Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Şule Yüksel Şenler…



Şule Yüksel Şenler, kadının tesettürü konusundaki makaleleri, kitapları, seminerleri ile yetmişli yıllarda büyük hizmetlere vesile olan, ülkemizin sembol isimlerinden bir tanesi. Tıpkı Zeynep Münteha Polat ve Mümine Güneş gibi…

Huzur Sokağı, bugün bile aynı ilgiyle okunan bir kitap. Kitabından sinemaya uyarlanan Birleşen Yollar filmi o yıllarda ne büyük bir yankı uyandırmıştı…

Sevgili genç arkadaşım Naciye Kaynak, gazeteci telaşıyla Şule Yüksel Şenler’in hastaneye kaldırıldığını söyleyince birlikte ziyaretine gitmeye hemen oracıkta karar verdik.

Onu hastane odasında, yatağına oturmuş vaziyette ziyaretçisiyle sohbet ettiğini gördüğümüzde çok sevindik. Sohbet ettiği zatın Fırıncı Ağabey olmasına daha da sevindik. Böyle bir ikiliyi başka hangi ortamda görebilirdik ki? Fırıncı Ağabey, Şenler’in sağlığını sıhhatini inceden inceye soruyor, yapabileceği bir şey olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Sık gelen telefonlarla konuşma bölününce, bu sefer de yardımcısı genç hanıma sorular sormaya devam ediyor…

Şule Abla telefonda konuşurken Fırıncı Ağabeyden Risâle-i Nur tarihinde hanımların hizmetleriyle ilgili bir proje hakkında randevu istiyoruz. Kasım ayı ortalarında yapılacak sempozyumdan dolayı çok yoğun olduğunu, daha sonra arayabileceğimizi ifade ediyor, telefon numarasını alıyoruz. Tekrar uğramak üzere Şule Abladan izin alıp giderken ona dergilerimizden hediye sunuyoruz…

Şule Ablaya Ekim sayımızı özellikle götürmüştük. “Setredilemeyen Tesettür” sayımızda onun isminden de bahsetmiştik. Derginin sayfalarını çevirirken Dünya Güzeli Keriman Halis’in resmini görünce, “Bu resmi dergiye yerleştirmeniz o kadar yerinde olmuş ki. Onun ne maksatla dünya güzeli olarak seçildiğini hepimiz biliyoruz. Değil mi?” diyor… Çalışmalarımızdan dolayı tebrik ediyor. İyileştiğinde dergimize bir makale vereceğine söz veriyor. Acil şifalar dileyip, yanından ayrılıyoruz…

Dönüşte, “Kıyafetiyle, konuşmasıyla, tavırlarıyla tam bir mümine hanımefendi” diye düşünürken “Hastayı ziyaret eden cennet bahçelerine girmiş gibidir” meâlindeki hadisi hatırlıyorum. Kısacık ziyaretimizde ne kadar güzel hisler yaşadık!..

Modern Mahrem sergisi

Modern

Mahrem sergisi

Sosyolog Nilüfer Göle başkanlığındaki Modern Mahrem kavramı üzerine olan uluslar arası atölye çalışması bitti. Son gününde son saatlerine yetişebildiğim panel notlarını “Satır Arasında” daha önce aktarmıştım.

Bu tarz çalışmaların sıkça yapılması ülkemiz kadınının problemlerinin çözüme kavuşmasında büyük payı olacağı bir gerçek.

Atölye çalışması bitti, ama “Mahrem” konulu sergi 21 Kasım’a kadar devam ediyor. Uluslar arası düzenlenen sergide Türkiye, İtalya, Suriye, İran, Cezayir ve Portekiz’den katılan san'atçıların video, fotoğraf, heykel, resim dallarında yaptıkları eserler yer alıyor.

Zaman gazetesinden Şemsinur Hanım, sergi ile ilgili yazacağı haberde yer almak üzere düşüncelerimi sorduğunda “Satır Arası”nda sergi notlarına yer vermediğimi fark ettim. Şemsinur Hanıma ilettiklerimi yeri gelmişken burada da aktarayım…

“Kadının başörtüsünü çiçeklerin yapraklarını bir arada tutan taç yaprağına benzeten çalışma çok samimîi ve içtendi. Ama onun dışındakiler için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. San'atçı duyarlılığıyla, örtünen kadının aslında psikolojik olarak hasta ya da gülünecek bir tablo oluşturduğu inceden inceye işleniyordu. Sergideki tek Türk isim Nezaket Ekici de başörtüsünü gerginlik unsuru olarak gösteren bir eseriyle sergide yer alıyordu…”

Evet, dinimizin çizdiği sınırlar dahilinde güzel san'atlar alanında da yetişmiş san'atçılara ihtiyaç var. Hem de her zamankinden ziyade… “Medenilere galebe ikna iledir” düsturunun hâkim olduğu günümüzde san'at “ikna yöntemleri”nin başında geliyor.

Başörtüsü ile ilgili bir sergide müsbet eserlerin yanında inancınızın alay konusu olması ya da gerginlik oluşturan psikolojik hastalık olarak halka sunulması doğrusu insanı üzüyor.

Gönül, inançlara saygı gösteren san'atçıların sayısının artmasını istiyor..

Sizce de öyle değil mi? Neden olmasın?

11.11.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.10.2007) - “Habersiz Buluşma” notları…

  (21.10.2007) - Modern-Mahrem ve ötesi...

  (14.10.2007) - Ezan sesleri

  (07.10.2007) - Emzirme haftası

  (30.09.2007) - Bizim mahalleden Ramazan fotoğrafları…

  (23.09.2007) - Empati ve paranoya!...

  (16.09.2007) - Kadınlar ve erkeklerdeki değişim…

  (09.09.2007) - Aynalar…

  (02.09.2007) - Cumhuriyetin ideal kadınları

  (26.08.2007) - Hoca Ali Rıza’yı yâd ederken…

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri