih edilmiş şekilleri de o sonsuz irâdeyi gösterir.

Bediüzzaman Hazretlerinin tesbitiyle: “Nasıl ki eşyada, meselâ hayvanattaki ehemmiyetli âzânın, esâsât ve netâic îtibariyle birbirlerine benzeyişleri ve tevafukları ve bir tek sikke-i fıtrat izhar etmeleri, nasıl kat’î olarak delâlet ediyor ki, umum hayvanatın Sanii birdir, Vahid’dir, Ehad’dir; öyle de, o hayvanatın ayrı ayrı teşahhusları ve simalarındaki başka başka hikmetli taayyün ve temeyyüzleri delâlet eder ki, onların Sani-i Vahid’i, Fail-i Muhtardır ve irâdelidir. İstediğini yapar, istemediğini yapmaz, kasıt ve irâde ile işler.” (Mektûbât, s. 413)

Allah’ın sonsuz İlâhî irâdesi asıldır. O irâde istemediği zaman, insanın irâdesi hiçbir şey yapamaz. İlâhî irâdenin izin verdiği şeyi insan irâdesi gerçekleştirdiği zaman, o fiil sorumluluk gerektiriyorsa, o sorumluluğu insan üstlenir ve cezayı o çeker.

08.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.10.2008) - İlâhî ilmin her şeyi kuşatması

  (24.09.2008) - Hiçten ve yoktan yaratma nedir?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır