"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstibdat, kanunu kendi keyfine tâbi eder

Risale-i Nur'dan
26 Haziran 2020, Cuma
Suâl: “Şu pis istibdat ne vakitten beri başlamış, geliyor?”

Cevap: İnsanlar hayvanlıktan çıkıp geldiği vakit nasılsa bunu da beraber getirmiştir.

Suâl: “Demek istibdat, hayvaniyetten gelmedir.”

Cevap: Evet... Müstebit bir kurt, bîçare bir koyunu parça parça etmek, daima kavî zayıfı ezmek hayvanların birinci düstur ve kavânîn-i esasiyesindendir.

Suâl: “Sonra?..”

Cevap: Şeriat-ı Garra zemine nüzul etti, tâ ki zeminin yüzünü temiz ve insanın yüzünü ak etsin, şu insaniyetten siyah lekesini izale etsin; hem de izale etti. Fakat vâesefâ ki muhit-i zamanî ve mekânînin tesiriyle hilâfet saltanata inkılâb edip istibdat bir parça hayatlandı. 

Tâ Yezid zamanında bir derece kuvvet bularak başını kaldırdığından İmam Hüseyin Hazretleri hürriyet-i şer’iye kılıcını çekti, başına havale eyledi. Fakat ne çare ki istibdadın kuvveti olan cehil ve vahşet, cevânib-i âlemde zeynâb gibi Yezid’in istibdadına kuvvet verdi.

Suâl: “Şimdiki Meşrûtiyet, istibdat nerede, onların harekâtı nerede? Hilâfet, saltanat nerede? Nasıl tatbik ediyorsun? Yekdiğerine musafaha ve temas ettiriyorsun, aralarında karnlar ve asırlar var?”

Cevap: Meşrûtiyetin sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu. Fakat, bu iki ruh her zamanda birer şekle girer, birer libas giyer. Bu zamanın modası böyle giydiriyor. Zannolunmasın, istibdat galebe ettiği zaman tamamen hükmünü icra etmiş, Meşrûtiyet mağlûp olduğu vakit mahvolmuş. Kellâ! Kâinatta galib-i mutlak hayır olduğundan, pek çok enva ve şuubat-ı heyet-i içtimaiyede Meşrutiyet hükümferma olmuştur. Cidal berdevam, harb ise sicaldir.

Suâl: “Bazı adam, ‘Şeriata muhaliftir’ diyor?”

Cevap: Ruh-u Meşrûtiyet, Şeriattandır; hayatı da ondandır. Fakat ilca-i zaruretle teferruat olabilir, muvakkaten muhalif düşsün. Hem de her ne hâl ki Meşrûtiyet zamanında vücuda gelir; Meşrûtiyetten neş’et etmesi lâzım gelmez. Hem de hangi şey vardır ki her cihetle Şeriata muvafık olsun; hangi adam var ki bütün ahvali Şeriata mutabık olsun? 

Öyle ise şahs-ı manevî olan hükûmet dahi masum olamaz; ancak Eflâtun-u İlâhînin medine-i fazıla-i hayaliyesinde masum olabilir. Lâkin Meşrûtiyet ile sû-i istimalâtın ekser yolları münsed olur; istibdatta ise açıktır.

Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 167-168

LÛ­GAT­ÇE:

cevânib-i âlem: Âlemin dört bir yanı.

cidal: Sözle mücadele.

istibdat: Baskı, despotluk, diktatörlük.

kavânîn-i esasiye: Esas kanunlar, temel kanunlar.

kavî: Kuvvetli.

muhit-i zamanî ve mekânî: İçinde bulunulan yer ve zaman.

müstebit: Zorba, despot, diktatör.

nüzul etmek: İnmek.

sical: Galebenin bazen bir tarafta, bazen diğer tarafta olması. [Arap dilinde”El-harbü sicâl” (Harp bazen lehte, bazen aleyhtedir) şeklinde bir mesel, bir deyiş mevcuttur.]

Şeriat-ı Garra: Parlak ve nurlu olan Şeriat.

şuubat-ı heyet-i içtimaiye: Sosyal hayatın kısımları, kesimleri.

yekdiğer: Birbiri.

zeynâb: Gölcük, havuz.

Okunma Sayısı: 1876
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • cenk çalık

    26.6.2020 11:26:24

    İstibdatın olduğu yerde her türlü olumsuzluk vardır. Maddi ve manevi olarak düşünebiliriz. Demokrasi olmayan ülkeler insan hakları, adalet,hürriyet açısından geri olduğu gibi ekonomik olarak da geri seviyededir. Öyle savaştan ve diğer sebeplerden dolayı kendi ülkesini terk edenlerin Avrupaya hicret etmeye çalışması mevzumuz açısından manidardır...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı