16 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Yine aynı kavga


A+ | A-

Geçen sene bu vakitlerde Erdoğan, Aydın Doğan’ı yine hedefe koymuş; Hilton arazisi başta olmak üzere birkaç konuda Doğan’ın üzerine gitmiş; hatta “Sana beş gün süre, açıkladın, açıkladın; yoksa günah benden gider, ben açıklarım” gibisinden sözler söylemişti.

Erdoğan’ın bu çıkışlarına ilk başta “Biat medyası değiliz ve olmayacağız” şeklinde sert bir tepki veren Doğan, daha sonra dozu düşürdü.

Hattâ vaktiyle Erdoğan’a verdiği desteği hatırlatarak, bir barış ve uzlaşma sağlamaya çalıştı.

Erdoğan da sert çıkışlarının arkasını getirmedi.

Ve evvelce yaşanan örneklerde olduğu gibi, taraflar bir kez daha aynı fotoğraf karesinde buluşarak, bu kavganın da bittiği mesajı verdiler.

Geçen yılki dalganın en önemli sebeplerinden biri, o günlerde Doğan medyasının Deniz Feneri dosyası üzerinden başlattığı yıpratma kampanyası ile iktidara yüklenmesi olarak gösterilmişti.

Sonrasında ortam bir miktar yatışır gibi oldu.

Tâ ki, Maliyenin Doğan grubuna vergi kaçağı gerekçesiyle kestiği astronomik cezaya kadar.

Doğan medyası bu cezayı, “muhalif basını susturma amaçlı” bir tasarruf olarak duyurdu; CHP başta olmak üzere muhalefet de bu yorumu seslendirdi; başında Doğan’ın kızının bulunduğu TÜSİAD, cezayı “demokrasi sorunu” olarak niteledi; dış basında aynı yönde değerlendirmeler çıktı, hattâ AB de bu paralelde yorumlar yaptı.

Erdoğan’ın büyükelçilere hitap ederken “hukukî bir işlem”i basın özgürlüğüyle irtibatlandırmanın yanlışlığına vurgu yapması, bilhassa AB cenahındaki eleştirileri ciddîye alarak cevaplama ihtiyacı duymasından kaynaklanıyor olmalıydı.

Aslında olayın karmaşık boyutları var.

Bir tarafında hem öteden beri medyada tekel oluşturma eleştirilerine hedef olan, hem yayın organlarında izlediği “demokrasiye ters” çizgi sebebiyle eleştirilen, hem de patronu medya dışı sektörlerde de yayılmacı bir strateji yürüten Doğan grubunun bu hali, konunun kendisi tarafından sunulduğu kadar basit olmadığını gösteriyor.

Gerçek şu ki, Türkiye’de demokrasinin gelişemeyişinde en ağır vebali olanlardan biri de Doğan medyası. Bilhassa 28 Şubat ve 27 Nisan gibi kritik süreçlerde grubun tavrı tam bir felâketti.

Epeydir Doğan’ı bu işin içinden sıyırmak için ortaya sürülen “Doğan, medyadaki yöneticilerine söz geçiremiyor, onların tavrından çok rahatsız” lâfları, problemin çok daha derin olduğunu; “Doğan yurt dışına yerleşecek” dedikoduları da patronun ne kadar bunaldığını gösteriyor olmalı.

Doğan’ın, yaygın kanaate göre Koç grubu adına patronu gözüktüğü yayın organlarında başka derin güç odaklarının da büyük bir etkisi var.

Grubun “amiral gemisi” olarak isimlendirilen Hürriyet’i Simavi’den, kadroları ve bu derin ilişkileri ile birlikte devralan Doğan, Milliyet’i bir ara Korkmaz Yiğit’e satmaya kalktığında maruz kaldığı iç direniş ve dış tepki üzerine geri adım atmak ve satıştan vazgeçmek zorunda kalmıştı.

Dolayısıyla, vergi cezaları veya başka yollarla Doğan bu işten çekilmek durumunda bırakılsa bile aynı derin yapı başka patronajlar altında veya şu günlerde Ciner grubuna olan kaymalarda görüldüğü üzere başka adreslerde devam eder.

Bunun çözümü, topyekûn demokratikleşme.

Bu arada, Doğan grubunun son vergi cezasına karşı “AB ipine sarılması” da ilginç bir nokta...

Olayın iktidara bakan boyutu ise, 2002 seçiminden sonraki süreçte önce Uzan medyasının, ardından Bilgin grubunun TMSF marifetiyle el değiştirip “yandaş medya” tabir edilen gruba dahil edilmesi ve Doğan’a yönelik operasyonların bu zincirin yeni bir halkası olarak nitelenmesi.

Böylece konu, AKP’nin bütün muhalif sesleri susturarak, tamamen kendisine bağlı bir medya oluşturmak ve eşzamanlı olarak devletteki “kale”leri de birer birer ele geçirmek suretiyle bir “dinci dikta” kurmaya çalıştığı yönündeki senaryo ve spekülasyonların içine yerleştiriliyor.

Bakalım, bu kavganın sonu neye bağlanacak?

16.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.09.2009) - Bir Leyle-i Kadir hatırası

  (12.09.2009) - Bu açılım da kapanıyor mu?

  (11.09.2009) - Kanı durdurmak

  (10.09.2009) - Anadilde eğitim

  (09.09.2009) - Eyalet, federasyon...

  (08.09.2009) - Adem-i merkeziyet

  (06.09.2009) - Üstadın Ramazan’ları

  (05.09.2009) - Ayrılıkçılığa karşı

  (04.09.2009) - Asırlık gecikme

  (03.09.2009) - Özgün proje

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.