Bayramlar sevinç, neşe, coşku ve heyecan yüklü günlerdir. Hasret dolu buluşmaların, hürmet ve muhabbetle bezenmiş kavuşmaların hayatı mânidar kıldığı, dünya hayatını bir nevî cennete çevirdiği huzur ve saadet günleridir, bayramlar. Hasseten, dinî ve mukaddes olan bayramlar.
 Haliyle, böylesi günlerin bir de hüzünlü tarafları var, bazı kimseler için. O kimseler hastadır, düşkündür, ihtiyardır, kimsesizdir; yahut da, kalabalıklar içindeki yalnızlığın adresi olan gurbet diyârındadır.
 Evet, şüphesiz ki hüzünlü olur gurbetteki bayramlar. Buruk ve hazinâne geçer, daha doğrusu bir türlü geçmek bilmez gurbetteki bayram günleri.
 Meselâ, Üstad Bediüzzaman Hazretleri de bayramların çoğunu gurbette ve daha ziyade yalnızlık içinde geçirir. Böylesi zamanlarda büyük ve ulvî hüzün dalgalanmaları yaşayarak şu duâyı yaptığını öğreniyoruz: 
 Ya Rab! Garîbem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyârem.
 Bîihtiyarem, el'aman–gûyem, afcûyem, mededhâhem, zidergâhet İlâhî!
 Son derece bir ihlâs ve teslimiyet içinde yapılan bu duâ ile nur kapısının açıldığını ve zulmetlerin bir bir izâle olduğunu da anlatır, Hazret–i Bediüzzaman.
 Demek ki, en hazin, en sıkıntılı ve en karanlık zamanlarda bile, Hak'tan ümidini kesmemeli ve yine yegâne müracaat kapısının onun dergâr–ı izzeti olduğunu bilip ayılmalı, kendine gelmeli.
 Şimdi de, böylesi bir duygu ve düşünce ile gurbette kaleme alınmış bir şiirle sizleri başbaşa bırakıyoruz.
 Halen Fransa'da ikamet etmekte olan Erzurum'lu ozan Yusuf Yaylacı, bu bayram münasebetiyle yazıp bize gönderdiği mânidar şiirin mısraları şöyle:
 
 Bayramımız kutlu olsun
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Ağlayan gönüller gülsün 
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Ta zirveye varış olsun
 Hep sevgide yarış olsun 
 Tüm dünyada barış olsun
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Herkes bu sevgiyi tatsın 
 Neşemize neşe katsın
 Bütün dargınlıklar bitsin
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Her Müslümanın hevesi 
 Yok artık bunun ötesi 
 Arafat'ta lebbeyk sesi 
 Bugün Kurban Bayramıdır..
 Hak'tan affını diliyor 
 Hak günahların siliyor 
 Müzdelife iniliyor 
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Göklere yükselir âhlar
 Yerde kalmaz bu günahlar
 Sussun patlayan silâhlar 
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Yaylacı'm der tüm dostlarım
 Candan sizi kucaklarım
 Bayramınızı kutlarım 
 Bugün Kurban Bayramıdır
 Yusuf Yaylacı
 FRANSA, Aralık 2008
 
 Tarihin yorumu 11 Aralık 1923
 
 Times'a çok partili sistem sözü
 
 Meşhûr TİME dergisinin 24 Mart 1923'teki sayısında, M. Kemal kapak konusu yapılmıştı. Aynı yılın 11 Aralık günkü TİMES gazetesinde de M. Kemal ile özel olarak yapılmış bir röportaj yayınlandı.
 TİMES gazetesinin bu röportajda öne çıkardığı ve M. Kemal'in dilinden bilhassa nazara verdiği mesaj şu oldu: "Millî hâkimiyet esasına dayanan ve bilhassa Cumhuriyet idaresine malik bulunan memleketlerde siyasî partilerin mevcudiyeti tabiîdir. Türkiye Cumhuriyetinde de birbirini denetleyen partilerin doğacağına şüphe yoktur."
 Gazetede bu sözlere dikkat çekilmesinin çok önemli sebepleri vardı. Zira, bu tarihte Meclis'te tek parti hakimiyeti bulunuyordu. 1 Nisan 1923'te alınan "Meclisi yenileme ve genel seçim kararı", bütünüyle tek yanlı olarak tatbik edildi. Birinci Meclis'te ağırlıklı grubu oluşturan "II. Grup", genel seçimde tamamıyla tasfiye edilmişti. Dahası, seçim "merkezî yoklama" yöntemiyle yapıldı ve CHP'ye muhalif, hatta Lozan Antlaşmasına karşı oldukları tesbit edilen bir tek isim yeni listeye alınmadı.
 Denilebilir ki, II. Meclis'i yeniden şekillendirmenin en önemli gerekçesini, Lozan Antlaşması teşkil ediyordu. Lozan'a evet diyenler listeye alındı, açıktan hayır diyenler bütünüyle tasfiye edildi. Buna rağmen, Lozan'da imzalanan antlaşmayı Meclis'te reddedenlerin sayısı 14'ü buldu.
 Tabiî, bunlar da unutulmadı ve bu yaptıkları adeta fitil fitil burunlarından getirildi. Meselâ, Karabekir Paşa ve arkadaşlarının kurmuş olduğu Terakkiperver Fırkasının kapatılması ve Şeyh Said hadisesinin aynı kişilere fatura edilmesi gibi...
 Hâsılı, Cumhuriyet'in kurulmasından hemen sonra verilmiş olan "çok partili sistem" sözü, ne yazık ki, Türkiye'de bir türlü realize edilemedi. 1946'dan sonra başlayan çok partili yeni süreç ise, daha ziyade Avrupa ülkelerinin BM'ye kurucu üye olan devletlerin dayatmasıyla gerçekleşmiş oldu. 
        
        11.12.2008
         E-Posta:
        [email protected]
          
       |