"Gerçekten" haber verir 28 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Faruk ÇAKIR

Edirne'den Van'a sefalet manzaraları



Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ‘diz boyu’nu geçtiğini gösteren bir haber, hemen bütün gazetelerde yer aldı. Habere göre, Hakkâri’den Van’a göç eden ailelerin yaşadığı Van’ın Beyüzümü Mahallesinin çocukları yokluk içinde yaşıyorlar. Fotoğraflara bakılınca, okul çağındaki çocukların ayaklarında ayakkabı, üstlerinde de doğru düzgün elbise olmadığı görülüyor. Van’daki hadiseyi anlayabilmek için eksi 8 derece soğukta çocuklarımızın ‘terlik’le okula gitmek mecburiyetinde kaldığını düşünelim! Bu durumu ‘normal’ kabul edebilir miyiz?

İlgili haberin gazetelerde yer aldığı aynı gün, Edirne kaynaklı bir haber daha duyuldu. Yeni habere göre Edirne Valisi Mustafa Büyük, halk gezilerine devam ederken ilköğretim 5. sınıf öğrencisi B. Ç’nin ailesini de ziyaret etmiş. Vali Büyük, küçük kıza okula gidip gitmediğini sormuş. 5. sınıf öğrencisi B. Ç’nin ‘’Evimizde banyomuz yok, yıkanamadığım için arkadaşlarımdan utanıyorum ve bu yüzden okuluma ara verdim’’ cevabını almış. Bu cevap üzerine, küçük kızın başını okşayan Vali Mustafa Büyük, ‘’Senin okula gitmen için her türlü yardımı yapacağız. Evinize banyo da, tuvalet de yaptıracağız. Yeterki sen oku’’ demiş. (AA, 26 Aralık 2008)

İşte görüyoruz ki, sefalet görüntüleri sadece doğu illerimizle sınırlı değil. Türkiye’nin en batısındaki Edirne’de de yürek yakan görüntüler yaşanıyor. Bir adım ötesinin “AB üyesi ülke” olduğu bir ‘zengin şehir’de böyle manzaralar, böyle hadiseler yaşanıyorsa “Aldırma da geç!” diyebilir miyiz? “Her şey yolunda, problem yok” diyebilir miyiz?

Tabiî ki diyemeyiz ve dememeliyiz. O halde ne yapmalıyız? İşe önce kendimizden, ‘komşu’larımızdan başlayarak yardımlaşmayı teşvik etmeliyiz. “Komşusu açken tok yatan”ların durumuna düşmemeliyiz.

Hiç kimse bu manzaraların ‘münferit’ olduğunu düşünmesin. Maalesef bu ve benzeri manzaralar sadece Edirne ya da Van’da yaşanmıyor. Muhtemelen İstanbul’un ‘varoş’larında da bu manzaralar vardır. Daha da yakınımıza gelelim; mahallemizde de bu derece zorda olan komşularımız vardır ve olabilir. Ama şehir hayatının acımasızlığı, komşularımızın yaşadığı sıkıntıları bilmemizi, görmemizi, onlara el uzatmamızı imkânsız kılıyor.

Geçen gün çok eskiden beri tanıdığımız bir arkadaşımızla karşılaştık. Konuşma ilerledikçe ciddî bir maddî sıkıntıyla karşı karşıya olduğunu hissettirdi. Meğer 11 aydır işsizmiş. Hemen aklınıza, “iş beğenmeyen biridir” önkabulü gelmesin. İşsiz kaldığı günden hemen sonra yeniden çalışmak için pek çok yere müracaat etmiş. BİM’inden DİASA’ya kadar, ‘Ne iş olsa yaparım’ demiş. Ama hiçbir yer müsbet cevap vermemiş. Neticede son 10 aydır aldığı net asgarî ücretin yarısı kadar olan (225 YTL) ‘işsizlik maaşı’ da kesilmiş. Şimdi bu arkadaşın hâlini düşünün! Ki, arkadaşımız olduğu halde bizim de haberimiz olmamıştı. Malûm, son günlerdeki kriz sebebiyle iş bulmak iyice zorlaştı.

“Bari iş bulana kadar çorbada tuzumuz olsun” niyetiyle hemen hamiyet sahibi bazı arkadaşlarımıza durumu izah ettik. “Çam sakızı, çoban armağını” mesabesinde derlediğimiz bir miktar parayı arkadaşımıza ‘zorla’ kabul ettirdik. Çoğu kişiye şaka gelebilir, ama arkadaşımız şöyle diyordu: “İş aramak için (tarif ettiği yer, 3-4 km’lik bir mesafe) yürüyerek gitmek mecburiyetinde kalıyorum.”

“Yok ya, minibüse verecek 1 YTL de mi bulamıyor?” diyenler olabilir. Bizim için ‘ihtimal dışı’ olanlar, gerçekten yaşanıyor. Bir daha düşünelim ve lüks harcamaları kısıp, imkânlarımızı muhtaçlarla paylaşalım. ‘Zengin’lerimiz belki bu kriz sayesinde ‘fakir’lerin neler yaşadığını anlayabilecek. Ekonomik krizin belki de en büyük faydası da bu olacak.

28.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.12.2008) - Zâlimleri sevmeyenleri biz sevelim!

  (25.12.2008) - Özür dilenmesi gerekmeyen kimse var mı?

  (24.12.2008) - “Bu Ülke”nin aydını

  (23.12.2008) - Bu ‘araştırma’lar nerede yapılır?

  (22.12.2008) - “Değişelim” dememiş miydiniz?

  (21.12.2008) - Yolu yarılayamadık

  (20.12.2008) - Hep beraber normalleşelim

  (19.12.2008) - ‘İnsan’lar değil; ‘insanlık’ ölüyor

  (18.12.2008) - Dünya Türkiye’yi izliyor

  (17.12.2008) - Pabuçlar Bush’un başına!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır