Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Meşveret heyetine veya kararlarına itiraz



Daha önce, sivil birer örgüt olan cemaatlerin, “Daire, zincir, tekerlek ve Y” olmak üzere dört sosyolojik yapılanmalarını nakletmiştik. Ve yalnızca “Daire”nin meşveret/demokratik bir yapı arz ettiğini de… İşlerini meşveretle yürüten grup ve cemaatlerde ise, yönetim ve güç liderin, önderin veya mümtaz şahsiyetlerin elinde değil, şahs-ı mânevîdedir. O da meşveretle tezahür eder.

Hiç şüphesiz meşveret/katılımcı yapı içinde olanların da çalışmaları, hizmetleri her zaman düzgün gitmeyebilir. Ki, zıtların biribirine karıştığı ve şiddetli bir imtihana tabi olduğumuz bu kararsız dünyada hiçbir şey dört dörtlük değildir. Ve unutmayalım ki, meşveret üyeleri beşerdir; hatâdan hâli değildir; şaşar. Yanlış görüş beyan etmeleri veya yanlış rey verip kararlar almaları mümkün ve vakidir. O takdirde de yaklaşımımız yine meşveretin esprisi ve esasları çerçevesinde olmalı ve şu esaslar göz önünde bulundurulmalıdır:

- Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatin, topluluğun gücü, dâhî de olsalar ferdlerin gücünden daha üstündür. Cemaatte olan kuvvet, fertte yoktur.1 Ferd dâhî de olsa, cemaatin şahs-ı mânevîsine karşı sivrisinek kadar kalır.2 Şahıs ne kadar güçlü ve dâhî de olsa şahs-ı mânevîye (bütün cemaat bireylerinin oluşturduğu güce) karşı mağlûp düşebilir.3

- En kötü meşveret heyeti veya en basit meşveret hey’etleri, en iyi şahıslardan veya müstebitlerden/diktatörlerden daha iyidir. Çünkü, meşveret şeriattan bir parmak ayrılsa, padişahlık—şahsiyetçilik ve ferdîlik—yüz arşın ayrılır.4

- Meşverette hüküm, çoğunluğa göre verilir.5

- Meşveret isâbet etse iki, hatâ etse bir sevap alır.

- Meşveret etmek demek, zaten farklı görüşlerin, muhalefetin itiraz etmesi ve karşı görüş belirtmesi demektir. Karşıt görüşler ve düşünceler dahil, meşveret kararları kabul edilirse, çoğunluğa göre kabul edildikten sonra itiraz; meşveretin ruhuna aykırıdır. Ancak, muhalefet şerhi konabilir, istediğiniz kararların aleyhinde fikir beyan edilebilir.

- Meşveretin kararlarına itiraz etmek, reddetmek, meşveret hey’etini gayr-i meşrû ilân etmek bireyin hakkı ve haddi değildir. O halde, cemaatin feyzinden bereketinden, sevabından hisse alamaz! Hizmetler de güdük kalır. Kaldı ki, cemaatın şahs-ı mânevîsini temsil eden meşveretin hatâ ettiğine kim karar verecek, kim tesbit edecek? Ölçü ve mihenk nedir, müfettiş kimdir? Fertler mi, cemaat mi?

Herhalde fertler, cemaatin yanlış yapıp yapmadığını, yine meşveretin esprisine göre, isabetle teşhis edemez! Madem meşveret esastır, onun kararını da ekseriyet ve cemaat verecektir. Zirâ, ferdlerin gücü, görüş ufku, topluluğu ihata edemez.

Ayrıca, birçok ferdin aynı noktada birleşmesi de bir mânâ ifâde etmez. Çünkü, onlar tek tek ayrı kalmaları, yine bir güç oluşturmaz. Ki, mevhûm bir yapıları vardır. Kararlar mevhumlara göre değil, mâlûma ve eksere göre verilir...

- Meşveretin bir, şahsın hatası bin olur! Hangisine uymak lâzımdır? Meşveretin kararına mı, azınlığın verdiği veya tenkit ettiği hususlara mı?

Aslında, meşveret hatâ etmez! Zîrâ, “Meşveretin hüküm sürdüğü yerde, şüphelerin hükümleri olmaz.”6 Yâni fertlere göre etmez. Daha doğru bir ifâdeyle fertler; “Meşveret hatâ etti” diye kararlarına uymamazlık gösteremez veya onu gayr-i meşrû ilân edemezler.

Zira, ferdlerin hatâsı “meşveret”e riâyet etmemeleri, ikincisi; alınan kararlara itiraz etmeleri, tenkit etmeleridir. Zira onların görevi, mihenge vurmak, eksikleri tamamlamak, kusurları örtmek, hizmetine ve vazifesine yardımcı olmaktır. Yoksa, eleştirmek ve kararlar alındıktan sonra itiraz etmek değildir.

Bir fert, bir zaman meşveretin bir takım uygulamalarını tasvip edip; hatâ ve kusurları ile sistemi müdafaa ederken; kendi görüşlerine ters düşüldüğünde; insafsızca tenkit ediyorsa kusur kimdedir? Şahsî çıkar, maddî, dünyevî beklentileri olmayan; samimî olan herkes; meşveretin esaslarıyla, kendi konumunu tekrar bu ölçüler zaviyesinden değerlendirmeli değil mi?

Dipnotlar: 1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 162.; 2- Sünuhât, s. 52.; 3- Emirdağ Lâhikası-2, s. 120; 4- Münâzârât, s. 40.; 5-Age, s. 41.; 6-Muhakemât (eski baskı), s. 32.

TAZİYE: Muhterem Nusret Gönüllü’nün oğlu, Bekir ve Ahmet Gönüllü’nün yeğenleri İbrahim Gönüllü’ye Cenâb-ı Hak’tan rağhmet, mağfiret ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim.

11.11.2007

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (10.11.2007) - Meşrûtiyetin/meşveretin tövbe ettirdiği Mâmehuran hırsızları!

  (08.11.2007) - Meşveret üyesinin vazifesi sonuç almak mı?

  (07.11.2007) - Meşveret üyeleri ve yöneticilerde aranan vasıflar

  (06.11.2007) - Bediüzzaman’da meşveret pratiği, kişileri meşveret

  (05.11.2007) - İstişare, hürriyet, terakki ve Hacc

  (04.11.2007) - Meşveretin geçerli olmasının şartları

  (03.11.2007) - Bediüzzaman’a göre istişarenin hükmü ve gücü

  (01.11.2007) - Asr-ı Saadet’te meşveret

  (31.10.2007) - İstişâre nedir?

  (30.10.2007) - Bir ihtiyaç olan istişarenin esaslarını herkes öğrenmeli

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri