Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

Youtube, senin bizden çekeceğin var



Sen de az değilsin ha, hiç araştırılmaz mı, yayın yapacağın yüzlerce ülkenin yüz binlerce kanunu. İşte böyle yasaklarlar adamı. Böyle erişilmez oluverirsin. Erişilmez oldum diye havalara girme. Bu ülkede, bu bir tür cezadır. Gerçi erişilmez olanlar, kendilerini devletin sahibi sanır ya, o da ayrı bir konu.

Eğer çok meraklıysan ülkemizde yayınlarına devam etmeyi, öncelikle bizim koruduklarımıza dokunma. Haklısın, o zaman ne göstereceğim diyorsun. Ama biz yazarlar “Ne yazacağız” diye yıllardır söylüyoruz, sen de alışsan iyi olur.

Bizde halka istediğini söyleyebilirsin. Tamam birileri sana çok kızar, ama mahkemeler bunu pek umursamaz.

Fakat sakın ha devlete bulaşma. Onunla iyi geçinmeye çalış. Suyuna git. Ne derse “he” de, en azından sus. Fazla laubali olma.

Seçimle işbaşına gelenler senin özgürlük alanın. Ama iş atamayla gelenlere gelince, biraz düşüneceksin. Atama dediysem, ne bileyim tapu kadastro, nüfus müdürlükleri filan değil… Askere, yargıya ve üniversitelere sakın ha “dokunma” (Devrimlere ve Evrime karşıysa dokunabilirsin). Yoksa bir de bakmışsın ki, senin karşında da, “Olumsuz videolara rastlanmıştır. Sınıf tekrarı uygundur” diye bir karne çıkarırlar. Sonra brifinglere filan katılamazsın, haberin olsun…

Bizde meselâ “suçu ve suçluyu övme” diye bir suç var. Ama övülen suça göre değişiyor. Bazı cinayetleri övme suçu övme sayılmıyor, bazıları sayılıyor filan. Meselâ “Hepimiz Ogün’üz” denilince bu suçu ve suçluyu övme sayılmıyor. “O. S”nin açılımını yazınca bu suç sayılıyor. Hangisinin sayılıp hangisinin sayılmayacağını, bizim burada konjonktür diye bir çokbilmiş var, ondan öğreniyoruz. Yani biraz karışık. Bence hiç bulaşma.

Sevgili Youtube (Buradaki “sevgili” “suçu ve suçluyu övme” sayılırsa şaşmamak lâzım), bence sen bizim buralara hiç uğrama. Hangi videoları onaylayıp, hangilerini reddedeceğini şaşırırsın. Bir gece yarısı gelip seni nezarete götürürler. Derdini anlatana kadar aylar geçer. Mahkeme kapılarımız çok kerinçsizdir, maazallah.

Gel vazgeç bu sevdadan. Ne bizi, ne de kendini yor.

Yoksa elimizden çekeceğin var.

13.03.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.03.2007) - Evsahiplerine misafir kabul/red rehberi

  (08.03.2007) - Lütfen biraz huzursuz olalım

  (06.03.2007) - Parçalı bölgeli havalar

  (05.03.2007) - Aşağıdaki “değil”lerden hangisi sen değilsin?

  (01.03.2007) - Farkında mısınız?

  (27.02.2007) - 5 dakika

  (26.02.2007) - 2017 ve mortgage

  (24.02.2007) - Gitmesem de, görmesem de

  (22.02.2007) - Bu bir teyp kaybıdır

  (20.02.2007) - Temiz kalmak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004