"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrûtiyet; adalet ve meşveretten ibarettir

Risale-i Nur'dan
24 Temmuz 2021, Cumartesi

DÜNYEVÎ SAADETİMİZ MEŞRÛTİYETTEDİR

Birinci Cinayet: Geçen sene bidayet-i Hürriyet’te elli-altmış telgraf umum şark aşiretlerine Sadaret vasıtasıyla çektim. 

Meali şu idi: “Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz meşrutiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardideyiz.”

Her yerden bu telgrafın cevabı, müsbet ve güzel olarak geldi. Demek Vilâyat-ı Şarkiyeyi tembih ettim, gafil bırakmadım; tâ yeni bir istibdat onların gafletinden istifade etmesin. Neme lâzım demediğimden cinayet işledim ki, bu mahkemeye girdim.

MEŞRÛTİYETİ DELÂİL-İ ŞER’İYE İLE KABUL ETTİM

İkinci Cinayet: Ayasofya’da, Bayezid’de, Fatih’te, Süleyma­niye’de umum ulema ve talebeye hitaben müteaddid nutuklar ile Şeriatın ve müsemma-i meşrûtiyetin münasebet-i hakikiyesini izah ve teşrih ettim. Ve mütehakkimâne istibdadın Şeriatla bir münasebeti olmadığını beyan ettim. 

Şöyle ki: “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” hadisinin sırrıyla, Şeriat âleme gelmiş; tâ istibdadı ve zalimâne tahakkümü mahvetsin. Herhangi bir nutuk îrâd ettimse, her bir kelimesine kimsenin bir itirazı varsa, bürhan ile ispata hazırım. 

Ve dedim ki: Asıl Şeriatın meslek-i hakikîsi, hakikat-i meşrûtiyet-i meşruadır. Demek, meşrûtiyeti delâil-i şer’iye ile kabul ettim. Başka medeniyetçiler gibi taklidî ve hilâf-ı Şeriat telâkki etmedim. Ve Şeriatı rüşvet vermedim. Ve ulema ve Şeriatı Avrupa’nın zünun-u fâsidesinden iktidarıma göre kurtarmaya çalış- tığımdan cinayet ettim ki, bu tarz muamelenizi gördüm.

İSTİBDAT; ZULÜM VE TAHAKKÜMDÜR

Üçüncü Cinayet: İstanbul’da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, hamal ve gafil ve safdil olduklarından, bazı particiler onları iğfal ile Vilâyat-ı Şarkiyeyi lekedar etme- lerinden korktum. 

Ve hamalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene, anlayacakları suretle, meşrutiyeti onlara telkin ettim. 

Şu mealde: İstibdat, zulüm ve tahakkümdür; meşrutiyet, adalet ve Şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir; biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar.

Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkîye sevk eden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zira husûmette fenalık var; husumete vaktimiz yoktur. Hükûmetin işine karışmayacağız. Zira hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz.

İşte o hamalların Avusturya’ya karşı, benim gibi bütün Avrupa’ya karşı (HÂŞİYE) boykotları ve en müşevveş ve heyecanlı zamanlarda âkılâne hareketlerinde bu nasihatin tesiri olmuştur. Padişaha karşı irtibatlarını ta’dil etmeye ve boykotajlarla Avrupa’ya karşı harb-i iktisadî açmaya sebebiyet verdiğimden, demek cinayet ettim ki, bu belâya düştüm.

HÂŞİYE: Bediüzzaman’a zurefadan biri, bir gün irfanıyla mütenasip bir esvap giymesi lüzumundan bahseder. Müşârünileyh de “Siz Avusturya’ya güya boykot yapıyorsunuz; hem onun gönderdiği kalpakları giyiyorsunuz. Ben ise bütün Avrupa’ya boykot yapıyorum. Onun için yalnız memleketimin maddî ve manevî mamülâtını giyiyorum” buyurmuştur.

Bediüzzaman Said Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 73

Okunma Sayısı: 1289
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    24.7.2021 18:19:23

    "Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz meşrutiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardideyiz.” İstibdatın olduğu yerde hürriyet olamaz. Hürriyet olmazsa imanın en önemli hassalarından biri eksik kalır. Eksik iman elbette saadete, kulluğa tesir eder. Demek ki imanı, islamı doğru anlamak için doğru izahata muhtacız vesselâm...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı