Koreli youtuber Daud Kim yakın tarihte ihtida ile İslâmiyeti kabul etmiş.
Çok cesur, çok kibar, nazik ve Müslümanlığı başta annesi, arkadaşları olmak üzere herkese anlatıyor ve dünyaya ilân ediyor. Ve onun gibi daha niceleri öylesine samimî, öylesine ihlâsla Müslümanlığa sarılıyorlar ki, gıpta ettik! Onlar nerede, biz neredeyiz?
Sonra, halen birçok camide her Cuma akşamı imamın önderliğinde devam ettirilen iman ve nikâh tazeleme programlarını hatırladık.
Ki, meali şöyle:
“İlâhi Yâ Rabbi! Haddi bülûğumuzdan bu ana gelinceye kadar elimizden, dilimizden, gözümüzden, kulağımızdan ve diğer azalarımızdan sadır olan küfür, şirk, isyan, hâsılı her ne kadar günah-ı kebâir işledikse biz onların cümlesinden tevbe ettik.”
Ve sonra amentü okunur… Bu duâyı hafız, yüzlerce talebe yetiştiren Arapça hocası ve ömür boyu imamlık yapan merhum babamdan duydum çocukluğumda. Kardeşlerim ve cemaatle birlikte söylerdik. Buna rağmen, İslamiyete layık doğru bir İslamiyeti yaşayamadık. Ortaokulda (imam-hatipti) çevremiz bizi bozmaya başlamıştı… Pekçok kötü alışkanlıkların zebunu olduk. Bizden şikâyetçi olmayan bir öğretmen, bir öğrenci, bir komşu yok gibiydi!
Evet, bu iman tazeleme güzel bir âdet, ama yetersiz!
Artık fen, sosyal ilimlerin dallanıp budaklandığı, seküler felsefelerin şüphe ve vesveseleriyle ahlâksızlıklarını kitle iletişim vasıtalarıyla her tarafa saçtığı dehşet çağında duâyı tekrar etmek kifayetsiz.
Ki, Kur’ân, “Ey iman edenler, iman ediniz!” (Nisa Sûresi’nin 136) gibi âyet tabiriyle iman edenlerin imanlarını yenilemeleri, tazelendirmelerini etmesine vurgu ve tahşidat yapılmasının sırrı bu.
Peygamberimiz de (asm), “İmanınızı ‘La ilahe illallah’ ile yenileyiniz” buyurarak, ilim ve tefekkürle imanlarımızı yenilememiz gerektiğini beyan ediyor.
Risale-i Nur’u birlikte tanıdık kardeşler olarak ve gerçekten imanımızı tazelemiştik. Yüzde yüz dönüş yaptığımızı gören başta öğretmenlerimiz, “Vurucu-kırıcı bu kardeşlere bir haller oldu!” diye teaccüplerini sık sık dillendiriyorlardı!
Ve bizim gibi milyonlar şahittir ki, imanı tazelemenin, yeniden İslâmiyete girmenin en büyük yollarından birisi Risale-i Nur’u “anlayarak ve kabul ederek” okumaktır. Zira, Risale-i Nur, iman esaslarını ve herbirisinin yüzlerce alt başlığı meseleleri aklen, ilmen, kalben, vicdanen izah ve ispat ederek imanları tazeliyor. İslâm şartlarını, ahlâkı, ukubatı bütün alt başlıklarıyla ispat ve izah ediyor.