09 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Meddahların karalamaları (1)


A+ | A-

Kime sorarsanız, meddahlığın iyi birşey olmadığını hiç tereddüt geçirmeden söyler.

Buna rağmen, bazı kimseler yine de "şahıs meddahlığı" yapmaktan alıkoyamaz kendini.

Şahıs meddahlığı, haliyle muhalif görülen başka şahıslara karşı da, tenkit, tahkir, tezyif, hatta iftiraya kadar varan menfî duyguların kabarmasını netice verir.

Meselâ, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren, M. Kemal ve İsmet Paşa meddahlarının Said Nursî'ye bakışı ve yaklaşımı böyle olmuştur.

Kemalist meddahlar, "Yeminli Atatürk düşmanı" olarak belledikleri Said Nursî'ye karşı akıl almaz, vicdana sığmaz itham ve istinatlarda bulunmaktan zerrece çekinmemişlerdir: "Kürtçü, bölücü, mürteci, kışkırtıcı, vatan haini, Cumhuriyet düşmanı, vesaire..."

Üstelik, Bediüzzaman ve talebelerini sevk ettikleri bütün mahkemelerin, haklarında beraat kararı vermesine rağmen, bu muhasım meddahlar aynı nakaratı okumaya devam etmişlerdir.

Bu demektir ki, hayat ve fikriyatını şahısların meddahlığı veya şahıs husûmeti üzerine bina edenler, bir türlü iflâh etmiyorlar, ıslah olmuyolar.

Bu arızalı tipler, vasat denen hayır koridorunu bilmezler; ya ifrat vadisine kaçar, ya da tefrit çukuruna düşerler.

Said Nursî ile sadece dünya görüşü itibariyle değil, aynı zamanda dine bakış ve inanış noktasında da muhalif düşen Kemalistlerin bu tutumuna fazlaca şaşmamak lâzım.

Zira, aralarında herhangi bir dostluk ve yakınlık söz konusu olmadığı gibi, her iki tarafın da itikadına göre "aralarında küllî bir muhâlefet" var. (Mektûbat, s. 418)

Durum böyle olunca, müstebid mütegallibenin Üstad Bediüzzaman'a karşı akıl almaz iftira ve karalamalarla saldırıda bulunmalarını anlamak hiç de zor olmasa gerek.

Dostların saldırısı

Anlaşılması asıl zor olan husus, hem mü'min ve dindar olup, hem de din düşmanlarını dahi geride bırakırcasına Said Nursî'ye isnat ve iftira atmaya yeltenen dost görünümlü şahısların gayretkeşliğidir.

Bir kısmını yakından tanıdığımız bu şahısların ismini burada zikretmiyoruz; isim zikretmeyi şimdilik uygun da bulmuyoruz.

Zira, bu kişilerden herhangi biriyle bizim şahsî bir dâvâmız olmadığı gibi, asıl meselemiz de "şahıs meselesi" değildirdir.

Asıl mesele fikir, görüş, anlayış ve zihniyet meselesi olunca, bu gibi konularda hem hissî ve fevrî davranmaktan uzaklaşılmış olunur, hem de konuşmak, yazmak, serd–i kelâm etmek çok daha kolaylaşmış olur.

Bu hatırlatmadan sonra, asıl konuya şöyle bir başlangıç yapalım: Bizim dost ve kardeş bildiğimiz, şahsiyetlerini asla rencide etmek istemediğimiz bazı itibarlı zatlar, son zamanlarda Üstad Bediüzzaman hakkında, delilsiz, mesnetsiz ve tamamen karalayıcı mahiyette yazılar yazıp sağda–solda konuşmalarda bulunmaktadılar.

Bunların arasında, bütün fikriyat ve hissiyatını "Sultan II. Abdülhamid meddahlığı"na binâ etmiş kimseler, şu sıralar başı çekiyor.

Tamamen yersiz, seviyesiz, dengesiz ve o büyük padişahın dahi hiçbir şekilde ihtiyacı olmayan bu meddahlık marazı, ne yazık ki, sahiplerini Üstad Bediüzzaman'a karşı alevlendirilmek istenen bir kin ve husûmet ateşine doğru sürüklemeye başlamış görünüyor.

Nasip olursa, yarından itibaren, sahibini hem dünyada mahcup edecek, hem de ahiretine ciddî zarar verecek derecede gördüğümüz söz konusu isnat ve iftiralara kesin delillerle susturucu cevaplar vermek istiyoruz.

Gayret bizden, duâ sizden, tevfik Allah'tan.

(Devamı var)

Tarihin yorumu 9 Kasım 1935

Hükûmet masonların emrinde

Türkiye Mason Birliği, 9 Kasım 1935'te bir bildiri yayınlayarak faaliyetlerine son verdiğini ve mal varlığını Halkevlerine bağışladığını duyurdu.

İçişleri Bakanı Şükrü Kaya da aynı gün hükümet adına yaptığı bir açıklamada şunları söyledi: “Türk Masonları, kendi ideallerinin hükûmetin esas programına dahil olduğunu görerek, bir baskı olmadan, teşkilâtlarını kendileri fesh etmişlerdir." (10 Kasım 1935 tarihli gazeteler.)

Bazı kimseler, o tarihte mason teşkilâtlarının kapatılmasını hükûmetin baskısına dayandırıyor ve bunu tek parti zihniyetinin bir marifeti olarak yansıtıyor. Bir bakıma şunu demeye getiriyorlar: "Bakın ey millet! Halk Partisinin yönetim kadrosu masonluğa karşıdır. İşte görüyorsunuz, bu teşkilâtı kapatma cihetine gitmiştir."

Oysa, gerçek bu tarz söylemlerin tam tersi yönündedir. Zira, devrin hükümeti bütünüyle masonların emri ve etkisi altına girmiş, ideallerine hizmete amade olmuştur.

Kaldı ki, Şükrü Kaya'nın da dahil olduğu tek parti hükümetinin çoğu bakanı ve hatta milletvekilleri ya masondular, ya da masonlarla içli–dışlı vaziyette idiler.

Maalesef, yalanlar üzerine bina edilmiş resmî tandanslı yakın tarihimizin bir yalanı da, masonlar ve masonlukla ilgili konularda karşımıza çıkıyor.

09.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.11.2010) - Şekersiz çay, dumansız hava

  (05.11.2010) - Halk Partisinin bitmeyen sancısı

  (04.11.2010) - Ş e k e r n â m e

  (03.11.2010) - Sinüzit tedâvisi

  (02.11.2010) - Terörün taban desteği

  (01.11.2010) - Uzmanından önemli tavsiyeler

  (29.10.2010) - Cumhuriyetin 10. yılı

  (28.10.2010) - Başımıza gelenler

  (27.10.2010) - Muhtelif konular

  (22.10.2010) - Yüksek pencere


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.