26 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Fetih öncesi olağanüstü hazırlıklar (2)


A+ | A-

Haliç üzerinde köprü kurulması

İstanbul'un Haliç tarafındaki surlar daha zayıftı. Nasılsa buradan büyük tehlike gelmez diyerek, bu kesimin duvarları nisbeten daha mukavemetsiz yapılmıştı.

Haliç'in girişinin de zincirle kapatılmış olması, Bizans için ayrı bir güven unsuru teşkil etmişti.

Ancak, bambaşka bir gelişme yaşandı ve koca bir donanma bir gece içinde karadan yüzdürülerek Haliç'e indirilmişti. Buradaki surlar, artık güvenli olmaktan çıkmıştı.

Bunu yapmakla da yetinmeyen Sultan Mehmed, Haliç üzerinde karşıdan karşıya geçmeyi sağlayacak bir köprü inşa ettirdi. Dubalarla, sallarla birbirine bağlanan, üstü ise demir ve kalaslarla sağlama alınan bu köprü hakkında detaylı bilgi veren kaynaklar, üstünde beş kişinin yanyana yürüyebileceği harikulâde bir eserin çok sür'atli bir şekilde vücuda getirildiğini kaydediyor.

Lağım ve tünel faaliyetleri

Surları yıkacak topları devreye sokan, Haliç'e gemiler indirip üzerinde köprü inşa eden, kara kısmını ise baştan başa kuşatma altına alan Sultan Fatih, bununla da yetinmeyerek, ayrıca lağım ve tünel açma faaliyetlerini devreye soktu.

Lağım kazıma çalışmaları, surların altını oymak şeklinde yapılıyordu. Tâ ki, nihaî merhalede şehir dört bir yanından hücuma uğrarken, şehrin içinden de ayrı bir faaliyet yürütülebilsin.

Ne var ki, bu faaliyetler tam istenildiği gibi yürütülemedi ve sur altından açılan tünellerden şehre girmek mümkün olamadı. Ama, bu olmadı diye pes edilmedi; diğer çalışmalara vargücüyle devam edildi.

Tekerlekli, makaralı kuleler

İstanbul'un fethi öncesinde son derece dikkat çeken bir diğer teknolojik keşif de, tekerlekli ve makaralı kulelerdir.

Sultan Fatih'in mühendislik dehasının bir eseri olan bu kuleler, surların seviyesine ulaşacak kadar yüksek yapılmışlardı. Ta ki, surların hem üst kısmına, hem de geri planda yer alan mevzilere hakimiyet kurulabilsin ve gerektiğinde ateşle karşılık verilebilsin.

Tarih kaynakları, bu tekerlekli kulelerin üst kısımlarına hafif tertip topların yerleştirildiğini ve çadırla kaplı bölmelerde yedekli topçuların bulunduğunu kaydediyor.

Hareket eden bu devâsâ kuleleri gören Bizans halkının dehşet içinde kaldığı ve bunun insan eseri değil, "şeytanî bir eser" olduğuna inandıkları da, yine kaydedilen bilgiler arasında.

Karşılıklı manevralar

Osmanlı kuvvetleri ile Bizans kuvvetleri arasında çatışmalar devam ederken, bir yandan da diplomatik girişimler yapılıyordu.

Sultan Mehmed, son hücumdan evvel Bizans imparatoruna yine elçi heyeti göndererek teslimiyet teklifinde bulundu. Ancak, daha evvelki gibi bu da reddedildi.

Ardından, bu kez Bizans tarafından bir elçi heyeti gönderildi. Bu elçiler Macar asıllıydı ve Osmanlı yönetimine tehditler savurarak bir an evvel kuşatmanın kaldırılmasını, aksi halde bütün Haçlı dünyasının üzerlerine doğru geleceğini söylediler.

Bunun üzerine Sultan Fatih'in başkanlığında toplanan Osmanlı Harp Meclisi, kısa bir müzakerenin ardından, kuşatmanın fetih tamamlanıncaya kadar aralıksız şekilde devam etmesine karar verdi.

Ölüm kalım savaşı

Her iki taraf için de, gelinen noktadan geri dönüş yapma imkânı kalmamıştı. Mutlak sûrette, biri diğerini mağlûp edecek, hatta bir cihette yek diğerinin sonunu getirecekti.

Veziriâzam Çandarlızade Halil Paşanın tereddüt hasıl eden konuşma ve tutumuna rağmen, Sultan Mehmed zerrece pişmanlık duymadı ve hiç geri adım atmayarak nihaî kararlılığını şu sözlerle deklare etti: "Ya ben İstanbul'u alırım, ya da İstanbul beni!"

Sultan Fatih'in, ayrıca beklemeye ve kuşatma faaliyetini erteletmeye tahammülü yoktu. Zira, eğer bir–iki hafta içinde başarıya ulaşılmaz ve İstanbul fethedilmezse, ardından yaşanacak olan fecaatin boyutlarını biliyordu.

Fecaatin bir boyutu, Bizans'ın imdadına yetişmeye çalışan Haçlı dünyasıyla ilgiliydi. İki koldan harekete geçen Haçlı donanması, hem Tuna'dan Karadeniz'e doğru açılmaya yönelmiş, hem de bir başka donanmayla Ege Denizine kadar gelerek Osmanlı'ya buradan saldırmak için fırsat kollamaya başlamıştı.

Tehlike arz eden bir diğer husus ise, Osmanlı'nın kendi içindeki gayr–ı memnunlarla alâkalıydı. Bunlar, bir an evvel kuşatmadan vazgeçilmesini istiyordu. Buna rıza getirilmeyince bir derece sakinleşip susmuşlardı. Ancak, sürdürülen kuşatmanın başarısız olması halinde, bunlar da harekete geçecek ve ordu içinde büyük çatlak meydana getirebileceklerdi.

Neyse ki, korkulan olmadı. Her şey yolunda gitti, her şey usûlünce takip edildi ve nihayet o mukaddes fetih müyesser oldu.

26.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.05.2009) - Fetih öncesi olağanüstü hazırlıklar (1)

  (23.05.2009) - Doğu'da yol durumu

  (21.05.2009) - Bediüzzaman Külliyesinin ihtiyaçları

  (18.05.2009) - İzmir'de ateşlenen işgal yangını

  (14.05.2009) - Demokrat Parti nasıl şahlandı?

  (13.05.2009) - Cumhur, başkanını seçerse...

  (12.05.2009) - Ümitsiz darbe çığırtkanlığı

  (11.05.2009) - Mânevî buhranın geniş coğrafyası

  (09.05.2009) - Köyde 20 kişiyi katletmek üzereydim

  (07.05.2009) - Çare silâhta mı?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis