Dağ fare doğurdu

Prof. Dr. Yaman Akdeniz: “Türkiye’nin  demokratikleşmesinin çaresi bu yargı paketi değildir. Paket bazı kozmetik sorunları çözer mi? Çözer. Fakat dağ fare doğurdu demek daha doğru olacaktır. Yargıdaki sorunlar bazı kanun maddelerinin arasına bir iki satır yama yapmakla çözülemeyecek boyuttadır.”

Yargı masaya yatırılmalı

Prof. Dr. Kerem Altıparmak: “Paket, önceki paketlerin de gerisinde. Yargının sorunları yapısal. Yargı meselesinin mutlaka masaya yatırılıp bütün olarak incelenmesi gerekir. Bu sorunlara hiçbir şey söyleyemeyen, temel hiçbir soruna çözüm üretmeyen bir paket hiçbir yaraya pansuman dahi olmaz.”

***

Yargı krizi paketle çözülmez

Hükümetin muhalefet partilerinin görüşüne sunduğu ‘yargı paketi’ taslağı, hukukçular tarafından yargıdaki krize çözüm olmayacağı şeklinde yorumlanıyor.

Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Türkiye’nin yargı ile ilgili sorunlarının herhangi birinin “yargı paketi” ile çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi. “Eğer bir yargı paketine ihtiyacımız olduğunu kabul edersek o zaman son yıllarda yargı ile ilgili yaşanan sorunların tamamının teknik hukukî arızalar olduğunu kabul etmek gerekir ki bu çok yanlış bir değerlendirme olur” diyen Akdeniz, şunları söyledi: “Türkiye’nin gün ışığına çıkması ve demokratikleşmesinin çaresi bu yargı paketi değildir. Bazı kozmetik sorunları çözer mi çözer. Fakat dağ fare doğurdu demek daha doğru olacaktır. Yargı bağımsız olmadığı sürece bu yargı paketi ayarları da uzun dönemde fonksiyonel olmayacaktır. Yargıdaki sorunlar bazı kanun maddelerinin arasına bir iki satır yama yapmakla çözülemeyecek boyuttadır.”

Hiçbir yaraya pansuman dahi değil

Cumhuriyet’in haberine göre, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Kerem Altıparmak, bu yargı paketinin, daha önce hazırlanan demokratikleşme paketlerinden daha geri olduğunu kaydetti. Türkiye’de 4 bin 500 hâkim ve savcının ihraç edildiğini, yerlerine üyelerini siyasî iktidarın belirlediği HSK’nın 9 bin kişinin alındığını belirten Altıparmak, “Bunlara hiçbir şey söyleyemeyen, temel hiçbir soruna çözüm üretmeyen bir paket. Hiçbir yaraya pansuman dahi değil” dedi. Yargının sorunlarının yapısal olduğunu ifade eden Altıparmak, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’deki yargı meselesinin mutlaka masaya yatırılıp bütün olarak incelenmesi gerekir. Bunu yapmayalım, yargı kontrolümüzde olsun, istediğimiz zaman gaza basalım, istediğimiz zaman frene basalım deniyor. Feyzioğlu çok bileşenli bir paket diyor. Sormak lâzım. İhtiyaç analizini kim yapmış? Neyi onarmak istiyorlar?”

O cümle haberciyi korumaz

Hükümetin muhalefet partilerinin görüşüne sunduğu yargı paketi taslağına göre, Terörle Mücadele Kanunu’nun propaganda suçunu düzenleyen maddesine “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” eklemesi yapılacak. Anayasa ve AİHM içtihatları uygulansa böyle bir değişikliğe gerek olmadığını belirten Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, “Bu ibarenin eklenmesi haberi de haberciyi de korumaz” dedi. Gazete Duvar’ın haberine Ok, “Böyle bir ifadenin eklenmesi, iktidarda da hukuka aykırı ve haksız dâvâ açıldığına dair fikir oluştuğunu gösteriyor” diyerek şunları söyledi: “Bu haberciliği ve gazeteciliği tamamen koruyacak, habere ve gazeteciliğe haksız yere dâvâ açılmasını engelleyici bir hüküm değil. Çünkü TCK’nın 301. maddesinde “eleştiri amacıyla yapılan düşünceyi açıklama suç teşkil etmez” diye bir ifade var. Ama Türkiye’de ben dahil fikrimizi açıkladığımız, eleştirdiğimiz için ceza alan birçok insan var. Neyin haber, neyin eleştiri olduğu yargıçların, dolaylı olarak da iktidarın inisiyatifine bıraktığımız bir süreç işliyor. Dava açılmasını ve haksız yere cezalandırmaları engellemek istiyorsanız bunu pratikte gerçekleştirmek gerekiyor. Maalesef ki Türkiye’de yargı bağımsızlığı sağlanmadıkça, Hâkim ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısı değişmedikçe, yürütmenin yargı üzerindeki eli çekilmedikçe bu tür sorunlarla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz.”