20 Haziran 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Derin mesafe


A+ | A-

Geçtiğimiz günlerde gündeme gelip bir miktar tartışılan “seçkinler ve sosyal mesafe” araştırmasını gerçekleştiren Galatasaray Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Füsun Üstel ve Doç. Dr. Birol Caymaz, ortaklaşa verdikleri geniş bir mülâkatta, sözü edilen seçkinlerin düşünce yapısına ve psikolojisine ışık tutan çok ilginç değerlendirmeler yapmışlar.

Kısa bir özet vermeye çalışacak olursak:

Üstel: Kendilerini cumhuriyetin kurucu unsuru, taşıyıcısı ve tek garantörü olarak görüyorlar. Ülkeyi çoğunlukmuşçasına yönetiyorlar ve kendi düşüncelerine tâbi olması gereken kesimleri “ötekiler” olarak görüyorlar. Yani onlar kural koyucu, norm koyucu, doğruları bilen bir kesim!

Caymaz: CHP eğilimliler, ama kerhen. Mümkün olsa M. Kemal’in başına geçebileceği bir parti isterler. 30’lu yılların nostaljisini duyuyorlar. 40 kişiden 37’si kendisini demokrat ve liberal değil, Kemalist ve Atatürkçü olarak tanımlıyor.

Üstel: Seçkin, nitelikli, liberal eğitim kurumlarından ve eğitim anlayışından geçmiş olmanın özelliği, darbelere ilkesel olarak karşı olmaktır, ama AKP ile ilgili tehdit algıları o kadar yüksek ki, en azından bir bölümü “Şeriat olacaksa ya da AKP yükselecekse darbe düşünülebilir” diyor.

Caymaz: Bizi en çok şaşırtan şey, devleti kurtarmak için gerekirse darbeye “evet” demeleri.

Üstel: Seçkin olmak artık eskisi gibi kendiliğinden, doğal birşey değil onlar için ve elden gidiyor. Kaybettikleri bu şey nedeniyle endişeye kapılan, bunu bir geri kaçışla, milliyetçi refleksle tatmin etmeye çalışan kişilerle karşı karşıyayız.

Caymaz: Toplumsal hayatın içine pek fazla girmeyen, yalıtılmış hayatlar süren insanlar. Uzun süre belki hissetmediler hiçbir şey. Son 10 yılda Türkiye’nin değişimi, özellikle iç siyasetteki değişimler korkuyla uyanmalarına sebep oldu.

Üstel: Yönetimin ellerinden kaçtığını hissediyorlar, bu onları büyük rahatsızlığa sevk ediyor.

Caymaz: Başka şeyler okumuş olsalardı ya da okumaya vakitleri olsaydı başka şeyler göreceklerdi, ama büyük olasılıkla işten yorgun gelip televizyonun karşısında uyuyorlar. Zihniyetlerini büyük olasılıkla gazete ve televizyonlar belirliyor.

Üstel: Herkesin kendini yurttaş kabul ettiği, ama birtakım insanların diğerlerini dışladığı, sosyal mesafe koyduğu, mesafelerin arttığı, bazen ikinci sınıf ya da sözde vatandaş olarak kabul ettiği, kutuplaşmaların arttığı bir sürece girildi.

Caymaz: Karşılıklı tarafların bir araya gelmesi, uzlaşma zeminlerinin oluşturulması, başörtülü kadınları görmekten imtina eden kadınlara başörtülü arkadaş bulmamız, hayatında hiç Kürt görmemiş insanlara Kürtlerle birlikte yemek yedirilmesi gerekiyor. Yoksa tanımadıkları insanlar hakkında abuk sabuk konuşuyor herkes.

Üstel: Bu insanlar artık giderek daha çok karşılaşıyorlar. Karşılaşma var, ama kaynaşma yok Yani, birbirine değmeden, yan yana yaşıyorlar.

(Şirin Sever’in röportajı, Sabah-Pazar, 14.6.09)

Fanatikler marjinalize edilmeli

Bizim özellikle 27.5.09 tarihli “Negatif enerji” başlıklı olanı başta olmak üzere değişik yazılarımızla işaret etmeye çalıştığımız bir vakıanın, bu çevrelerle içli dışlı iki uzman tarafından dile getirilmesi anlamındaki bu yorumlar çok önemli.

Şu sorular ve cevapları da: Gerçekten Türkiye, iddia edildiği gibi laiklik eksenli bir kutuplaşma ortamına sürükleniyor mu? Laikçi kesimin sayıca azlığına bakarak, onları dikkate almayan bir tavır sağlıklı olur mu? Başından beri ülkeyi kendisinin yönettiğine inanan kesimin artık bu konumunu kaybediyor olduğunu görmekten kaynaklanan bir psikolojiyle, çoğunluğu daha da rahatsız edebilecek aşırı tepkilere yönelmesi Türkiye’ye ne getirir, ne götürür?

Bunların çok iyi tahlil edilmesi, herşeye rağmen diyalog kanallarının açık tutulup uzlaşma imkânlarının aranması, en azından kendileri dışındakileri kabule asla yanaşmayanları marjinalize ederek diğerlerinin endişelerini yatıştırmaya yönelik bir strateji izlenmesi gerekmiyor mu?

20.06.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.06.2009) - Din, siyaset, bürokrasi

  (18.06.2009) - Tesbitler ve sorular

  (17.06.2009) - İç içe tuhaflıklar

  (16.06.2009) - İki kronik mesele

  (14.06.2009) - Kriz dersleri

  (13.06.2009) - AB, içki ve AKP

  (12.06.2009) - AB ve Obama

  (11.06.2009) - Almanya’da 10. buluşma

  (05.06.2009) - Mayın belâsı

  (04.06.2009) - Bize neler oluyor?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.