"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm korkusu

Mine Arslan
15 Aralık 2022, Perşembe
Akademik araştırmalar yaparken 2021 yılında Mississippi Üniversitesi tıp fakültesi öğrencileri üzerinde yapılan bir makaleye rastladım. Bu çalışmayı ve bu çalışmadan çıkardığım düşünceleri de sizinle paylaşmak istedim.

Yapılan ve iyi bir de dergide yayınlanan bu çalışmada kadavra diseksiyonu yapan tıp fakültesi öğrencilerinin ölüm korkusu ve bu korkunun öğrencilerin performansına olan etkisi incelenmiş. Ölüm korkusu; geçerli ve güvenilir bir anket yardımıyla öğrenciler kadavra dersine başlamadan ve başladıktan sonra da çeşitli aralıklarla değerlendirilmiş. Çeşitli alt alanları olan anketin kadavra ile ilgili olduğu düşünüldüğü için sadece Ölümden Korkma, Ölümden Sonra Vücutun Başına Geleceklerden Korkma ve Yok Olmaktan Korkma alt alanları değerlendirmeye alınmış. Anketin bu üç alt alanı ile ilgili maddeleri öğrenciler tarafından kadavra dersi öncesinden ve komitelerden önce doldurulmuş. Çalışmanın sonucunda kadınların ölümden erkekleri nispetle daha fazla korktuğu bulunmuş. Daha da önemli olarak ise önce ve sonra değerlendirmeler arasında Ölümden Korkma ve Ölümden Sonra Vücutun Başına Geleceklerden Korkma değerleri arasında anlamlı fark yokken; ‘Yok Olmaktan Korkma’ değerleri arasında anlamlı değişiklikler bulunmuş. Yani özetle Mississippi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri kadavra ile çalıştıktan sonra ‘yok olmak’tan korkmuş. Bununla birlikte aynı çalışmanın sonuçları arasında vücudunu bağışlamak isteyen öğrencilerin kadavra ile çalıştıktan sonra vücudunu bağışlamaktan vazgeçtikleri de yer alıyor.

Bu makaleyi okuduktan hemen sonra ise aklıma Müslümanlığın, ahiret gününe ve haşre inanmanın ne kadar ferahlatıcı olduğu geldi. İnanmayan, yeniden diriltilmenin var olmadığını düşünen insanlar için ise ne kadar zor. Öyle düşünen insanlar için kadavra üzerinde çalışma yapılmasının onları rahatsız etmesi ise gayet normal. Çünkü var olan bir kadavra bilim için maksimum on yıl kullanılıyor ve daha sonrasında gerekli işlemler yapılarak ortadan kaldırılıyor. Her kadavra görüldüğünde zihinlere yok olma düşüncesinin gelmesi, kadavra ile geçirilen vakti azaltarak o düşünceden sıyrılmayı ve pratikte zayıf hekimlerin ortaya çıkmasını doğuruyor.

Bu ise benim çıkardığım sonuç değil, yine aynı makalede yer alan bir bulgu. Burada hatırlamamız gereken bir başka şey ise Üstad’ın Medresetü’z-Zehra projesinin ehemmiyeti. Din ilimleri ile pozitif ilimler birbirini destekleyecek şekilde okutulduklarında aydınlık bir nesil, başarılı öğrenciler ve alanında uzman hekimler yetişecektir Allah’ın izniyle…

Okunma Sayısı: 2566
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    15.12.2022 15:20:26

    Binlerce tebrikler.Akademik bilimsel araştırmalarla Risale-i Nur,ları sunmanız tefekkürümüzü ziyadeleştiriyor . Kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı