26 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Mehmet KARA

Çok bilinmeyenli…


A+ | A-

Geçtiğimiz haftanın üzerinde en çok konuşulan konusu hiç şüphesiz ki, 19-20 Kasım tarihlerinde Lizbon’da yapılan NATO toplantısı oldu. Toplantıda, 54 maddelik NATO Lizbon Zirvesi sonuç bildirgesi imzalandı ve bu çerçevede füze savunma sistemi oluşturulması kabul edildi.

Bu proje ABD’nin eski Başkanı Ronald Reagan zamanında ortaya atılmış. İngiltere ile işbirliği yapılarak proje hazırlanmaya başlanmıştı. Amerika aslında kendi topraklarını herhangi bir noktadan vurmayı planlayan füzelerin havada imha edilmesini sağlayan projeyi bundan önceki yıllarda tamamlamış, dünyanın herhangi bir noktasından kendi topraklarına gelecek muhtemel füze saldırılarına yönelik imha sistemini kurmuştu. Bush zamanında bu projeyi daha da genişletip Avrupa’ya uzatmaya karar verildi. O zaman bu proje Rusya’nın itirazı ile hayata geçirilemedi. Obama gelince Amerikan projesi olarak bilinen füze kalkanı projesi yeniden gözden geçirildi, sistemin Avrupa’ya yerleştirilmesine karar verildi. NATO devreye girerek, projenin NATO projesi olmasını istedi. Bunun sebebi de NATO projesi olursa itirazların önüne geçilecek olmasıydı.

Neticede proje NATO üyesi ülkelerin tamamının onayı ile imzalandı, ancak sistemle ilgili birçok soru akılları karıştırıyor.

Başbakan Erdoğan, muhalefette ve bazı gazetelerde “ciddî bir bilgi eksikliği” olduğunu söylüyor. Doğrudur, hem milletin, hem de söylediği kesimin bu konuda fazla bilgisi yok. Bu bilgi eksikliği ise anlaşmaya imza atanların çok fazla bilgi vermemesinden kaynaklanıyor.

NATO devlet ve hükümet başkanlarının ittifakın gelecek 10-15 yılını şekillendirdiği Lizbon Zirvesi’nde alınan kararlar büyük başarı gibi gösterilse de, Türkiye’nin tezlerinin tamamının karşılandığı belirtilse de kafalardaki cevapsız sorular çok fazla. Zirve kararlarında, füze savunmasında kontrol ve komutanın Mart ayında, eylem planının ise Haziran ayındaki NATO Savunma Bakanları toplantılarında ele alınacağı belirtildi. Son toplantıda bu yönde gizli anlaşmalar, bağlayıcı kararlar alındı mı? Bu da merak konusu…

Son grup toplantılarında da bu konunun gündeme getirilip “belirsizlikler”e dikkat çekilmesi bunun göstergesi.

Başbakan Erdoğan, “Alınan kararlar bizim için son derece tatminkâr olmuştur. Türkiye ağırlığını hissettirmiş, Türkiye’nin vurguladığı konular yerine getirilmiş ve kayda geçmiştir. Füze savunma sistemi tüm ülkelerin hakları savunulacak şekilde kurulmuştur. Hiçbir ülkenin tehdit kaynağı olarak hedef gösterilmemesi konusu özellikle belirtilmiştir” diyordu.

Bir de muhalefetin tepkilerine bakalım.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Füze kalkanı sisteminin Türkiye’de kurulmasıyla, yeni soğuk savaşın cephe ülkesi Türkiye olacak. Bunu Türkiye’de kuracaksın. Nerede kaldı sıfır sorun? Bu füze kalkanı İran için kuruldu, İsrail’i korumayı amaçlıyor. Türkiye için ve NATO için tehdit yoksa neden getiriyorsun füze kalkanını? Hangi sıfır sorundan bahsediyorsun. NATO belgelerinde zaten ülke ismi geçmez, milleti mi kandırıyorsunuz?”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Türkiye, NATO içinde bugün itibarıyla en büyük tehdit kaynağının İran olduğu konusundaki değerlendirmelere katılmış, füze savunma sisteminin bu temelde geliştirilmesine onay vermiştir. Füze savunma sistemi İran’a karşı değilse, hangi potansiyel tehdit kaynağı ülkeye karşıdır? Senegal midir, Küba mıdır, yoksa Rusya mıdır?”

Meclis dışı muhalefet partileri de bu belirsizliğe dikkat çekiyor. DP Genel Başkanı Cindoruk, “Füze Kalkanı” adıyla bilinen sistemlerin, Türkiye’ye yerleştirilmesi konusunda yaptığı açıklamada, “Füze Savunma Sistemi, Türkiye üzerinden yılda iki defa geçen göçmen kuşlara karşı mı kullanılacak?” diye sorarken, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da, “Konuştuğumuz füze kalkanı bizim bildiğimiz kılıç kalkan oyunundan ibaret değildir. Hükümet en başta ‘hayır’ demeliydi” diyerek tepkisini dile getirdi.

Hükümet ya da NATO toplantısına Türkiye adına katılan Cumhurbaşkanı ve Bakanlar bu sorulara açıklık getirmeli. Milletin kaygıları giderilmeli. Erdoğan, “Milletimizin içine sinmeyen hiçbir karara bu hükümet ‘evet’ demez” diyor ancak, millet bu konuyu tam olarak bilmiyor. Orada Mart ve Haziran aylarında yapılacak toplantılarda şu anda bir taahhüdü bulunup bulunmadığını da bilmiyor? Komutanın kimde olacağını, sistemin nerede kurulacağını, düğmeye kimin basacağını da bilmiyor? Sistemin esasen NATO ülkelerini mi yoksa İsrail’i mi koruyup korumadığını da…

Zirve toplantısından önce ABD’nin Türkiye’ye, “Füze kalkanına katılmazsanız, ilişkiler zarar görür” dediği iddia edilmişti. Bu ne kadar doğru? Başbakan kararların oybirliği ile yani bütün ülkelerin hepsinin oyu ile alındığını söyledi. Türkiye’nin “evet” demesinde bu sözlerin etkisi olmuş mudur? Bunun gibi daha çok bilinmeyen ve cevap bekleyen konular var.

Öncelikle, hükümetin Meclis’e sonra da millete bu konuda “tatminkâr” cevaplar vermesi gerekmez mi?

26.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.11.2010) - Siyasetin bayramlaşması da böyle olur!

  (14.11.2010) - “Dil”ine sahip olmak ya da çirkin polemikler

  (13.11.2010) - Cehâlet mi?

  (12.11.2010) - Geçici madde kalktı, ama…

  (07.11.2010) - Emre itaatsizliğin cezası

  (06.11.2010) - Türkiye-AB ilişkileri neden ağır aksak?

  (05.11.2010) - Basının dili bozulunca…

  (31.10.2010) - Köşk’teki “tek” ve “eşli” resepsiyon

  (30.10.2010) - Nerede alkış yapılır?

  (29.10.2010) - Siyaset karışınca...


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.