Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Ali KAYA

İzzet-i İslâmiye



“İzzet-i İslâmiye” ve “İzzet-i Milliye” yerine göre bazan aynı anlamı ifade eden iki temel sosyal kavramdır. İnsanları bir arada yaşatarak millet haline getiren din ve dildir. Dil, anlaşmayı ifade eder. Anlaşma ise sadece dil ile olmaz. Aynı dili konuşanlardan çok, aynı duyguları paylaşanlar anlaşırlar. Duygu birliğini ise, din ve iman sağlar. Bunun için sosyal hayatın çimentosu dindir. Dindeki ihmal ve terk, inanç bozukluğu toplumlarda büyük tahribat yapar. Bu da en çok millete zarar verir. Bunun için Bediüzzaman “Hayatın yarası iltiyam bulur (iyileşir). İzzet-i İslâmiyenin ve namusun ve izzet-i milliyenin yaraları pek derindir”1 der.

Hayatta insanların başına gelen felâketler ve insanın başına gelen elim hadiseler zamanla kapanır; ama İslâmiyet’e vurulan darbeler ve milletin maneviyâtına yapılan hücumlar zamanla daha derin yaralar meydana getirir. Bunun için Bediüzzaman “En büyük musibet, dine gelen musibettir” diye bu noktaya dikkatimizi çeker.

İzzet-i İslâmiye, İ’lâ-yı Kelimetullah’ı ilân eden en büyük kuvvettir. Bu da, bu zamanda maddeten terakkîye bağlıdır. Medeniyetin de maddî-manevî her iki kanadının simetrik olarak gelişimine bağlıdır. Eski zamanda İslâmiyetin terakkîsi, düşmanın taassubunu parçalamak, inadını kırmak ve tecavüzâtını defetmek silah ve kılıçla olmuştur. Bu zamanda ise medeniyet hâkimdir. Medeniler de ancak ikna ile gerçekleri kabul edebilir. Bunun için silah ve kılıç yerine hakiki medeniyet, maddî terakkî ve hak ve hakkaniyetin manevî kılıçları düşmanları mağlup edip dağıtacaktır.2

Medeniyet denilince kastedilen, medeniyetin iyilikleri ve insanlığa faydalı ve istirahatına çalışan yönüdür. Medeniyeti insanlığa faydalı hale getirecek olan da yine İslâmiyet’in prensipleridir. Bu sebeple dünya barışını sağlayacak olan yine İslâmiyet olacaktır. İslâmiyetin izzetini korumak bundan böyle medeniyet ve maddî terakkî ile olacaktır.

Tekâmül meyli, insan fıtratına yerleştirilmiştir. Tekâmülün kemali ise dünya ve ahiret saadetinin beraber kazanılmasına yönelik yapılan çalışmalardır. Bunun da en mükemmel şekli İslâmiyet hakikatlerindedir. İnsanlık bir arayış içindedir ve aradığı saadeti mutlaka bulacaktır. Bu zamanda izzet-i İslâmiyeyi korumak bu hakikat-i İslâmiyeyi göstermekle olur. Ne demiş şair:

“Bir gün olur elbet doğar şems-i hakikat,

Hiç böyle müebbet mi kalır zulmet-i âlem?”

Bediüzzaman’ın ifadesi ile “İmanın mahiyetindeki harikulâde şehâmet, izzet-i İslâmiyenin tabiatındaki âlempesent şecaat, uhuvvet-i İslâmiyenin intibahı ile her vakit mu’cizeler gösterebilir.”3 İslâmiyetin izzeti fıtrîdir. Fıtrî meyelan ise mukavemetsûzdur. Bir avuç su, kalın bir demir gülle içine atılsa, kışta soğuğa maruz bırakılsa, meyl-i inbisat demiri parçalar. Korkak tavuk, yavruları yanında şefkat-i cinsiye sebebiyle dehşetli bir cesaretle camusa saldırır. Keçinin kurttan korkusu, ıztırar vaktinde mukavemete inkılap eder. Harika bir cesaretle boynuzuyla kurdun karnını deldiği vâkîdir.4 Kurtuluş Savaşı bunun bir delilidir.

Düşmanın içimizde yaptığı en büyük tahribat, mânen ahlâkımıza vurduğu darbedir. İçimize ahlâksızlık tohumlarını atarak bunu sümbüllendirdi. Bunun için Bediüzzaman “Hayatın yarası iltiyam bulur (iyileşir); izzet-i İslâmiyenin ve namusun ve izzet-i milliyenin yaraları pek derindir” demektedir.

İzzetli olanlar, zillete tenezzül etmezler. Aslanlar güçlü ve izzetli oldukları için ormanda yalnız başlarına yaşarlar. Keçiler ise güçsüz ve zelil oldukları için kuvvetli olmaya ihtiyaç hissederler. Bu ihtiyaçtan dolayı başkasının yardımına samimi yapışırlar. Birliği muhafaza ederler. Ehl-i dalalet zayıf ve zelil oldukları için başkalarının yardımına kuvvetle yapışırlar ve birliği koruyarak güç kazanırlar. Ehl-i hidayet ve ehl-i hakikat ise hak ve hakikate dayandıkları için güçlüdürler. İnsanların yardımı yerine Allah’ın yardımına güvenirler. Bunun için başkalarının yardımına ihtiyaç hissetmezler.5 Bu da onların “Hikmet-i İlâhiye” ve “Meşiet-i Rabbaniye”nin gereği olan ‘hakiki tevekkül’ anlayışından uzaklaştırır. Yani Allah’ın muvaffak etmesi için gerekli olan ‘mü’minler arasındaki ittifakı’ yapmak noktasında tembelcesine bir tevekkül gösterilir. Ehl-i hak, bu anlamdaki ‘yanlış düşündüğü izzetini’ terk etmezse, ihlâsı da kaçırır.6 Bunun için hakiki tevekkül olan azim ve gayret ile beraber sonuca odaklanmadan çalışmak İslâmın izzeti için şarttır.

İzzetli olan insan hileye ve ikiyüzlülüğe tenezzül etmez. Hile ve ikiyüzlülük ise nifaktan kaynaklanır. Nifakı doğuran ise, garaz, gurur ve kibirdir. Kemal ve şerefin ölçüsü, hakikati muhafaza, gururu men ve tekebbürü defeden İslâmiyet’tir. İslâmiyet’in hakikatlerine sarılmaktır.

Dipnotlar:

1- Hutbe-i Şamiye, 125 (Hakikat Çekirdekleri, 47)

2- Hutbe-i Şamiye, 41

3- Sünuhat, 106

4- Hutuvât-ı Sitte, 23–24

5- Lem’alar, 2005-İstanbul, s. 379

6- A.g.e.

22.03.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.03.2007) - Mevlânâ yılı ve Bediüzzaman

  (23.02.2007) - Sosyal hayat

  (18.02.2007) - Gençlik ve sosyal hayat

  (15.02.2007) - Akıllı insan

  (14.02.2007) - Sosyal insan

  (08.02.2007) - Kur'ân-ı Kerim'in anlaşılması

  (31.01.2007) - Medya ve şiddet

  (28.01.2007) - İcad kavramı üzerine

  (25.01.2007) - Vukufiyet ve derinlik

  (12.01.2007) - Şuunât-ı İlâhiye

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004