Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Ağustos 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Resûlullah’ın (asm) mirası



Birgün büyük sahabi Ebû Hüreyre, Medine çarşısına gitmişti. Çarşının ortasında durup eliyle Mescid-i Nebevî’yi işaret ederek, “Sizi oraya gitmekten alıkoyan nedir?” diye seslenmişti. “Nereyi kastediyorsun ey Ebû Hureyre?” demişlerdi çarşıdakiler. “Orada Resûlullah’ın mirası dağıtılıyor, sizin haberiniz yok. Siz de gidip payınıza düşeni alsanıza!” demişti.

Halk hemen mescide koşmuş, biraz sonra da dönmüşlerdi.

“Ne oldu?”

“Ey Ebû Hureyre, mescide gittik, içine girdik, fakat paylaşılan birşey görmedik.”

“Hiçbir şey görmediniz mi?”

“Gördük. Bazıları namaz kılıyor, bazıları Kur’ân okuyor, bazıları da helâl ve haramdan bahsediyorlardı.”

“Yazıklar olsun size?” dedi Ebû Hureyre. “İşte Resûlullah’ın mirası budur.” (Tergib, 5: 229)

İlim, zikir, fikir, ibadet, Kur’ân okuma, öğrenme, öğüt, meşveret menbalarıdır mescidler. Resûlullah’ın mirasları da bunlar. Birgün mescidde grup grup insanların toplanıp dinî bir kısım şeylerle meşgul olduklarını öğrendiği zaman, “Siz böyle devam ettiğiniz sürece huyunuz bozulmaz” demişti Hz. Ömer. Kur’ân da, “Siz güzel huylarınızı değiştirmedikçe, Allah da size verdiği nimetleri değiştirmez” buyurmuyor mu?

Bütün güzellikler, iyilikler Resûlullah’ın mirasıdır. “Şükrederseniz andolsun ki nimetimi arttırırım” meâlindeki âyet de, bu güzel huyları, istikameti devam ettirme değil midir? Diğer bir ifadeyle, farzları yapma, haramlardan kaçınma o mirasa sahip çıkma demektir.

Sahabe bunun için yaşardı. Farzlara alabildiğine dikkat eder, haramlardan kaçınır, her hususta Resûlullah’ın (asm) mirasına sahip çıkardı.

Evet, Resûlullah (asm) maddî miras değil, böylesine büyük, zengin bir ilim mirası bırakmıştı. Sadece manevî değil, maddî gelişmenin de temeli ilim değil midir? Dünyevî kalkınma da, uhrevî kalkınma da, ilimle mümkün. “İlme kafa yormak gündüzleri oruç tutmaya, ilmî müzakerelerde bulunmak da geceleri ihyâ etmeye denktir” diyen sahabenin âlimlerinden Muaz bin Cebel, “Bahtiyar odur ki, ilimden ilham alır. Bedbaht odur ki, ondan mahrum kalır” der. (Hılye, 1: 239.)

Ne mutlu Resûlullah’ın (asm) mirasına sahip çıkanlara!

12.08.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.08.2007) - Asrın cihadı

  (10.08.2007) - Mi'rac’la yükselmek

  (09.08.2007) - Kalbi nurlanan insan

  (08.08.2007) - Namaz sevgisi

  (07.08.2007) - İlk sorgulama

  (06.08.2007) - "Bunlar insan değil, İfrit"

  (05.08.2007) - Zordan korkmamak

  (04.08.2007) - Zordan korkmamak

  (03.08.2007) - Cennetin anahtarı

  (02.08.2007) - Ölüleri duyabilseydik

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri