"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Derslerin anatomisi

Mine Arslan
11 Kasım 2023, Cumartesi
Geçen anatomi dersini dinlerken böyle bir yazı serisi yazılabilir mi acaba diye düşündüm. Sonra da ‘Neden olmasın?’ dedim.

Anatomi; canlıların yapısını ve canlıyı oluşturan organların birbiri ile ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. Ben alanım gereği insan anatomisi ile ilgileniyorum. Yani insanın yapısını ve yapısal ilişkilerini. Bu bağlamda her derste aklımda tek bir soru bulunuyor: Bu harika dizayn nasıl olabilir? Ve hemen ardından talebelerin Üstad’a; “Bize Hâlıkımızı tanıttır, muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” dediklerinde Üstad’ın ‘Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıyorlar’ şeklindeki cevabı gözümün önünde beliriyor. 

Bu şekilde düşündüğümde sıkıcı ve oldukça zorlayıcı olan anatomi dersinde benim için yeni bir pencere açılıyor. Yine hocamızın fetal dolaşımı (anne karnındaki bebeğin dolaşımı) anlattığı bir gün o pencere açıldı (Bu arada bence anatomi derslerine gitmek bu noktada önemli, pencere evde daha zor açılıyor çünkü. Bu da sağlıkçı arkadaşlarıma bir tavsiyem olsun). Şaşkınlıkla dinlediğim ve bende bazı pencerelerin açılmasına vesile olan fetal dolaşımdan size de bahsetmek istiyorum. 

Biliyorsunuz ki anne karnında iken akciğerlerimiz aktif değil yani biz solunum yaparak temiz (oksijenden zengin) ve kirli (oksijenden fakir) kanın değişimini sağlamıyoruz. Temiz kan bize annemizle bağlı olduğumuz plasenta ile gelirken kirli kan da vücudumuzdan yine o plasenta vasıtasıyla annemizin vücuduna giderek uzaklaşıyor. Anneden v. umblicalis (ven denilince akla toplardamarın yani kirli kanın geldiğini biliyorum ama anatomide istisnalar mevcuttur ve ven asıl olarak bir yere kanı getiren, arter de bir yerden kanı götüren damar anlamında kullanılmaktadır. Yani v. umblicalis anneden bebeğe temiz kanı getiren, plasenta içerisinde yer alan damarlardan biridir.) ile gelen kanın büyük çoğunluğu bebeğin sistemik damarlarına dökülürken bir kısmı da temiz olmasına rağmen yine de temizlenmesi ve analiz edilmesi için karaciğere dökülüyor. İşte bana açılan pencere de tam burada açılıyor. Çünkü bazı doktorlar bunun tamamen bir rastlantı olduğunu söylerken bazı doktorlar ise (ki ben şanslıyım, benim hocam mutlaka bir nedeninin olduğunu söylüyor) bunun rastlantı olmadığını söylüyor.

Bunun rastlantı olmadığını elbette ki biliyoruz, sadece bilim doğal olarak her şeyi çözemiyor ve maalesef ki ‘RASTGELE’ kelimesinin altına sığınıyor. Onlar rastgeleye sığınırken, biz hikmet boyutuna sığınıyoruz. 

Neyse gelelim bilimin bu hikmet için yaptığı açıklamalara... Bazı uzmanlar bu temiz kanın karaciğere uğramasının bebeğin karaciğerini sonrası fonksiyonlarına hazırlamak için gerekli olduğunu söylerken bazıları ise dolaşımda olabilecek herhangi bir patolojik durumda dolaşım sekteye uğramadan karaciğer üzerinden devam edebilsin diye gerekli olduğunu söylüyor. Ben ise net olmayan bu olaya bir doktora öğrencisi ve Risale-i Nur talebesi gözüyle bakıyorum, Yüce Rabb’imin vardır bir hikmeti diyerek açılan pencereyi o ders için sakince kapıyorum. Açılan diğer pencerelerde, açılanı izleyebilmek duasıyla...

Okunma Sayısı: 1475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arda Yıldız

    11.11.2023 17:09:18

    Mine hocam daha çok yazılarınızı görmek isteriz. Fidanlık ekinde, Genç Yorum dergisinde de yazın lütfen. Elinize yüreğinize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı