"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tek tesellim, yeniden kavuşacağımızı bilmek

07 Mayıs 2011, Cumartesi
BU HAFTA SAYFAMIZA HAKKÂRİ'DE MAYINA BASIP ŞEHİT OLAN CAFER ÇELİK'İN ANNESİ NEZAHAT ÇELİK'İ KONUK ETTİK. ANNELER GÜNÜ’NDE OĞLUNU DAHA FAZLA ÖZLEDİĞİNİ SÖYLEYEN NEZAHAT ANA, OĞLUYLA AHİRETTE BULUŞACAĞINI DÜŞÜNEREK TESELLİ BULUYOR…
                                                                         ELİF NUR KURTOĞLU/ İSTANBUL
Bundan 2 yıl evvel 27 Mayıs’ta Hakkâri Çukurca’da meydana gelen mayın patlaması sonucu, 7 Mehmetçik şehit olmuştu. O dönemde basında geniş yer bulan şehit haberlerinde mayınların PKK tarafından yerleştirildiği iddia edildi. Evlâtları vefat eden anne babaya en ağır darbe ise, askerleri şehit eden mayınların aslında Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne ait olduğu haberi oldu…
Olaydan birkaç gün sonra gelen haber, acılı aileleri harekete geçirdi. İşin peşine düşüp komutanları mahkemeye verdiler. Olayın ardından 2 yıl geçti dâvâlar sürüyor daha da uzun müddet sürecek gibi gözüküyor…
Anneler Gününde belki de en büyük sızıyı o şehitlerin anneleri duyuyor. Biz de Anneler Günü vesilesi ile acılı annelerden biri olan Nezahat Yalçın’ın evine misafir olduk. Oğlu Cafer’i ahirete yollayan annenin yüreğinde neler var, nasıl teselli buluyor öğrenelim istedik… “El bebek gül bebek büyüttük, askere gönderdik” dediği evlâdının şehit haberini alan Nezahat Annenin en büyük tesellisi oğluyla ahirette buluşacağını bilmek…
Bize kapısını açan Nezahat Ana, oğlunun mezarından biraz önce geldiğini söylüyor. “Her Cuma aksatmadan oğlumu ziyaret ediyorum” derken ışıl ışıl gözleri doluveriyor.  Yüreğinden geçenleri söylemek istiyor, fakat yutkunuyor. Düğüm oluyor kelimeler… “Acımız dinmiyor, gittikçe içimize yerleşiyor. Nereye gitsek bizimle birlikte…” diyerek anlatmaya çalışıyor hislerini…

***
Acılarınızı tekrar tazeleyeceğimizi biliyorum, ama Cafer’in şahadet haberinin size nasıl ulaştığını öğrenmek istiyorum…
Yeğenimin düğünü dolayısıyla ablamlara gitmiştik. Gece şehit olmuş oğlum. Uyuyorduk ki sabaha yakın jandarmalar geldi, bir baktık kalabalık. Her tarafta askerler vardı. Ben o anda kendimden geçmişim. Nasıl götürdüler, ne zaman çıkardılar hiç bilmiyorum… 

Askerler geldiğinde şehit haberi geleceğini tahmin ettiniz mi?
Evet, biz daha gittiği günden tahmin ediyorduk. 6 aylık askerken şehit oldu oğlum.

Askerler size ne dediler?
Eşimle görüştüler. İlk önce mayına araba ile girdi, arabada şehit oldu dediler. Biz sonradan arabada olmadığını öğrendik. Çünkü kişisel eşyaları bize gelmedi. Cebinde ehliyeti filan yoktu, ceplerindeki her şey paralanmış, kâğıtlar paramparça olmuş. Buradan çıkarıldı arabada olmadığı.
İlk zaman bize, PKK’nın döşediği mayın dediler. Sonradan mayının askeriyeden olduğunu öğrendik ve üzüntümüz daha arttı.

Oğlunuz askerdeyken sık sık görüşür müydünüz?
Hayır, telefon edemezdi. Bizim ona ulaşma imkânımızsa hiç yoktu. Numara vermiyorlardı. O saklı gizli bizi arardı. Dağdan inmiyordu ki, devamlı dağda idi. Dağıtımda izine gelmişti en son o zaman gördük.

Bir anne olarak çocuğunuzu büyütüp askere gönderiyorsunuz, sonra şehit haberi geliyor. Oğlunuzun şehit olması sizi nasıl etkiledi?
Çok acı bir şey. Küçük bir bebekten pay biçelim. Büyütüyorsun, besliyorsun el bebek gül bebek muamele ediyorsun. 20 yaşına gelince askere gönderiyorsun. Asker ocağına teslim ediyorsun, Allaha emanet ediyorsun. Veren o alan o diyorsun. Allah kimsenin başına vermesin, evlât acısı hiçbir şeye benzemiyor. Çiçeği burnunda gencecik delikanlı idi…

Ahirette buluşacağınızı bilmek sizi teselli ediyordur değil mi?
Evet en büyük tesellimiz o.

Kabrini sık sık ziyarete gidiyor musunuz?
Evet, her Cuma gidiyorum.

Zaman acılara derman oluyor mu? Gönlünüz biraz olsun hafifledi mi?
Acı hiçbir zaman dinmiyor. Nereye gitsen seninle gidiyor o acı diner mi?

Oğlunuz nasıl bir çocuktu?
Çok iyi bir çocuktu oğlum. Elinden gelmeyen bir şey yoktu. Nerede yapılacak bir iş var hemen koşardı. Askerliğini kendisi doğuda yapmak istedi. Elinden geleni yapmak isterdi.

Başka çocuklarınız var mı?
Evet şehit oğlumun bir abisi bir de ablası var. En küçükleri Cafer’di.

Bir oğlunuz daha olsa yine askere gönderir miydiniz?
Gönderirdik sanırım…

Oğlunuzu vatana emanet ediyorsunuz, ama bakıyorsunuz askeriyenin ki kendi döşediği mayına basarak vefat ediyor. Bu anlamda askeriyeye bir kırgınlığınız var mı?
Yapanlara çok kızgınız. Askerlerin bir suçu yok da komutanların suçu çok.

Arkadaşları arıyorlar mı?
Hayır. Tazeyken geldiler sonra arayan soran kalmadı.
İki sene oldu. Hayatta olsa kaç kere arar sorardı. Kuşun kanadıyla haber gönderirdi anneciğim nasılsın diye iki senedir ne sesi ne haberi var bize.

 
Baba Nail Çelik: Tek isteğimiz adaletin yerini bulması
 
….. Açtıkları dâvâ ile ilgili sorularımıza “neler olup bittiği ile ilgilenmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum eşimi çağırayım” diye cevap veren Nezahat Ana, telefona sarılıp eşi Nail Çelik’i getirtiyor. Nail Çelik şehit haberi aldığı günü hatırlamak istemediğini ısrarla vurguluyor. “O gün aklıma geldikçe başka yere kaçıyorum. O duyguları tekrar yaşamak istemiyorum. Allah bu acıyı kimseye vermesin” diyen bize şehit er Cafer Çelik’in babası dâvâ süreci ile ilgili neler yaşandığını şöyle anlatıyor…
Oğlunuzun TSK’nın mayınına basarak şehit olduğunu öğrendiniz. Bunun üzerin dâvâ açtınız. Olayın üzerinden 2 yıl geçti dâvâ ne durumda?
Devam ediyor şu anda. Bu 8. mahkeme oldu daha bir iki mahkeme devam eder diye tahmin ediyoruz.
Size ilk önce PKK mayını dediler değil mi?
Evet, birkaç gün içinde haber geldi. İlk önce inanmadım sonra işin aslını araştırdık ve gerçekler ortaya çıktı.
Sizce daha ne kadar sürer mahkeme?
Tahminim iki yıl daha sürer. Taraflar dinleniyor. Mahkeme bitince normal duruşmaya başlanır. Bizim bütün duyumlarımız doğru çıktı. Olayın ardından komutanların durumdan haberdar olduklarına dair ses kayıtları ortaya çıkmıştı. Bir süre internette gezdi sonra bütün kayıtlar silindi. Ses kayıtları ve o günkü harekâtın krokisi saklanıyor. Bunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bir iki subay yanmasın diye niye bu kayıtları saklıyorlar. Gerçek mutlaka ortaya çıkacak. Ses kayıtlarını sildiler, ama bilgisayarlarımızda var. Olayın içinde olanlar ses kayıtlarını inkâr etmiyor. Bana ait değil demiyorlar.
Yetkililerden neler bekliyorsunuz bu durumda?
Fazla bir şey isteyecek değiliz. Komutanlar açığa alınınca bizim talebimiz yerine geldi. Sorumlular açığa alınsın dedik oradaki olaylar dursun dedik. Açığa alınınca gerçekten olaylar durdu. Bu komutanlar başta alınsaydı Gediktepe’deki olaylar da olmayacaktı. Eğer adalet kanun varsa dâvâ sonucunda ceza alacaklar. Az verir çok verir bu onların bileceği iş. En azından suçlar ortaya çıktı. Bu da bir şey…
Hükümetten tek isteğim çocuğumun adının bir yere verilmesi. Bizim bu hakkımız var. Çevremde okula mı, parka mı, üst geçide mi bir yere oğlumun adının verilmesi istiyorum.
Askeriyeden namaz kılan dindar adamları attılar. İçinde merhamet olmayan insanlar kaldı. Biz öyle komutanlarla askerlik yaptık, dinsiz değildi. Komutan bize babalık yapardı. İzine gidip gelmeye paramız yoksa cebindeki parayı çıkarıp bize verirdi. 
Cafer nasıl bir çocuktu?
Çalışkandı, avı, silâhı severdi. Askerde mayın tarama görevindeydi… Bölgede mayın bulduğu gibi bizi hemen arardı. Dünyalar onun olurdu. O akşam tepeye mayın aramaya gitmişler. 18 saat nöbet tutan bir çocuğu dinlemeden, istirahat saatinde göreve gönderiyorlar. Bu çocukların temizliğe, uykuya dinlenmeye ihtiyaçları var demiyorlar...
Nezahat Teyzeye bir oğlunuz daha olsa gönderir miydiniz dedim, gönderirim dedi? Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
Hayır, kesinlikle göndermem. Keserim elini kolunu yine yollamam. Yollayana da kızıyorum. Tamam, vatanı savunmak için göndeririz. Harp varsa kendim de gider vatanı korurum, ama savaş yok önemli bir şey yok. Bir karış toprak için çocuklarımız şehit oluyor. Bir oğlum daha olsa asla askere göndermem.
Okunma Sayısı: 2262
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • a.kadir

    7.05.2011 00:00:00

    Sayın başbakan hergün Kürt siyasilere yönelik hakaretlerde bulunacağına neden kendi askerlerini öldüren mayın döşeyicilerin peşine düşmüyor? Tabi küfretmek hakaret etmek kolay ve oy getiriyor.Ama suçluları yakalatıp yargılayıp cezalandırmak zor geliyor.Evet aslında Hakikatları araştırma komisyonu kurulmalı ve bu tür cinayetleri,pkk yaptı denilen saldırıları,Faili meçhulleri,asit kuyularını araştırıp hakikate ulaşmalıdır.Ama maalesef hükümet bunu yapmıyor hep başkalarını suçlamakla oy avcılığı yapıyor.Selamlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı