Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Üç talak nedir?



Van’dan okuyucumuz:

*“Üç talak ne demektir? Nelerdir? Niçin üç talaktır?”

Evlilik birliği, Hz. Âdem’den (as) beri bütün hak dinlerce korunan, kurulması teşvik edilen ve bizzat düzenlenen bir birliktir. Esas olan bu birliği yaşatmak, günü birlik olumsuz sebeplerden dolayı yıkmaya yeltenmemektir. Zira aile, Müslüman’ın içinde huzur bulduğu, dinlendiği ve sükûnete erdiği bir nev'î Cenneti hükmündedir.1 Evlilik birliğinin yıkılmasından dolayı Allah’ın buğz etmesi bundandır. Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Helâl davranışlar içinde Allah’ın en çok buğz ettiği şey, boşanmadır.”2

Boşanmaya ve evlilik birliğinin yıkılmasına Allah razı olmuyor. Üstelik haksız yere olan ve zulüm de içeren boşanmalar, Allah’ın buğz ettiği, mahşerde gündeme gelecek ve hesabı sorulacak olan olumsuz amellerdendir.

Kur’ân, boşanmalardan sonra barışmaya ve geri dönüşe imkân tanımak için boşanma hukukunu bizzat düzenlemiştir. Üç talakı bunun için gündeme getirmiştir.

Üç talak, üç boşama hakkı demektir. Bu, bozulan aile dengesini yeniden düzeltmeye ve kurmaya dönük taraf-ı İlâhîce verilmiş bir genişliktir, bir toleranstır, bir barış zemini oluşturma çabasıdır, bir evlilik birliğini koruma gayretidir.

Şüphesiz eşler arasında yer yer sürtüşmeler; zaman zaman tartışmalar çıkabilir. Bunu, bir bakıma hayatın bir cilvesi olarak da görmek mümkün. Aynı yastığa baş koyan bir çiftin, hayatın zorlukları karşısında, ciddî problemleri ciddî tavırlarla tartışmaları normal sayılmalıdır. Bu tartışmalar sırasında eşi öfkelenir ve ne söylediğini bilemeyecek bir şekilde öfkeli iken ağzından “Sen boşsun!” sözü çıkarsa, bu söze itibar edilmez. Eşler boşanacaklarsa, öfkesiz olarak boşanmaları esastır. Öfkesiz olarak boşanmaları durumunda da, kadın iddet beklerken yeniden birbirlerine dönmeleri ve evliliklerini sürdürmeleri helâl kılınmıştır. Cenâb-ı Hak; “Kocaları barışmak isterlerse, onları geri almaya daha fazla hak sahibidirler”3 buyuruyor.

Hazret-i Ömer’in (ra) oğlu, karısı ile boşandığında, Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm Hazret-i Ömer’e:

“Oğluna emret; karısına geri dönsün!” buyurmuştur.

Beyler dikkat etmeliler; boşama lâfzını şaka niyetine de olsa, korkutma niyetine de olsa, asla kullanmamalılar! Kadınlarımız dikkat etmeliler, “boşama” lâfızlı tartışmalar olduğunda kesinlikle evlerini terk etmemeliler! Terk etmeleri caiz değildir.4 Caiz olmayışı, eşlerin akl-ı selimle düşünmelerini ve barışmalarını temin amacına yöneliktir. Eğer böyle bir istenmeyen lâfızdan sonra erkek veya kadın evi terk ederse, iddet süresi olan üç aya kadar muhakkak barışmanın yolları aranmalıdır. Bu süre zarfında eşlerin dost ve akrabaları da, dedikoduyu bir tarafa bırakarak bunları barıştırmaya davranmalıdır. Üç ay içerisinde barışma ve bir araya gelme gerçekleşmezse, işte o zaman eşler fiilî olarak üç boşanma haklarının birincisini kullanmış olurlar ve bu ilk boşanma haklarını kullandıklarında fiilen ayrılmış olurlar.

Ancak her şey bitmiş değildir. Tekrar birbirleriyle evlenmek istediklerinde, yeni bir nikâhla evlenmelerini, Bakara Sûresinin 232. âyet-i celîlesi mümkün kılıyor. Ayrılık süresinin kısa veya uzun oluşu, eşlerin bu ikinci nikâh haklarına zarar vermez.

Eşler ikinci nikâhla birleştikten sonra, günün birinde geçinemeyip yeniden boşanırlarsa; barıştıkları ve arzu ettikleri takdirde, Bakara Sûresinin 229. âyet-i celîlesi hükmü gereğince bir nikâh daha yapma hakları vardır.

Ama bu üçüncü nikâhtan sonra artık üçüncü defa boşanırlarsa, aynı sûrenin 230. âyet-i celilesi hükmü gereğince bir daha birbirleriyle nikâh yapamazlar. Aralarında “beynûnet-i kübrâ” denilen “büyük ayrılık” meydana gelmiş olur ve artık bir daha birleşmemek üzere ayrılırlar.

Bu süreçten sonra, yani birbirleriyle başlarından üç nikâh ve üç boşanma gerçekleştikten sonra artık kadın kendi yoluna; erkek kendi yoluna gider. Bundan sonra birbirleriyle yeniden evlenebilmeleri için, aynı âyet-i celîle5 kadının başından başka bir kocayla gerçek bir evlilik geçmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu demektir ki: Arş-ı A’lâ Sahibi eşler arasında üç nikâha izin vermiş, bundan sonrasına şartlı izin vermiştir.

Başlarından, birbirleriyle üç defa nikâh geçen bir çift artık dikkat etmeli değiller mi? Hâlâ boşanıp duracaklarsa, tekrar birleşmelerine Allah’ın izin vermeyişi üzerine, biraz da kendilerini sorgulamalı değiller mi? Çünkü evlilik ve boşanma sistemi böylesine yıpratılmamalı değil mi? Ve hakikaten aralarında derin problemler varsa, artık evlenmemeleri daha uygun olmaz mı?

Netice olarak, üç defa boşanmadan sonra kadın başka birisiyle “yuva kurmak üzere” evlenir. Bu evlilikten de ayrılırsa, ancak bundan sonra eski kocası ile tekrar birleşmeleri mümkün olur. Aksi takdirde mümkün olmaz.

Dipnotlar: 1- Bedîüzzaman, Lem’alar,S.203 2- İbni Mâce, Talak, 1 3- Bakara Sûresi, Âyet:228 4- Talâk Sûresi, Âyet:1 5- Bakara Sûresi, Âyet: 230

26.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.06.2007) - Çocuklarımızın isimleri üzerine

  (24.06.2007) - Kenzü'l-Arş duâsı

  (23.06.2007) - Yarın mahşerde, ‘Annem dinimi öğretmedi’ diyeceksin!

  (22.06.2007) - Hayatın yirmi dokuz üstün niteliği

  (21.06.2007) - Çocuklarımızı ihmal etmeyelim

  (20.06.2007) - Elli bin senelik beşer yolculuğu

  (19.06.2007) - Allah'ın emri ve dilemesi

  (18.06.2007) - Hiçbir amel karşılıksız kalmayacaktır!

  (17.06.2007) - Yoktan yaratılış ve sebepler

  (16.06.2007) - Güneş batıdan doğunca

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004