"Gerçekten" haber verir 30 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Fatma Nur ZENGİN

Yine aynı...



Daha geçen hafta Arap dünyasının gizli İsrail politikası olarak gördüğü moda eğilimlerinden bahsediyordum ki, çok geçmeden İsrail’in sesi yine duyuldu. Filistin’den acı bir çığlık olarak yükseldi ve hepimize ulaştı.

Burada, Mısır’dayken, insan kendini çok daha yakın hissediyor bölgeye. Yani öyle ki, sanki o bombalar bizim başımızda patlıyor. Ama bir o kadar da uzak hissetmemek imkânsız, elimizi uzatsak yetişebileceğimiz bir bölgede birşeyler oluyor, ama hiçbir şey yapamıyoruz.

Daha hicrî yılbaşı arefesindeydi İslâm âlemi halbuki. Bu Aralık ve Ocak ayında peş peşe gelecek olan dinî tatillerden söz edecektim, Kahire gibi bir dinler ve kültürler mozayiğinde bu tatiller nasıl geçiyor, bunu yazacaktım. Ama bir bayramda mutlu olmuşlarsa eğer, diğer bayramda mutlu olma hakları yokmuşçasına coşku ve sevinç hakları ellerinden alındı Filistin insanının. Burada, kaç kere “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığından dolayı eleştirdiğim Mısır insanı bile sokaklara döküldü.

Birkaç gün önce, Gazze’deki olaylar patlak verir vermez, Arap Birliğinin Kahire’de âcil toplantı yapacağını öğrenmiştik. Pazar günü her resmî toplantı zamanı gibi, Kahire yollarının alt üst olması bekleniliyordu. Normalde daha kalabalıktı, polisler yavaş yavaş geçit veriyorlardı trafiğe. 5 araba ilerliyor, sonraki arabalar durduruluyor ve bir müddet sonra 5 arabanın daha geçişine izin veriliyordu. Böyle bir trafikten sonra bazı işlerimi tamamlamak için şehir merkezine gittim. Kısa bir zaman sonra her taraftan yükselen sesler duydum. Bağıran, slogan atan, protesto eden insan sesleri.

Bizler için daha güvenli olduğundan dolayı (2000-3000 göstericinin katılımıyla gerçekleşen eylemler bulunduğum yerin hemen önündeki caddede olduğu için), ben bir müddet binadan çıkmadım. En azından ortalığın sakinleşmesini beklemek ve dilini biraz konuşsam da, âcil bir durumla karşılaşmam ve âcil durum Arapçası bilmemem sebebiyle, biraz bekledim. Bu esnada, Mısırlı bazı kişilerden durumla ilgili bilgi alıyordum. Hayret ettiğimi ve Mısır insanının ilk defa sokaklarda birşeyi protesto ettiğini, hatta “Mübarek, onlardan mı yanasın, yoksa bizden mi?” şeklinde sloganlar atmalarının oldukça ilginç olduğunu ve beni şaşırttığını belirttiğim Mısırlı bir arkadaş, “Gayet normaldir”, dedi. “Şimdi bu insanlar protesto edecekler, söylemek istediklerini söyleyecekler, sokaklara dökülecekler. Kimse onlara müdahale etmeyecek. Çünkü eninde sonunda devlet yine kendi bildiğini yapacak” diye durumu özetledi bana. Belki de öyleydi, öyle gelmişti, öyle gidecekti…

Kalabalık dağıldıktan sonra sakinleşmiş caddelerde yürüdüm. Sanki hiçbir şey olmamıştı. Köşedeki seyyar satıcılar yerli yerinde duruyor, fırından yeni çıkmış ekmeği satılmak üzere bir yere yetiştirmek adına 500 tanesini başında taşıyıp, bisikletle yol alan çocuk da hızla ilerliyordu. Hayat, dünyanın her yerinde devam ediyordu. Yakınlarda bir yerden yükselen acı bir çığlık, bir çığ gibi büyüyor, insanlar bunu duyuyor, fakat birşey yapamıyorlardı.

Gözlerini savaşa açmış bir Filistin çocuğu daha kaç sınava makale konusu olacak, bilemiyorum. Filistin’in adı bile daha kaç kez özgürlüğün simgesi haline gelip, barışın uğramadığı bir mekânmışçasına anılacak, bilemiyorum. Kaç kez daha üç maymunu oynayacak bu dünya insanı, kaç kez daha pırıl pırıl bir sabaha uyanmak isteği artacak, bilemiyorum. Bildiğim, bütün ellerimizi duâya çevirmemiz gerekliliği.

30.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.12.2008) - Moda mı, gizli politika mı?

  (16.12.2008) - Bayram sonrası mahmurluğu

  (09.12.2008) - Bursa’da bir bardak çay

  (02.12.2008) - Şehre, dizilere, festivale dair….

  (25.11.2008) - Yeni Asya’da yazmak demek…

  (18.11.2008) - İçinden ülkeler geçen şehir

  (11.11.2008) - Mısır’a da kış gelir...

  (04.11.2008) - Küresel kriz Mısır’da yok…

  (28.10.2008) - Şemsiye ve yeşil portakallar

  (21.10.2008) - Nil-i mübarek

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır