Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 27 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Drahoma ve sati



Muhammed Kutup 20’nci Yüzyıl Cahiliyeti adlı kitabında İslâm öncesi durumla asrımız arasında bazı benzerlikler yakalar. Hadis-i şeriflerde ahirzamanda bazı Müslüman grup ve kabilelerin baba ve atalarının dinlerine avdet edecekleri ve cahiliyete dönecekleri haber verilmiş ve öngörülmüştür. Toptan böyle bir tehlike mevzubahis olmasa bile kısmî bir tehlike her zaman sözkonusudur. Kıyamet öncesi ahirzaman devresinde insanların yoldan çıkacakları ve tekrar baba ve atalarının dinine döneceklerine dair kayıt ve rivayetler var (Bak: Et Tevhid, Allame İsmail İbni Abdulganiy ed Dehlevi el mulakkab bişşehid, s: 63). Yani tespitler sadece Muhammed Kutup’un yazdıklarıyla sınırlı değil elbet. İçtimaî hayatta da bunun yansımaları görülüyor. Sözgelimi cahiliyet döneminde yaygın olan 10 kadar nikâh çeşidi günümüzde de bir şekilde başka adlar altında icra ediliyor. Cârî bulunuyor. Dolayısıyla hem iman, hem de içtimaiyat alanında hadislerde haber verildiği gibi dinin büzüldüğü ve geriye çekildiği bir dönemi idrak etmiş bulunuyoruz. Batı dünyası farklı bir bağlamda cahiliyet ortamı yaşarken Hind ve Uzakdoğu toplumları farklı bağlamlarda cahiliyet dönemleri yaşıyorlar. Bunun ipuçlarından birisi geçtiğimiz günlerde kimi gazete başlıklarında yeralıyordu. ‘Erkekler, eşlerini kiralık veriyorlar’ haberi cahiliyet dönemindeki nikâh çeşitlerinden istibda nikâhını hatırlatan bir haberdir. Bugün bu tarz bir nikâh Hind toplumunda yaşanıyor. Sebepleri farklı olsa bile Batı’da da benzeri nikâh çeşitleri bulunuyor. Hind toplumunda böyle bir gelişmenin yaşanmasının nedeni kast sisteminin de içinde yeraldığı geleneksel Hind dini anlayışı veya mevrusatı yani kalıntılarıdır. Hindu dini anlayışının içtimai olarak üç öldürücü etkisi bulunuyor. Bunlardan birisi anaerkil anlayışa dayalı olarak kızların erkeklere drahoma yani başlık parası ödemesi. İşte bu drahoma nedeniyle ve modern teknolojinin de gelişmesiyle birlikte kız çocukları cenin iken ultrasyon yoluyla tespit ediliyor ve ana rahminde yok ediliyorlar. Bu âdet de cahiliyet döneminde ar nedeniyle kızların diri diri toprağa gömülmeleri adeti olan ve’d’e ne kadar da benziyor?

***

Beşerde fizikî olarak kadın erkek oranının eşitliği veya birbirine yakınlığı Allah’ın rububiyetinin delillerinden birisidir. Bu fıtratın ne kadar ahenkli ve dengeli olduğunu da gösterir. Hatta bazı toplumlarda poligaminin fizikî gerekliliğini de ispat eder. Ama insanlar yanlışı yanlışla düzeltmek için gaybı keşfetmeyi fıtrata müdahale için kullanıyorlar. Bu da Allah’ın gizlediği gaybın bizim için ne kadar rahmet vesilesi olduğunu ortaya koyar. Drahoma geleneği yüzünden özellikle fakir aileleler kız çocuğu istemiyor. Geçmişte teknoloji gelişmediği zamanlarda kız çocuklarından kurtulmak ve fıtrata önleyici müdahalede bulunmak bu kadar kolay değildi. Nisbeten zordu. Ama ultrasyonun gelişmesi ve bu mânâda gayb olan ve bilinmeyen ceninin cinsiyetinin önceden tespiti ile birlikte fıtrata kolay müdahale edilir oldu. Bunun sonucu olarak kürtajlar arttı. Hindistan’da son 20 yılda 10 milyon fetus yani cenin, sadece kız olduğu gerekçesiyle alındı. Yılda bu şekilde kürtaj yoluyla istenmeyen 500 bin ceninden kurtulunduğu ifade ediliyor. Bu da fıtrî veya İlâhî dengenin bozulmasına yol açıyor. İstatistiklerin ortaya koyduğu gibi sonuçta kadın-erkek nüfusunun dengesi ciddi bir şekilde bozulmaya başladı. BM Çocuk Fonu’nun (UNICEF) raporuna göre dünyada genelde her 100 erkek bebeğe karşılık 105 kız dünyaya gelirken, Hindistan’da bu oran 93’e kadar gerilemiş bulunuyor. Ülkenin bazı yerlerinde ise erkek-kız oranı veya paritesi, 100’e karşı 70’e kadar düştü. Drahoma, 1961 yılında yasaklanmasına rağmen içtimâî alanda gayri resmi bir şekilde sürüyor. Bunun sonucu olarak da kız çocukları azalırken evlilik yapamayan erkekler kiralık eşlere başvurmak zorunda kalıyorlar.

***

Gayri tabiîlik gayri tabiîliği doğuruyor. Yanlışı da yanlışla tedavi etmeye kalkınca böyle sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor. Öyleyse yanlışı temelden ve kökten düzeltmek gerekiyor. Hinduizm geleneğinin toplumda açtığı rahneler bununla sınırlı değil. Kast sisteminin en alttakileri olan Dalitler yaklaşık 150 milyondan fazla bir kitleyi temsil ediyor ve sürekli başka dinlere geçmeye çalışıyorlar. Hinduizmin bir başka kötü kalıntısı veya adeti ise dul kadınların yakılmasıdır. Her ne kadar İngiliz idaresi tarafından geçmişte bu âdet yasaklansa bile yer yer veya mevzii olarak gayri resmi çerçevede sürüyor. Dulların yakılması geleneğine de “sati” (suttee) deniliyor. Bu geleneğe göre kadınlar kocalarının ölümünün ardından kendilerini yakmalıdırlar. Anlayacağınız, resmen bitse bile drahoma ve sati geleneği hâlâ toplumda görünmeyen olumsuz sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Kur’ân o günün cahiliyetine sorduğu soruyu bugün de drahoma için iskat edilen ceninler ve çağdaş cahiliyet için soruyor: “Bieyyi zenbin kutilet.” (O sabiler ve ceninler hangi günahlarından dolayı öldürüldüler?) Muhammed Kutup 20’nci asrın cahiliyetini yazdı, birileri de kalkıp 21’inci yüzyılın cahiliyetini yazmalı.

27.06.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.06.2006) - Aşağılama

  (25.06.2006) - Büyük bölünme

  (23.06.2006) - İğne ve çuvaldız

  (22.06.2006) - Bağlamına oturtma

  (21.06.2006) - Zaman ötesine yolculuk

  (11.06.2006) - Zerkavi sonrası

  (09.06.2006) - Hangi Zerkavi öldürüldü?

  (08.06.2006) - Katsav’ın İslâma hizmeti!

  (07.06.2006) - İhtirasın izdivacı

  (06.06.2006) - Üç ruh hastası

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004