"Gerçekten" haber verir 11 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Mikail YAPRAK

Hayat safhamız ve kurşun kalem



Lem’alar Risâlesinden İkinci Lem’anın Hatimesini okurken ne hikmetse, bir yerde nazarıma ilişen Brezilyalı ünlü yazar Paulo Coelho’nun kurşun kalemine tekrar nazarım kaydı ve onu siz değerli okurlarımıza da aktarma ihtiyacını duydum. Önce Hatime’nin bir paragrafından anladığımı mealen aktarayım:

“Bir makine sisteminde yaratılan insan bedeninde yüzlerce âlet var. Bunların ayrı ayrı vazifeleri, ayrı ayrı lezzetleri, acıları ve mükâfatları vardır. Sıhhat, afiyet ve lezzet gibi şeyler daima şükrü dedirtir, o âletleri vazifelerine sevk eder ve insan adeta bir şükür fabrikası gibi olur. Hastalık, mûsibet, elem gibi arızalar ile de, o beden makinesinin diğer bazı çarkları harekete geçirilir. İnsanın mahiyetindeki acz, zaaf ve fakr madenleri işlettirilir.

“Böylece insan ne kadar zayıf, ne kadar çaresiz, ne kadar miskin olduğunu idrak ederek, bir tek lisanıyla değil, bütün organlarının yakarışıyla Yaratıcı’sına iltica eder, O’ndan yardım ister.

Güya insan, o arızalar ile, kendi hayat sayfasına ayrı ayrı mânâlar yazdıran binlerce kalemi içinde bulunduran hareketli bir kalem olur. Hem hayat sayfasında hem de dünyada yapılanların kayıt edildiği ve görüntülendiği yer olan ‘Âlem-i Misâl’ levhalarında, takdir edilen hayat proğramını kendi hayatıyla yazar.”

Şimdi bir de 1947 Brezilya doğumlu, meşhur ‘Simyacı’ ve ‘Hac’ adlı kitaplarının yazarı, Kültürler Arası Diyalog’a önemli katkıları olan Paulo Coelho’nun kurşun kalem için söylediklerine bakalım ve onun, bir Hıristiyan olarak insaniyet çizgisindeki yerini görelim.

***

Çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu:

“Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı?”

Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi:

“Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin.”

Çocuk kaleme merakla baktı ama özel bir şey göremedi.

“İyi ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç farklı değil ki!”

“Bu tamamen nesnelere nasıl baktığınla ilgili. Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen hep dünyayla barışık bir insan olursun.”

- Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma. Bizim için bu el Allah’ın kudret elidir ve her zaman bizi o kudret yönlendirir.”

- İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu, kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin, bu acılar seni daha iyi bir insan yapar.”

- Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman imkân tanır. Yaptığımız bir şeyi sonradan düzeltmek kötü bir şey değildir. Aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden biridir.”

- Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşap ya da dışarıya yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman sen de kendi içine bakmalısın, en çok onu korumalısın.”

- Beşinci ve son özelliği ise, her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın.”

11.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.12.2008) - Kurbanlarımızın kabulü niyaziyle

  (27.11.2008) - Çizgimiz ya da meslek ve meşrebimiz

  (06.11.2008) - Trafiği durduran ihtiyar ve çaresiz kızlarımız

  (30.10.2008) - Ekonomik krize ekonomik çare

  (23.10.2008) - Kara yolculuğu

  (09.10.2008) - Değişimin temel taşları

  (04.10.2008) - Doğunun bayramı

  (22.09.2008) - Zengin ve fakir

  (16.09.2008) - Diyalog yetmez, ittifak lâzım

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır