Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Saadet Bayri FİDAN

Çingene pazarında bir resim...



Öylesine atılmış eşyalarınız vardır. Hani sizin hiçbir işinize yaramayan, “Ne işe yarar ki?” düşüncesini hiç yakıştırmadığınız, bu sebeple çöpe attığınız eşyalarınız. Eskimiş bir kazak, diz kapağı pörsümüş bir pantolon… Ya da dişleri kırılmış bir tarak. Veya bir kenarı sizin çarpmanızla veya çocuklarınızdan birinin koşturmasıyla kırılmış vazo…

Alırken çok mutlu olduğunuz, ancak dinlemekten eskiyen şarkıları yüzünden sokağa attığınız kasetleriniz. Ya da CD çalarınız var diye artık işinize yaramayan, radyosu dışında çalmayan bir walkman.

Belki de mektuplarınız vardır. Kimbilir hangi duygularla yazılmış, içinde ne kadar kıymete değer satırlar ve günlerce uğraşsanız yazamayacağınız sözler olan ve bir zamanlar yollarını gözlediğiniz, belki yüzlerce kez okuyup ezberlediğiniz mektuplarınız vardır. Ve nasıl olmuşsa olmuş onlar da artık çöpün yolunu tutmuştur. Belki son kullanma tarihi geçmiş, duygular eskimiş, ya da bir yanlışlık olduğunu fark edip bütün satırlar hafızanızdan silindiği için, gözleriniz görmesin diye attığınız mektuplardır bunlar.

Ya da bir hatıra defteri. Alınırken ne kadar mutlu olmuştunuz kimbilir. Arkadaşlarınız sizin için neler yazacaktı acaba? Siz onları okuyunca ne hissedecektiniz? Birçok güzel düşünce içinde alınan bir defterdi. Yazılan her satırla mutlu olduğunuz ve defteri paylaşmak için verdiğinizde “Lütfen önceki yazılanları okuma” dediğiniz, yıllar sonra bu sözlerinize güldüğünüz hatıra defteriniz. Sonra bir gün bu defter de işlevini, anısını ve anlamını bitirdiği için çöp tenekesinin yolunu tutmuştu.

Ve böyle ne kadar çok şey gözümüzde hiçbir kıymeti kalmadan atılıp gitmiştir. Ne olduğu, bir zamanlar ne ifade ettiği hiç düşünülmeden…

Nereden çıktı bu satırlar demeyin? Perşembe günü çingene pazarı diye isimlendirilen Perşembe pazarına gittim. İsmini çok duymuş, ancak bir türlü gitme fırsatım olmamıştı. Şehrin merkezinde olan Pazaryerinde Perşembe günleri kuruluyormuş. Merak ediyordum. Zira birçok kişiden duyup gitmediğim yerlerden biri olunca, sonunda kalkıp gittim. Gözlerime inanamadım; evet çingene diye tanıdığımız kişilerin satış yaptığı bir yer. Ancak yerlerde ne yoktu ki… Üst satırlarda anlattığım eşyalardan tutun da, çöp diye atacağınız her şey bu pazarda alıcı bekliyordu. Önce komik geldi “Nasıl olur canım, boş deterjan kutusu da satılmaz herhalde” diye bakıp durdum. Kırık tabak, lamba, bardak, kıyafet, süs eşyası, gece lambası vs. Mektuplar, yazılmış hatıra defterleri… Bin bir çeşit bence lüzumsuz eşya.

Derken bir çingenenin sattığı eşyalar arasında birkaç resim ilgimi çekti. Muhtemelen onlar da çöpten alınmıştı. Ne işe yarayacak diye bakıp durdum. Zira başkasına ait bir resim, kimin için önemli olurdu ki… Siyah beyaz resmin çok eski olduğu belli. Resimde güzel ve alımlı genç bir kadın, yanında yaş olarak epey büyük bir adam. Babası olmalı. Diğer resimde güzel kadının yanında çocuklar, birkaç bayan ve erkek: Bir aile resmi olmalı. Ve neden, niçin çekildiği belli olmayan benim için bir kâğıt parçası olan görüntüler.

Siyah beyaz çekilmiş olan bu resimler şimdi bir çöpten alınmış ve satan kişi için ve bakan kişiler için de hiçbir anlam ifade etmeden öylece duruyorlardı. Kimbilir çekilirken ne kadar mutlu olunmuş, ne kadar farklı duygular yaşanmış. Albüme konulduktan sonra bile her bakıldığında, o günler yeniden yâd edilmişti. Zira resimlerdeki kişiler çok mutlu görünüyorlar. Ve sonra hangi acı, hangi hayal kırıklığı ve hangi gidiş, ya da bitiş bu güzel anların hatırasını hiçe indirmişti. Belki resim oradaki kişiler için bir tarih ifade ediyordu. Ancak bizim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Uzun uzun baktım gözlerine, tanımadığım bu insanların. Belki içlerinden bir kaçı şu anda hayatta değildi. Hayatta olmayınca bir gelin, ya da bir torun artık işe yaramaz deyip atmıştı, neden olmasın? Kendimce birçok senaryo yazdım oynadım. Belki de hiçbiri tutmadı.

Ancak kısa bir gezintinin ardından ayrılırken öğrendiğim iki şey oldu. Çöp diye attığım eşyalarıma dikkat etmeliyim. Bu resmi atanlar, resimlerinin bir çingene pazarında satışa sunul(duklarını)acaklarını hiç ama hiç düşünmemişlerdi.

İkincisi ise: Bizim için çok kıymetli olan birçok yaşanmışlık başkaları için hiçbir anlam taşımıyor. Ve herkesin sadece kendi tarihinin ve kendi masalının kahramanı olduğunu bir kez daha fark ettim. Öyleyse hayatta kalabalık görünsek de, tek başına oynayıp gidiyoruz. Tipik benim çingene pazarındaki o resme hiçbir şey hissetmeden baktığım gibi; birçok kişi de bize ve acılarımıza, yaşanmışlıklarımıza öyle bakıp gidiyor. Öyleyse hiç kimsenin hayatımızın rotasını belirlemesine izin vermeyelim. Ve en önemlisi mutluluğumuz ve hüznümüz bir kişinin elinde olmamalı.

30.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.05.2007) - Peri yüzlü bir masaldır bahar

  (09.05.2007) - ‘Çocuk sizle’ karşılaşsaydınız?

  (25.04.2007) - Kişi kendini kusurlu görmeli

  (18.04.2007) - Bir konferans izlenimleri

  (31.01.2007) - Ninemin sandığı

  (17.01.2007) - Her şey akıp gidiyor

  (27.12.2006) - Bakıyoruz ama görmüyoruz

  (13.12.2006) - Dertle derman arasında köprü: Tevekkül

  (06.12.2006) - Hayata çocukça bakmak

  (29.11.2006) - Aynamız, lisan-ı hâlimizdir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004