MECLİS GENEL KURULUNDA GÖRÜŞÜLMEYE BAŞLANAN İNFAZ İNDİRİMİ TEKLİFİNE TEPKİLER SÜRÜYOR: ŞİDDET UYGULAYAN BIRAKILIYOR, GAZETECİ İÇERİDE TUTULUYOR.
Üyelik, propaganda, tahrik...
Türkİye Gazeteciler Sendikası avukatı Ülkü Şahin: “Gazeteciler, şiddete teşvik dahi içermeyen haberlerinden dolayı üyelik, propaganda, halkı kin ve düşmanlığa tahrik gibi suçlamalarla içeride tutulmaya devam ederken, eline silah alarak kadına, çocuğa şiddet uygulayanlar dışarıya çıkacak.”

Eşitlik sağlanmalı
“Tasarı sahiplerine göre, eli kalem tutan gazeteci, eline silah alandan daha tehlikeli. Bu da gazeteci ve siyasî mahkûmlara bakışı ortaya koyuyor. Burada bir toplumsal mutabakat değil; pandemi sürecinin getirdiği bir oldu-bitti söz konusu. İnfazda şiddet kriteri gözetilerek eşitlik sağlanmalı.”
***
Kalem tutan, silah tutandan daha mı tehlikeli?
TGS avukatlarından Ülkü Şahin, yeni infaz düzenlemesiyle ilgili “Tasarı sahiplerine göre, eli kalem tutan gazeteci, eline silah alandan daha tehlikeli” dedi.
AKP ve MHP gruplarının ortak hazırladığı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan bu düzenlemeden hem tutuklu gazeteciler ve düşünce suçlularının faydalanamaması hem de çelişki olarak yorumlanan bazı değişikler tartışmalara yol açıyor.
DW Türkçe’ye konuşan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’na göre yeni düzenleme özellikle gazetecilerin aleyhine olacak.

Önderoğlu, “Bu tasarı yasalaşırsa iktidarın, ‘ufak tefek sorunlar’ bulunduğunu yarım ağızla kabul edip, Yargıtay’a temyiz hakkı getirdiği ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğüyle ilgili yargı kararları, sistemli gazeteci tutuklamalarını da beraberinde getirecek. Çünkü gerekçelendirirken, denetimli serbestliğin halk arasında artık caydırıcılığını yitirdiği savunuluyor; ‘herkes aldığı cezanın yüzde 40’ını çekecek’ deniyor” ifadelerini kullandı.
Tasarının yeni infaz düzenlemesinin cezaevlerindeki gazeteciler ve diğer siyasî mahkûmlar açısından avantajlı hiçbir düzenleme sağlanmadığını söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) avukatlarından Ülkü Şahin de “Aksine sıklıkla ifade özgürlüğü dosyalarında gördüğümüz suçlamaların değil; cinsel saldırı, uyuşturucu, işkence, kasten öldürme suçları lehine düzenlemeler var” diyor.
Avukat Şahin, ”Gazeteciler, şiddete teşvik dahi içermeyen, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken haberlerinden dolayı üyelik, propaganda, halkı kin ve düşmanlığa tahrik gibi suçlamalar ile içeride tutulmaya devam ederken; eline silah alarak kadına, çocuğa şiddet uygulamış kişiler bu düzenlemeden faydalanarak dışarıya çıkacak ve halkın arasına karışacak’’ ifadelerini kullanıyor.

“Tasarı sahiplerine göre, eli kalem tutan gazeteci, eline silah alandan daha tehlikeli. Bu da devletin gazeteci ve siyasî mahkûmlara bakışını ortaya koyuyor” diyen Şahin’e göre infazda şiddet kriteri gözetilerek eşitlik sağlanması gerekiyor.
***
Gazeteciler ve aktivistler bırakılmalı
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Temsilcisi Dunja Mijatovic, koronavirüsle mücadele kapsamında üye ülkelere çağrıda bulunarak cezaevlerinde bulunan mahkûmların haklarını ve sağlığını koruma altına almak amacıyla âcil tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Yapılan yazılı açıklamada Mijatovic, “Temel hak ve hürriyetlere uymayan bazı ülkelerin cezaevlerinde bulunan insan hakları savunucuları, gazeteciler ve aktivistler hiçbir şart koşulmadan derhal serbest bırakılmalı” dedi. Bazı Avrupa ülkelerinin hafif suçlardan cezaevinde bulunan mahkumları erken tahliye ettiğine vurgu yapan Mijatoviç Türkiye dahil bütün Avrupa Konseyi üyelerini tedbir almaya çağırdı. Euronews Türkçe’nin haberine göre, Mijatovic, “Üye ülkeleri bütün alternatifleri göz önünde bulundurarak harekete geçmeye çağırıyorum” ifadesini kullandı.