"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AYM, çoklu baroyu iptal etmeli

14 Temmuz 2020, Salı 01:35
AYM ESKİ RAPORTÖRÜ VE AKP ESKİ MİLLETVEKİLİ PROF. DR. OSMAN CAN: YENİ KANUN MAFYALAŞMA GETİRİR. AYM BU YIKICI DÜZENLEMEYİ YOK EDEREK İPTAL ETMELİ.

HABER: NURSEZA OKUR
[email protected]

 

GRUPLAŞMIŞ AVUKATLAR VAR

“Sİstemle fren ve denge ortadan kalkıyor. Çünkü hükümete yakın ve uzak barolar dediğimiz bir tablo ortaya çıkacak. Bazı gruplaşmış avukatlar var, bunlar 2017’deki anayasa değişikliğiyle yargıda etki sahibi oldular. Bu daha görünür hale gelecek.”

AYM’DEN DÖNER, DÖNMELİ

“Mafyalaşmanın önünü açacak olan çoklu baro kanununun AYM’den döneceğini düşünüyorum. Kamu yararı amacını gütmeyen yıkıcı bir düzenleme. AYM geçerlilik taşımayacak bir şekilde, yok etmek suretiyle iptal etmeli.”

***

AYM Çoklu Baro’yu İptal Etmeli

AYM eski raportörü Prof. Dr. Osman Can, barolara getirilen yeni düzenlemenin hukukla açıklanamayacağını söyleyerek, AYM tarafından iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Gazeteci Deniz Gez, Youtube kanalı, Deniz Gez TV’de Anayasa Mahkemesi eski raportörü Prof. Dr. Osman Can’ı ağırladı. Can, barolara getirilen yeni düzenlemenin hukukla açıklanamayacağını, iktidarın politik kaygılarının ürünü olduğuna dikkat çekti. Baro düzenlemesinin demokrasiyle de açıklanamayacağını belirten Can, “Bu kanun metnini hazırlayanlar bunun bir kamusal alana hizmet etmediğini biliyorlar. Aslında bu Ak Parti’de ve şu an Türkiye’nin yönetiminde iktidar kaygısı, güvenlik kaygısı, iktidar ihtiyacı, kadir mutlak bir iktidar ihtiyacı içinde olanın ihtiyacını karşılamak üzerine kurulmuş bir şey. Bu yüzden de demokrasiyle izah edemiyorlar, kimseyi inandıramazlar. İnsan haklarıyla, yargıda kalitenin arttırılmasıyla izah edilmesi mümkün değil” dedi. 

Yeni bir sistem getirilmiyor

Can, barolara getirilen yeni düzenlemenin, tutarlı ve işler bir sistem olmadığını söyledi, düzenlemenin tek kişinin barolardan duyduğu rahatsızlık sebebiyle yapıldığına vurgu yaptı: “Yeni bir sistem getirilmiyor. Sistemin bir felsefesi olur, belli bir mantığı olur. Sistem üzerinde düşünülmüş bir şeydir. Sistemden bahsettiğimiz zaman bir mühendislik çalışması olur, bir matematik çalışması olur. Burada bir mühendislik çalışması yok. Falancanın hoşuna gitmedi o halde onları dağıtalım.” Barolar Birliği’nin yok edilmesinin hedeflendiğini belirten Osman Can, “Mevcut sistemi nasıl çökertiriz çabası var. Bunun için bir şey yapmanıza gerek yok, dinamit atarsınız olur biter, kolonunu kesersiniz çöker. Bu şekilde sistem diye bir şey kalmaz bir ucube yaratılır. İşleyen bir sistem çöksün, çalışmasın dolayısıyla yargının üçüncü ayağı da işe yaramasın çabası var. Yargının üçüncü ayağı da rahatsız eden bir unsur olmaktan çıkartılmış olsun, ‘halledilmiş olsun’ çabası” ifadelerini kullandı.

“Bu mafyalaşma demektir”

“Sistemle fren ve denge ihtiyacı ortadan kalkıyor. Çünkü hükümete yakın baro, hükümete uzak olan baro dediğimiz bir tablo ortaya çıkacak” diyen Osman Can, 2017’de yapılan Anayasa düzenlemesini hatırlattı, düzenleme ile hukukta mafyalaşmanın önünün açıldığı uyarısında bulundu: “Bazı gruplaşmış avukatlar var, bu avukatlar maalesef 2017 yılında değiştirilen Anayasa sistemiyle birlikte yargının kaderi üzerinde etki sahibi oldular. Bunlar mahkemelerin, adliyelerin, istinaf mahkemelerinin belli ölçülerde kaderiye oynuyorlar diye söylemler vardır. Bunlar biraz daha görünür hale gelecek gibi. Zaten HSK üzerinden belli ölçülerde kontrolü sağlanan yargıda bir de barolar vardır. İnsanlar hangi baro mensuplarına gidecektir meselelerini çözebilmek için, tabii ki iktidarla yani sarayla daha yakın ilişkide olan baroya gidecektir. Bu mafyalaşma demektir, bu hukukun bitmesi demektir.”

Meşrû bir amaç güdülmüyor

Anayasa Mahkemesi’nin şimdiye kadar iyi bir duruş sergilediğini söyleyen Can, “Bu kadar kötü bir sistem nasıl daha insaflı hale getirilebilirim olağanüstü çabasını gösterdi” dedi. AYM’nin Barolar düzenlemesini iptal edecek güçte olduğunu söyleyen Osman Can, “Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini düşünüyorum. Bu düzenleme kamu yararı amacını gütmüyor bu düzenleme, yıkıcı bir düzenlemedir. Bu nedenle, hiçbir şekilde geçerliliğini taşımayacak bir şekilde, yok etmek suretiyle iptal etmelidir. Anayasa Mahkemesi bunu daha önce 4 kez yaptı. Düzenlemede meşru bir amaç güdülmediğinden eminim. Anayasa Mahkemesi, sadece teknik bir inceleme de yapabilir. Bu durumda da bunun iptal edilme ihtimali yüksektir. Paketin bütün olarak dönmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Yargıda ahlâkî erozyona yol açacak

Can, 15 Temmuz öncesi döneme dikkat çekerek,  “FETÖ, 2011-2012’lerden itibaren yargıyı çok ciddi bir şekilde kontrol altına aldı. Ne anlatılıyordu bize; 2010’un Kasım’ından Aralık’ından itibaren bazı avukatlık ofisleri çıkmaya başladı. Bu insanlar büyük işler almaya başladılar. İşini halletmek isteyen iş adamı, cemaatin ‘yargı abisi’yle temas kuruyor, o da avukatlık ofisini işaret ediyordu.  O ofise para yatırıldıktan sonra, Pensilvanya’ya haber gidiyor. Oradan onay geldikten sonra yargıdaki mekanizmalara haber veriliyordu ve bunun üzerine dava kazanılıyordu mesela. Şimdi benzer bir mekanizma çalışacak demektir artık. Bu daha önce gizli saklı ‘paralel yapı’lar gibi değil doğrudan doğruya alternatif barolar üzerinden gerçekleşmiş olacak. Bu sistem yargıda ciddî bir ahlâkî erozyona yol açacak” dedi.

Okunma Sayısı: 2179
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı