"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’de dindarlık algısı değişiyor

25 Kasım 2023, Cumartesi 23:07
‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ araştırması yayımladı. Araştırmaya göre toplumun yüzde 92,3’ü kendisini inanç açısından Müslüman olarak tanımlıyor.

İstanbul Politikalar Merkezi ve Ankara Enstitüsü’nün ‘Türkiye’de Dindarlık Algısı’ araştırmasını yayımladı. Araştırmaya göre toplumun yüzde 92,3’ü kendisini inanç açısından Müslüman, yüzde 3.2’si deist, yüzde 2.7’si ise ateist olarak tanımlıyor. Ankara Enstitüsü’nden Hatem Ete ve Abdullah Yargı’nın yayına hazırladığı araştırmadan öne çıkan başlıklar şöyle:

“Türkiye’de Dindarlık Algısı” başlıklı çalışma, inanç dağılımı, Allah’tan yardım dileme, dini pratiklere yönelik tutumlar, din-siyaset ilişkisi, toplumsal değişim ve din, dini eğitim, dini kurumlar, dini liderlere güven ve dini hoşgörü gibi din ve dinle ilişkili birçok konuyu içeren kapsamlı bir analiz ortaya koymaktadır. Araştırma, Türkiye’de dinin “kimlik” oluşturmada hala en önemli aidiyet unsuru olduğunu teyit etmekte ancak geleneksel dindarlık biçimlerinin yerini daha bireysel maneviyat biçimlerine bıraktığını göstermektedir.

İNANÇ BEYANI

Araştırma şöyle özetlenmiş:  Katılımcıların yüzde 92,3’ü Müslüman olduğunu ifade etmiştir. Deist olduğunu belirtenler yüzde 3,2; ateist olduğunu ifade edenler yüzde 2,7’dir. Müslümanlık aidiyeti hala son derece baskın olmasına karşın ateist ve deist nüfusundaki artış nisbi de olsa oldukça dikkat çekicidir.

Allah’tan Dua ile Yardım İsteme

Toplumun yüzde 93’ü bir sıkıntısı olduğunda dua ederek Allah’tan yardım istediğini ifade etmiştir. Bu oran dini inancını Müslümanlıkla tanımlayan toplumsal kesimlerin oranıylauyumludur.

Allah’ın Varlığına İnanç ile İlgili Farklı Duruşlar

Katılımcıların yüzde 86’sı Allah’ın var olduğuna inandığını ve bundan hiçbir şüphe duymadığını ifade etmektedir. “Bazı şüphelerim olsa da Allah’ın varlığına inanıyorum” diyenler yüzde 7, “Allah’ın var olup olmadığından emin olamıyorum” diyenler yüzde 2,5, “Allah’ın varlığına inanmıyorum” diyenler yüzde 3’tür.

Ahlak-İman İlişkisi

Katılımcıların yüzde 46’sı “ahlaklı olduğum sürece neye nasıl inandığım o kadar önemli değildir” kanaatine katılmadıklarını ifade ederken, yüzde 37’si bu kanaate katıldıklarını belirtmiştir.

Dindarlığın En Önemli Kriteri

Toplumun yarısı, dindarlığın en önemli kriterinin Allah’a inanmak olduğu kanaatindedir. Kalbi temiz tutmak ve ahlaklı olmanın en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 29, ibadetleri eksiksiz yerine getirmenin en önemli kriter olduğunu düşünenler yüzde 10’dur.

Kişinin Dindarlık Algısı

Katılımcılara “dindarlık açısından kendinizi nasıl tarif edersiniz” sorusu sorulduğunda katılımcıların yüzde 62’si kendisini “dinin gereklerini yerine getirmeye çalışan biri” olarak tarif etmektedir.

Kişisel Dindarlık Düzeyi

Katılımcıların yarıya yakını kendisini dindar bulmaktadır. “Oldukça dindarım” diyenler yüzde 22, “hiç dindar değilim” diyenler ise yüzde 6’dır. Katılımcılardan kişisel olarak kendilerini oldukça dindar olarak görenlerin oranı yüzde 21,9, dindar olarak gören bireylerin oranı yüzde 48,2’dir. Katılımcılar arasında kendisini dindar olarak tanımlayanlar toplamda yüzde 70’tir.

Ailenin Dindarlık Düzeyi

Katılımcılara içinde yetiştikleri aileyi dindarlık açısından değerlendirmeleri istendiğinde, çoğunluğu (%53) ailesinin dindar olduğunu söylerken, yüzde 28,3’ü çok dindar olduğunu söylemektedir. Sadece yüzde 3,6’sı ailesinin dindar olmadığını ve yüzde 1’i ailesinin hiç dindar olmadığını belirtmektedir.

Çocukların Dindarlığına Yönelik İstek

Katılımcıların yüzde 76’sı çocuklarının dindar olmasını istemektedir. Çocuklarının dindar olup olmamasını önemsemeyenler yüzde 12, çocuklarının dindar olmasını istemeyenler yüzde 9’dur.

Dini Bilgilerin Kaynağı

Katılımcıların yarısı dinle ilgili temel bilgileri ailesinden öğrendiğini ifade etmiştir. Dini bilgileri kendisi araştırarak öğrenenler yüzde 20, camiden öğrenenler yüzde 15’tir.

Dindarlığın Türkiye’deki Durumu

Türkiye’de dindarlığın azaldığı yönündeki kanaatin oldukça baskın olmasının nedeni, sekülerleşme ve modernleşmenin artan ivmesi gibi çeşitli faktörlerin yanı sıra eğitim ve medyanın insanların inançları ve uygulamaları üzerindeki etkisinden kaynaklanabilir.

Vakit Namazlarını Kılma

Katılımcıların yüzde 40’ı vakit namazlarını düzenli olarak kıldığını, yüzde 25’i ise ara sıra kıldığını ifade etmiştir. Namaz kılmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 18’dir.

Cuma Namazına Gitme

Katılımcıların yaklaşık yarısı Cuma namazına düzenli olarak gittiklerini ifade etmiştir. Ara sıra gidenler yüzde 20, Cuma namazına gitmem diyenler ise yüzde 17’dir. Bu cevaplar, Cuma namazına düzenli olarak gidenlerin oranının, ara sıra gidenlere veya hiç gitmeyenlere göre daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Ramazan’da Oruç Tutma

Katılımcıların yüzde 67’si Ramazan’da düzenli olarak oruç tuttuğunu ifade etmiştir. “Eskiden tutardım ama şimdi tutamıyorum” diyenler yüzde 12, oruç tutmayanlar yüzde 11, ara sıra tutanlar ise yüzde 9’dur.

Helal ve Haramlar

Katılımcıların yarıya yakını (%47,6) İslam’daki helal ve haramların yeniden değerlendirilmesi fikrine katılmadıklarını belirtmişlerdir. Bu, bu kişilerin İslam’da helal ve yasak olan ilkelerin sabit olduğuna ve değiştirilemeyeceğine inandıklarını göstermektedir.

Yüzde 74’ü katılmıyor

Katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%74,7) “Sarhoş olmayacak kadar içki içmek günah değildir.” ifadesine katılmamaktadır. Daha küçük bir yüzdeye (%14,6) sahip katılımcı bu ifadeye katıldığını, yüzde 6,6’lık bir kesim ise kısmen katıldığını belirtmiştir.  

Dindar Olmak Ahlaklı Davranmak İçin Yeterli mi?

Katılımcıların yüzde 64’ü dindar olmanın ahlaklı davranmak için yeterli olmadığı görüşündedir.

İslami Banka Tercihi

“Banka seçerken, İslami banka olmasına önem veririm.” ifadesi, İslami ilke ve değerlere uygun ve ‘Katılım Bankaları’ olarak bilinen bankacılık kurumlarının tercih edilmesini ifade etmektedir. Araştırma sonuçları, yanıt verenlerin yüzde 20,3’ünün bu ifadeye katıldığını ve bu da dini inançlarıyla uyumlu bir bankaya sahip olmaya değer verdiklerini göstermektedir.

Dindar İnsanların Devlet Yönetiminde Yer Alması

Katılımcıların yüzde 41’i dindar insanların devlet yönetiminde yer almasını memnuniyet verici bulurken, yüzde 37’si buna katılmamaktadır. Yüzde 15’i de arada durmaktadır. Bu, toplumda dindar kişilerin hükümet görevlerinde bulunmasının olumlu ve arzu edilen bir şey olduğu konusunda görüş ayrılığının varlığını göstermektedir. Katılıyorum cevabı daha yüksek olsa da katılmama oranı da oldukça yüksektir. Bu ifadeye kısmen katılan önemli bir kesim (%14,8) de bulunmaktadır.

Siyasi Partilerin Dini Söylem Kullanması

Katılımcıların yarıdan fazlası “siyasi partilerin dini söylemler kullanmasından rahatsızlık duymuyorum” kanaatine katılmadıklarını ifade etmiştir. Başka bir deyişle, toplumun yarıdan fazlası, siyasi partilerin dini söylem kullanmasından rahatsızlık duymaktadır. Spesifik olarak, yanıt verenlerin yüzde 32,7’si ifadeye katılmakta, yüzde 53’ü katılmamakta, yüzde 9,2’si kısmen katılmakta ve yüzde 5,1’i yanıt vermek istememektedir.

Laikliğe Bakış

“Size göre laiklik nedir?” sorusuna verilen yanıtlarda ankete katılanların ezici çoğunluğu (%61,7) laikliği din ve vicdan özgürlüğü olarak görmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığına Güven

Sonuçlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı yüksek bir güvensizlik olduğunu göstermektedir. Buna göre ankete katılanların yüzde 41’i kuruma güvenmediğini belirtirken, yüzde 35,4’ü güvendiğini belirtmiştir. Ankete katılanların yüzde 18,7’si kuruma ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu, yüzde 4,9’u ise soruyu cevaplamak istemediğini ifade etmiştir.

Dini Tarikatlara ve Cemaatlere Güven

Araştırma sonuçları, katılımcıların önemli bir çoğunluğunun dini tarikat ve cemaatlere

karşı olumsuz bir görüşe sahip olduğunu, yüzde 59,5’lik bir kesimin güvenmediğini göstermektedir. Katılımcıların sadece yüzde 13,9’u dini kurum ve cemaatlere güvendiğini söylerken, yüzde 21,3’ü ne güvendiğini ne de güvensizlik duyduğunu belirtmiştir.

Dini Kanaat Önderlerine Güven

Rakamlara göre, katılımcıların önemli bir bölümünün (%44,5) dini kanaat önderlerine güvenmediğini, yüzde 23,1’nin ise güvendiğini göstermektedir. Katılımcıların önemli bir kısmı

(%23,7) dini liderler hakkındaki görüşleri

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 2456
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı