Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Müstakbel irtica itirafları



Uzun yıllardır bazı üst yönetim merkezlerinden hemen her vesileyle ilân edilen önemli bir husus şudur:

"Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iki öncelikli tehdit meselesi var. Bunlardan biri irtica, diğeri ise bölücülüktür."

Bu mânâdaki açıklamaların ne derece doğru ve isabetli olduğu elbette ki tartışılır.

Ancak, bize göre artık tartışılması dahi abes hale gelen bir nokta var; o da şudur: Yıllardır var olduğu kabul edilen irtica ve bölücülükle ilgili yapılan tanım ve teşhisler hatalı, tedâvi yöntemleri ise, büsbütün yanlış, hatta sakattır bile denilebilir.

Bunun böyle olduğunu, resmiyetten uzaklaşan ve sâlim kafayla düşünmeye başlayan birçok şahsın itirafvâri açıklamalarından da biliyoruz. (Geçen hafta büyük yankı uyandıran Emekli Org. Aytaç Yalman'ın Milliyet'te çıkan açıklamalarını hatırlayınız.)

İşte meselâ bir tehdit unusuru olarak sıklıkla ifade edilen "etnik terör ve bölücülük" ile ilgili itiraflardan bazı nümuneler:

* "Biz yıllardır mâsum Kürtler ile câni teröristleri tam olarak birbirinden ayıramadık. Teröristlere gereken dersi verelim derken, bölgedeki mâsum halka da büyük zarar ve sıkıntı verdik. Zaman zaman teröristlerin sırf aile efradından veya akrabası olduğu için, bazı vatandaşlara ceza verdik. Bazı köyleri haksız yere boşalttık; güvenlik riskiyle boşalttığımız köylerde ise, vatandaşı mağdur duruma düşürdük. Köylülere sadece 'Gidin buradan' dedik; ama nereye ve nasıl gideceğinin tedbirini almadık, gereken yardımlarda bulunmadık."

* "Kürtlerin, anadilini konuşmak, şarkısını–türküsünü söylemek veya kültürünü yaşamak gibi mâsum sosyal taleplerini bile biz 'yıkıcı faaliyet' şeklinde görmüş ve öyle değerlendirmişiz."

* "Dağda yürürken çıkan 'kart–kurt" seslerinden hareketle, onlara 'Dağ Türkleri' demişiz, kimliklerini yok farz etmiş, hatta zaman zaman inkâr etmişiz."

Bu meyandaki liste daha da uzatılabilir. Lâkin, bugünkü asıl konumuz daha başka: Türkiye'nin çoğu zaman "birinci öncelikli tehdit"i olan İRTİCA.

Duymak istediklerimiz

Evet, yukarıda sıraladığımız itirafların benzerlerini, tam yüz yıldır gündemden hiç düşürülmeyen "irtica" konusunda da duymak istiyoruz.

Bugün değilse yarın, öbür gün...

İnşaallah, ömrümüz ve tâlihimiz varsa, gün gelecek "irtica" meselesi hakkında meselâ şu meâldeki itirafları görmek, duymak şansına sahip oluruz:

* "Samimî dindarlar ile dinî duyguları istismar edenleri yıllarca birbirine karıştırıp durduk. Sayısızca mâsumun günahına girdik."

* "Haksız yere "din"e irtica, dindara mürteci damgasını vurduk. Halkımızın ekseriyetini üzdük, mâsum duygularını rencide ettik."

* "Laikliği dinsizlik mânâsında anladık; İslâma hizmeti gericilik, yobazlık şeklinde algıladık. Hizmet edenlerin ise, bir kısmını astık, bir kısmını da sürgüne yolladık, mahkemelere sevk ettik, hapishanelerde, zindanlarda süründürdük."

* "Türban diye diye, aslında başörtüsüne ve genel olarak tesettürlü giyime hep karşı geldik; bunun için yasaklar koyduk, iş ve eğitim haklarını ellerinden aldık, böylelikle sayısız insanı mağdur ettik."

* "Ülkemizde, dindar kimselere başka ülkelerde dahi hiç görülmedik sıkıntılar yaşattık, gayr–ı müslimler kadar olsun onlara hoşgörü ve müsamaha ile bakmadık. İçimizdeki azınlıklardan daha fazla İslâm dinine yabanî ve lâkayt bir vaziyette durduk."

* "Dindar kimseleri hep tehlikeli gördük, bu yüzden onlara potansiyel suçlu muamelesi yaptık, en mâsumâne isteklerini dahi 'irticaî faaliyetler' cümlesinden gördük."

* "Başlangıçta yüzümüzü Batı'ya, Avrupa'ya çevirdik. Her şeylerini taklit ile ithal etti. Hatta, bir ara AB yanlısı bile olduk. Fakat, dindarlar da AB üyeliğine taraftar olunca, bu kez tavır değiştirdik ve 1959'da başlatılmış olan bu sürece taş koymaya çalıştık."

* "Nihayet, aklımız başımıza geldi. Hatamızı anladık. Müslüman halkımızdan özür dileriz."

GÜNÜN TARİHİ 8 Kasım 1973

Usta şâirin "Hamd û Senâ"sı

Çağımızın büyük şairlerinden Faruk Nafiz Çamlıbel'in vefatı.

Daha evvel değişik vesilelerle biyografisinden ve eserlerinden bahsettiğimiz Çamlıbel'in hayatını derinden etkileyen iki önemli eseri var: Bunlardan biri Anadolu seyahatine dair "Han Duvarları", diğeri ise Yassıada'daki işkenceli hayatına dair "Zindan Duvarları"dır.

Aynı zamanda "dindar demokrat" bir siyasetçi olan Çamlıbel'in vefatının yıldönümü vesilesiyle, onun büyük bir vecd içinde kaleme almış olduğu "Hamd û Senâ" isimli şiirini sizlere takdim ediyoruz.

Ne var ki mevcûd ise âlemde, güzel, doğru, iyi;

Arayan fikri, bulan rûhu, seven sevgiliyi

Bize bahşetmiş olan Hazret-i Rahmân'a şükür.

O büyük Rabb'e şükürler ki, ayak bastığımız

Yeri halketti, barınsın diyerek varlığımız;

Ve yer üstünde hayâlin cereyânınca uzun,

O büyük Rab ki, ışıklar yakıyor göklerde,

Lûtfunun feyzini, görsün diye insan yerde;

En büyük nîmete hamd, en küçük ihsâna şükür.

O büyük Rab ki, ufuklar boyu nîmetlerini,

Hüsn ü an, reng ü füsun, aşk ü cünûn mahşerini

Gayrı kâfi görerek sevdiği biz kullarına

Şimdiden vâdediyor başka bir âlem yarına;

Mâ-i Tesnîm'e şükür, Ravza-i Rıdvân'a şükür.

O ki, sedâsına yandıkça bütün mahlûkat,

Arş-ı Alâ'da Ezel kasrına çıkmış yedi kat,

Geriyor hüsn-i ilâhîsine atlas perde...

En güzel vuslatı tattırmak için mahşerde

Bize, gündüz gece, zehrettiği hicrâna şükür.

08.11.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.11.2007) - Müstakbel irtica itirafları

  (07.11.2007) - Huzur ve barış dönemi örnekleri

  (06.11.2007) - Siyasilerin Risâle-i Nur'la alâkadarlığı

  (05.11.2007) - Siyasîlerin Bediüzzaman'la alâkadarlığı

  (03.11.2007) - İdarecilerin Bediüzzaman'la alâkadarlığı

  (02.11.2007) - Zeytinyağı çeşitleri

  (01.11.2007) - Mide fesadı ve zeytin(yağı) mûcizesi

  (31.10.2007) - Hamaset ve aklın kontrolü

  (29.10.2007) - Birinci Harbe nasıl girdik?

  (27.10.2007) - Sevkiyat gölgesinde diplomasi atakları

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri