"Gerçekten" haber verir 01 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Şaban DÖĞEN

Mazlumların zaferi



Dünkü makalemizde Hz. Musa’nın (as) Firavunla olan mücadelesine yer vermiş, bugün de devam edeceğimizi belirtmiştik.

Hz. Musa’yla (as) Hz. Harun Firavun’a Allah’ı anlattılar, Onun sonsuz kudret ve hikmetlerinden örnekler verdiler. Hz. Musa (as) asasını yere bırakınca yılan oldu, elini koynundan çıkardığında nur saçmaya başladı. Adamlarıyla istişare eden Firavun, onun bir sihirbaz olduğunu iddia etti, tavsiye üzerine memleketindeki bütün sihirbazları toplattı. Sihirbazların attıkları ipler birer küçük yılan olmuştu. Hz. Musa (as) asasını yere bıraktığında ise koca bir yılan olup sihirbazların yılanlarını bir bir yuttu. Yaptıkları sihirlerin bozulmayacağına inanan sihirbazlar Hz. Musa’nın (as) yaptığının bir sihir olmadığını, olamayacağını kesinlikle anlamışlardı.

Bunun üzerine sihirbazların hepsi birden hemen oracıkta iman edip secdeye kapandılar. “Âlemlerin Rabbi olan Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik” dediler.

Buna müthiş derecede bozulan Firavun, sihirbazları çaprazvârî hurma ağaçlarına asacağını söylese de iman eden sihirbazlar buna aldırmadılar. Firavun, İsrailoğullarının erkeklerini öldürüp kız çocuklarını hayatta bırakma kararı aldı. “İsrailoğulları Musa’ya, ‘Sen bize gelmeden önce de eziyete uğramıştık, geldikten sonra da’ dediler. Musa ise, ‘Umulur ki Rabbiniz düşmanınızı helâk eder de yeryüzünde onların yerine sizi hâkim kılar,’ dedi. ‘Tâ ki sizin nasıl ameller yapacağınızı böylece ortaya çıkarsın.’”1

Cenâb-ı Hak Mısır halkını arka arkaya çeşitli musibetlere uğrattı. Her defasında Hz. Musa’ya (as) gelip düzeleceklerini söyleyip kurtulmaları için duâ istediler. Hz. Musa (as) duâ etti, kurtuldular. Ancak bunlar onların yola gelmelerine yetmedi. Bu durumu Kur’ân-ı Kerim, “Üzerlerine azap çökünce, ‘Ey Musa, sana verdiği peygamberlik hürmetine bizim için Rabbine duâ et,’ derlerdi. ‘Eğer üzerimizden azabı kaldırırsan elbette biz sana iman eder ve İsrailoğullarını seninle beraber göndeririz’” dediklerini anlatır. Cenâb-ı Hak buyurur ki: “Helâkleri için tayin ettiğimiz vakte kadar onlardan azabı kaldırdığımızda ise, sözlerinden dönüverirlerdi.”

Zulmedenlerin sonu hakkında ise şöyle buyurur: “Biz de, âyetlerimizi yalanlayıp onlara aldırış etmemekte ısrar ettikleri için onları denizde boğarak cezalarını verdik.

“Onların işkencesi altında horlanıp ezilenleri de, o toprakların pek çok bereketler ihsan ettiğimiz doğusuna ve batısına sahip kıldık. Sabretmelerine karşılık, Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel vaad böylece yerine gelmiş oldu. Firavun ile kavminin yaptıkları binaları, köşkleri, sarayları ve yetiştirdikleri bağları ve bahçeleri ise harap ettik. İsrailoğullarını sağ salim denizden geçirdik.”2

Başka bir surede Kur’ân, Firavun ve askerlerinin haksız yere büyüklük tasladıklarını ve Allah’ın huzuruna dönmeyeceklerini sandıklarını belirtir, “Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize attık. Şimdi bak, zalimlerin akıbetleri nice olmuştur!” buyurarak bu akibetlerini anlatır.3

Demek Allah mazlumların, ezilmişlerin yanındadır. Zalimlere er geç gerekli cezalarını vermektedir.

Şimdi insaf ve vicdan sahipleri karar versin: Çoluk çocuk demeden attıkları bombalarla nice masum insanın hayatlarına kasteden İsrailliler bugüne kadar yaptıklarıyla acaba Hz. Musa’nın (as) tarafında mı, yoksa Firavun safında mı yer alıyorlar?

Dipnotlar:

1- A’raf Suresi: 129. 2- A’raf Suresi: 134-138. 3- Kasas Suresi: 39-40.

01.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.01.2009) - Yoktan ihsan edilen ziyafet

  (04.01.2009) - Sırtında yumurta küfesi taşımak

  (03.01.2009) - Üstadın tasarrufu devam ediyor

  (02.01.2009) - Ahdi bozmama gayreti

  (01.01.2009) - Mazlumların zaferi

  (31.12.2008) - Zulme karşı Hz. Musa (as)

  (30.12.2008) - Yahudilere Hz. Musa’nın (as) adaletini hatırlatırız

  (29.12.2008) - Güzelliklerin başlangıcı, bir dönüm noktası

  (28.12.2008) - Alman mühtedînin içine işleyen 'sözler'

  (27.12.2008) - Huzursuzluğunu İslâmla yendi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır