Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Yüzü kapalı insanlar



Tarihimizde pek çok ‘karanlık nokta’lar vardır. Bunlardan biri de 19 Aralık 1978’de yaşanan ‘K. Maraş olayı’dır. Üç gün süren ve resmî rakamlara göre 111 kişinin öldüğü kargaşada neyin ne olduğu dört başı mamur bir şekilde ortaya konulamamıştır.

Başbakanlığı döneminde Bülent Ecevit’e gönderildiği ifade edilen 3 Ocak 1979 tarihli bir rapor/notta istihbarat teşkilâtı suçlanmış. Yıllar sonra konuyu inceleyen Tempo dergisi, dönemin ‘tanık, sanık ve mağdurları’ ile görüşmüş. (Tempo, sayı: 01/996, 4 Ocak 2007)

‘Tanık, sanık ve mağdur’ların beyanları görülünce, tarihten ders almadığımız ve bunun sonucu olarak da ‘tarihin tekerrür ettiğini’ düşünmek mümkün. Şahitlerden biri ‘anı’sını anlatırken şöyle demiş: “En öndeydim ben, cenazeyi götürüyoruz. Bir-iki kişi içimizden sağa sola taş atmaya çalışıyordu. Önlemeye çalışıyorduk. Bir baktık en önümüzde, yüzünde mendil olan, tanımadığımız, yüzü kapalı insanlar. Cenazemize bayrağımızı örttürmediler bize. Kaleden taş yağdırmaya başladılar.” (agd.)

Başka bir ‘tanık’ da şöyle konuşmuş: “Maraş olayları bir ırkçılıktır, katliâmdır. Burada San'at Okulu Müdürü vardı, o müdür öncülük yapıyordu. Toplamış milleti.”

Bir başkası: “Toplumu tahrik edici unsurlara özellikle ben kendi mahallemde şahit oldum. ‘Allah’ını seven yürüsün, din elden gidiyor,’ ‘Camileri yakıyorlar, taşlıyorlar’ söylemleriyle halkı galeyana getirip kendilerinin istediği yöne yönlendirdiler. (...) Talanlar şehir merkezinde de devam etti. O yıllarda talana katılıp da bugün zengin olan insanların olduğu söyleniyor.”

Dönemin ‘sanık’larından birinin ifadeleri de dikkat çekici: “Ben olayların mağduruyum. Çiçek Sinemasını bombalayan kişi S.I. Bu çocuk hiç ceza almadı, çıktı gitti. Bizzat görevliler görüyorlar, adamın eline aldığını, bombayı attığını görenler var. (...) O dönem herkes kullanıldı. Başta Maraş kullanıldı.”

Dönemin tanık, sanık ve mağdurlarının beyanları haklı bulunur ya da itiraz edilebilir. Ama önemli olan bu ve benzeri ‘gizli kapaklı işler’in hemen her dönemde yaşanıyor olması değil midir? Anlatılan olayları isim ve yer değiştirerek başka olaylara monte etsek, şaşıran olur mu? Bu beyanları duyunca, “Biz bu filmi ya da filmleri defalarca seyrettik” demez misiniz?

Türkiye, düzlüğe çıkmak istiyorsa “yüzü kapalı insanlar”ı deşifre etmek durumundadır.

*

Tüm değerleri ‘cep’te toplamak

Cemiyetimiz henüz yıkılmamış olsa da, ‘aile’nin ciddî tehdit ve tehlike altında olduğu da bir gerçek. Cinayet, tecavüz ve gasp gibi hadiselerin çoğalması, ‘saf Anadolu insanı’ imajının sarsılması olarak yorumlanıyor.

Toplumdaki tehlikeli gidişi yorumlayan Prof. Dr. Nilüfer Narlı, “Doğru-yanlış duygusu kaybedildi” demiş. (Tempo, 4 Ocak 2007)

Ekonomist Güngör Uras ise toplumdaki bozulmayı şöyle değerlendirmiş: “Bizim insanımız doğuştan saf ve bakirdir. Bizim insanımızın saflığını ve bekâretini, çarpık ekonomik ve sosyal yapı veya kısacası ‘düzen’ bozar. Saf ve bakir Anadolu insanı bozuk düzenin kurbanı olunca saflığını ve bekâretini yitirir. (...) Anadolu’yu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu geziniz. Köylere, fakir yörelere gidiniz. Göreceksiniz ki Anadolu’da hâlâ saflığını ve bekâretini koruyan, tertemiz insanlar var. (...) Burada sözkonusu olan belden yukarıyı boşaltmaktır. Belden yukarıdaki yüreği, beyni boşaltmaktır. Tüm değerleri ‘cep’te toplamak, tüm değerlerin yerine ‘parayı’ ikame etmektir. Bu oluşumu hep birlikte izliyoruz. Bazılarımız görüyor. Bazılarımız görmüyor. Bazıları da gördükleri halde seslerini çıkarmıyor.” (agd.)

Görenlerden ve seslerini çıkaranlardan olalım.

17.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.01.2007) - Başka bir çare bulalım

  (15.01.2007) - Türban yasağı koyan kaç ülke var?

  (14.01.2007) - “İlk bağımsız mebus nasıl seçilmişti?”

  (13.01.2007) - Bir yanlıştan diğer yanlışa

  (12.01.2007) - “Bir” yerine “iki” kim istemez?

  (11.01.2007) - Peki, kim yasakladı?

  (10.01.2007) - Şükür, ‘aile’ sağlam

  (08.01.2007) - Kaybettiğimiz yerde arayalım

  (07.01.2007) - Selâmı yayınız!

  (06.01.2007) - Erkekler ayrı sınıfa!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004