"Gerçekten" haber verir 11 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

Mutluluğu şükre çevirmeli



S. E. Rumuzlu okuyucumuz: “Kur’ân’da, ‘Allah çok sevinçlileri sevmez.’ buyuruyor; bu âyeti açıklar mısınız? Dinimiz dünyevî mutluluğa karşı mıdır?”

Şükürsüz olmadıkça sevinmek, isyankâr olmadıkça da ağlamak zararlı değildir. Sevinç gamzelerini şükür tomurcuklarına çevirmeli, ağlama göz yaşlarını da sabır taneciklerine dönüştürmeliyiz. Çünkü şükür de, sabır da büyük sevaptır ve mü’mine mahsustur. Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm buyurur ki: “Mü’minin işine hayret ederim. Zira onun her işi kendisine hayırlıdır. Bu hal ancak mü’mine mahsustur: Sevinecek bir işi olsa, şükreder. Bu ona hayırlıdır. Kendisine bir zarar gelse, sabreder. Bu da ona hayırlıdır.”1

Şükürsüz sevinç hâlinden Allah’a sığınmalıyız. Sabırsız ve tevekkülsüz ağlama halinden de Allah’a sığınmalıyız. Her ikisi de felâkettir. Şükür, sevinci ve sevinç sebebini Allah’ın ikrâm ettiğini bilmektir. Sabır da, imkânımız tükendiği noktalarda ağlamayı duâya ve Allah’a dayanmaya çevirmek ve Allah’tan sıkıntılı halimizin kalkmasını istemek ve beklemektir. Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, “Şükürle geçici rızklar dâimî lezzetler ve bâkî meyveler verir. Şükürsüz nimet ise, en güzel bir sûretten, çirkin bir sûrete döner.”2

Kur’ân Cennet ve mutluluk müjdeleriyle doludur. Fakat şımarmaya karşı da bizleri uyarır Kur’ân. Çünkü şımarıklıkta şükür yoktur, gurur ve kibir vardır. Gülmek hakkımızdır. Mutlu olmak dileğimiz, beklentimiz ve murâdımızdır. Yüce dînimiz gülmeye de, mutlu olmaya da elbette karşı değildir. Fakat gâfilâne gülmekten de, şükürsüz mutluluktan da bizi sakındırır. O halde Kur’ân’ın, “Gülüyorsunuz da, ağlamıyorsunuz! Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız!”3 âyeti hep kulaklarımızda çınlamalı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın, “Bana Cennet ve Cehennem arz olundu. Bu günkü gibi hayırda bulunan faydayı ve şerde bulunan zararı görmemiştim. Şayet siz benim bildiğimi bilmiş olsaydınız elbette az güler, çok ağlardınız.”4 Hadisi üzerine, insanların yıldızları olan sahabelerin elleri ile yüzlerini kapayıp hüngür hüngür ağlaşmalarını aklımızdan çıkarmamalıyız.

Şu hadislere de bir bakalım:

*“Ben sizin görmediğinizi görüyorum. Gökyüzü gıcırdadı. Gıcırdamakta haklı idi. Çünkü gökyüzünde dört parmak sığacak bir yer yoktur ki, orada Yüce Allah için secde eden, yüzünü oraya koymuş bir melek bulunmasın. Allah’a and olsun ki, şâyet siz benim bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız. Yataklar üstünde kadınlarınızla eğlenip tat alamazdınız. Yüksek sesle Allah’a yalvararak yollara dökülür, dağlara çıkardınız.”5

*“Boynuz biçimindeki sûr’un sahibi olan İsrâfil sûr’u ağzına koymuş, kulağını da Allah’ın iznine vermiş; ne zaman üflemekle emrolunsa derhal üfleyecek halde beklerken ben nasıl sevinebilirim?”6

Kıyametin ve mahşerin şiddeti ve dehşeti bize endişe vermeye yeter. Nitekim Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdu ki: “Kıyâmet günü hiçbir kul ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne iş yaptığından, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, bedenini nerede mahvettiğinden sorulmadıkça ayağını yerinden ayıramaz.” 7

Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm, “Sakının o ateşten ki, yakıtı insanlarla taşlardır.” 8 âyetini okudu ve buyurdu ki: “Cehennem ateşi bin yıl yandıktan sonra kızarır. Bin yıl yandıktan sonra beyazlaşır. Ve bin yıl yandıktan sonra da kararır. Bu duruma göre Cehennem ateşi hiç alevi sönmeyen kapkara bir ateştir.”

Peygamber Efendimizin (asm) bu haberinden sonra orada oturanlardan bir siyah adamın hıçkırık sesleri duyuldu. Adam birdenbire çığlık koparmış ve ağlamaya başlamıştı.

Bunun üzerine Cebrâil Aleyhisselâm indi ve Peygamber Efendimize (asm):

“Senin huzurunda ağlayan şu adam kimdir?” buyurdu.

Peygamber Efendimiz (asm):

“Habeşlidir.” buyurdu.

Cebrâil Aleyhisselâm:

“Hak Celle ve Alâ buyuruyor ki: “İzzetime, Celâlime ve Arş üstündeki yüceliğime yemin ederim ki, bir kul dünyada benim korkumdan ne kadar ağlarsa, Cennette de o kadar gülecektir.” 9

Netice olarak, Üstad Saîd Nursî Hazretlerinin ifâdesiyle, ümit ile korkuyu, gülmek ile ağlamayı şahsımızda bir araya getirebilmeliyiz.10 Çünkü Allah Resûlü (asm) buyuruyor ki: “Şayet mü’min Allah’ın azabını hakkıyla bilmiş olsaydı, Cenneti hiçbir kimse ümit etmezdi. Kâfirler de Allah’ın merhametini ve rahmetini bilmiş olsalardı, Cennetten bir tek kimse bile ümidini kesmezdi.” 11

Ecdadımız bundan dolayı olsa gerek: “Sırat köprüsünü geçmeden bize gülmek yasak.” derlermiş.

Dipnotlar:

1- Riyâzu’s-Sâlihîn, 27

2- Mektûbât, s. 350

3- Necm Sûresi: 60, 61

4- Riyâzu’s-Sâlihîn, 400

5- Riyâzu’s-Sâlihîn, 405

6- Riyâzu’s-Sâlihîn, 408

7- Riyâzu’s-Sâlihîn, 406

8- Bakara Sûresi: 24

9- Terğib, 5/194

10- Sözler, s. 309

11- Riyâzu’s-Sâlihîn, 442

11.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.12.2008) - Kur’ân'ın faziletli sûreleri

  (09.12.2008) - Kurban üzerine sorular

  (08.12.2008) - Nice bayramlara

  (07.12.2008) - Bugün Arefe Günü

  (04.12.2008) - Haccın farzları ve vacipleri

  (03.12.2008) - Sabah namazı için nefsi yenmek

  (02.12.2008) - İncir ağacı ve ölüm

  (01.12.2008) - Yedi kat arz üzerine

  (30.11.2008) - Mânâ ile bütünleşen kelimeler

  (27.11.2008) - Seb'ül-mesânî kavramı üzerine-2

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır