Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Ürkütücü alkol rakamları ve korkunç nemelâzımcılık



* Okulda, gençler, kıskançlık, nefret, öfke, mecazî aşk ve benzeri olumsuz duyguların pençesinde, birbirini kırıp geçiriyor!

* Hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk almış başını gidiyor.

* Uyuşturucu ve benzeri alışkanlıklar toplumu sarmalamış durumda.

* En eski ve mukaddes sistem aile sarsıntı geçiriyor.

Bütün bunların müsebbibi kimdir ve acaba bizim, gerek “iltihak, gerek iltizam, gerekse fikren” desteğimiz, payımız nedir?

Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın (WHO), ülkemizin de içinde bulunduğu 30 ülkeyi kapsayan son araştırma raporuna göre ortalama vukuât yüzdeleri şöyle:

Cinayetlerin yüzde 85’i, ırza tecavüzlerin yüzde 50’si, şiddet olaylarının yüzde 50’si, trafik kazalarının yüzde 50 ilâ 60’ı, eşlerini dövenlerin yüzde 70’i, işe gitmeyenlerin yüzde 60’ı, bu suçları alkollü iken işlemekte... Akıl Hastahanelerine yatanların yüzde 40 ilâ 50’sinde, genel tutuklamaların yüzde 50’sinde, alkol temel sebebi oluşturmakta... İntihar olaylarında da alkolün etkisi, içmeyenlere oranla 58 kat fazla.

Ülkemizde, her yıl, kalp hastası olarak doğan çocukların büyük bölümüne alkol ve sigara kullanan anne ve babaların sebep olduğunu, tıp otoritelerimiz, yüksek sesle ilân ediyor. Alkol ve sigara kullanımında, her yıl, yüzde 15-20 artış söz konusu... Ne acı ki, bu artışın ağırlık merkezini gençler ve hanımlar teşkil ediyor.

AMATEM yetkililerinin son açıklamasında, “Her yıl 1 milyon çocuğun içkiye başladığı” ifade ediliyor. Bu gün ülkemiz, birçok müsbet konuda, listelerin en son sıralarını alırken, ne yazık ki, 800 milyon litreye yaklaşan (Tekel Özel) alkol tüketimi, 4 milyonu aşan alkoliği ve 13 milyon alkolle dostluk sürdüren insanı ile alkol sıralamasında dünya üçüncüsü! En az 17 milyon tiryakisi, yine milyonlarca pasif içicisi, yerlisi yabancısı ile 90 milyon kilo tütün tüketimi ile dünya dördüncüsü!

Küçük bir sigara özeti daha sunarsak, bakınız nelerle karşılaşıyoruz: Akciğer kanserlerinin en az yüzde 90’ı, gırtlak kanserlerinin yüzde 99’u sigara kaynaklı. Yine, 45-50 yaşın altındaki koroner kalpten ölenlerin yüzde 80’i, bacak damarı tıkanmalarının yüzde 90’ı sigaradan...

Devlet kurumlarının ve yönetimin bu konuya sadece masraf veya kazanç açısından bakması, konu ile ilgili kanunların işletilmemesi ne tuhaf bir çelişki. Bu konuda en büyük görev düşen, en yaygın ve güçlü eğitim kurumu TRT’nin yanında diğer özel tv ve radyoların (bir ikisi hariç) konuyu benimsememeleri ve tv’lerdeki yerli yabancı çekimlerin, büyük çoğunluğu ile, tam tersini (özendirici tablolar) sergilemeleri ve vatandaşların şuursuzca bunları izlemeleri ve desteklemeleri daha da tuhaf değil mi?

Sinema müessesesinin aynı konulardaki başı boşluğu, sorumsuzluğu, san'atkârların (!) çoğunlukla kötü alışkanlıklı kişiler olması ve hayatlarının sözlü ve yazılı yayın vasıtalarında reklâm edilmesi de bir başka garabeti teşkil etmiyor mu?

Millî Eğitim Bakanlığının, bilhassa Anayasa’nın (MD. 58) yüklediği temel göreve rağmen; orta dereceli ve yüksek okullardaki öğrenci toplantılarının içkili, sigaralı yapılması ve bunların hiçbir takibe uğramaması daha da acı değil mi? Ya, ilim adına ekranlara çıkarılan (sözümona) uzmanların, alkolün azının zararsız olduğu, hattâ azını tavsiye eden beyanlarına; ülkemizde bu ölümcül alışkanlıkların henüz tehlikeli boyutlarda olmadığı yolundaki aldatıcı veya yanıltıcı ifadelerine, bazı eğitimcilerin ve önemli kişilerin kötü örnek olmalarına ne buyurulur?

Eğitim sistemimiz, gençlerdeki bunalımı arttıran maddeci ve çıkarcı felsefelerin çizgisinde ne zamana kadar devam edecek? Gerçekten ismi gibi millî olup, ahlâkî ve ciddî bir temele oturtulabilecek mi? Anayasa’nın bu konularla ilgili maddeleri ne zaman işletilecek? Bütün uyuşturucularla, devletin öncülüğünde yeterli ve etkili bir mücadelenin yürütülebileceğini görecek miyiz? Bunun için vatandaşlar olarak gerekli duyarlılığı gösterebiliyor muyuz?

11.03.2007

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.03.2007) - Düşmanın yapamadığını kendi elimizle mi yapıyoruz?

  (09.03.2007) - Hak ve hürriyetlerin kaynağı imandır

  (08.03.2007) - Esmâ’nın tecellilerini eşyada okumak-2

  (07.03.2007) - Esmâ’nın tecellilerini eşyada okumak -1

  (06.03.2007) - Esmâ’nın tecellîsi ne demektir?

  (05.03.2007) - Kristof Kolomb kâşif mi, katil mi?

  (03.03.2007) - Yaratıcıyı Esmâ ile tanımak ne demektir?

  (02.03.2007) - Peygamberlerin ittifak delili

  (01.03.2007) - Kâinat Halıkının büyük delili: Peygamberlik müessesesi

  (28.02.2007) - Yaratıcının en büyük delillerinden biri: Kur’ân- 2

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004