Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 05 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Araştırma mı, karıştırma mı?



Bazı medya kuruluşları, ısrarla "türban" dedikleri hanımların başörtüsünü kendilerine dert edinmişler.

Dolaylı da olsa, bu meyandaki gelişmelerden şiddetle rahatsızlık duyduklarını bir şekilde dışa vuruyorlar.

Şimdilerde tutundukları dalın, yahut yüzlerine maske yaptıkları örtünün adı "anket–araştırma–soruşturma" türünden oyunlar veya oyuncaklardır.

Aslında yaptıkları şey, sağlıklı bir araştırma falan değil, düpedüz ortalığı karıştırmadır.

Zira, birinin yaptığı anket diğerini tutmuyor. Hatta, zaman zaman birbirini tekzip ediyor.

Bir bakıyorsunuz, araştırmanın biri "Türbanlı sayısı artıyor" derken, bir diğeri bilâkis "azalıyor" diye adeta bayram ediyor.

Muhtemelen, bu da bir çeşit müdahale oyunudur: İstedikleri zaman istedikleri grafiği çizecekler. Türlü düzenbazlıklarla oranlar, orantılar kuracaklar. Kurmaca düşüş, yahut yükseliş rakamlarını serrişte ederek, "türban" üzerinden ortalığı karıştırmaya yeltenecekler.

Oysa, bunların ne niyeti namazda, ne de kulağı ezandadır.

Bunlar, sadece ve sadece okunan ezandan rahatsızlık duymaktadırlar. Ancak, bunu bile mertçe ifade etmez, başka yollarla ortalığı sis–duman etmeye çalışırlar.

* * *

Akla hayale gelmedik baskılara rağmen, gelişmesine, yaygınlaşmasına bir türlü engel olamadıkları tesettürden, bazılarının bugün bir hayli ürktüğü, korktuğu, hatta uykusunun kaçtığı, istirahatinin bozulduğu bir vakıadır.

Ancak, bu korkuları gereksiz ve yersizdir. Zira, tesettüre bürünenlerden şimdiye kadar hiçkimse bir zarar–ziyan görmedi.

Bu insanlar ve bu aileler, hiç itirazsız bir şekilde vergisini veriyor, oğlunu askere gönderiyor, vesaire...

O halde, bunlardan duyulan korkunun, telâşın sebebi ne?

Yoksa, dünyada olduğu gibi ülkemizde de var olan dinsizliğin ve din düşmanlığının bir tezahürü müdür bu? Kuvvetle muhtemel...

Maliye

İşsizlik, yatırım, istihdam

Hazırlanan 2008 bütçesi hakkında Meclis oturumunda konuşan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, önümüzdeki dönemde en önemli meselenin işsizliğe çare bulmak olacağını ifade etti.

Hemen ifade edelim, yatırım olmadan işsizliğe asla çare bulunamaz.

Söz ile yahut kâğıt üzerinden işsizliği önleme vaadinde bulunmak kolay.

Ne var ki, beş yıllık hükümetleri döneminde hemen hiç azalmayan, aksine çoğu zaman artış trendine giren işsizlik, halen de ülkenin en zor ve en sıkıntılı problemlerinden biri olmaya devam ediyor.

Hükumetin bu konuda inandırıcı olabilmesi için, yatırıma mutlak sûrette eğilmesi, meseleye öncelik ve ağırlık vermesi gerekiyor.

İstihdam imkânı ancak bu şekilde doğabilir.

Aksi halde, söylenecek sözlerin, yapılacak vaatlerin bir kıymet–i harbiyesi olmaz. Esasen inandırıcı da olmaz.

GÜNÜN TARİHİ 5 Aralık 1755

Nuruosmaniye Camii ve Külliyesi

Mimarî tarzı itibarıyla barok (Batı Avrupa dillerinde "Barucca") stilde inşa edilen Nuruosmaniye Camii, külliyesi ve müştemilâtıyla birlikte hizmete açıldı.

Bu cami, Osmanlı'nın barok sisteminde inşa ettirdiği ilk mâbed olması itibariyle de dikkat çekiyor.

Bilâhare, daha başka camiler ve binalar da aynı tarz üzere inşa edildiler.

Böylelikle, asırlardır kendi klasik mimarî tarzını sürdüren Osmanlı, bu tarihten itibaren Avrupaî mimarî üslûbun etkisi altına girmiş oldu.

Barok, klasik, fıtrî ve sâde görünümün dışına çıkarak, gösterişli san'at yönü ağır basan, oyuk ve kabarıkları dikkati çeken Avrupa menşeli bir mimarî tarzdır.

Diğer özellikler

Mimar Mustafa Ağa ve yardımcısı Mimar Simon Kalfa tarafından yapılan Nuruosmaniye Camii ve külliyesinin inşasına, 1748'de başlandı. İnşaat yedi sene sürdü. Cami, Sultan III. Osman zamanında tamamlandığı için, mâbede onun ismi verildi.

Caminin şadırvanı yoktur. Önde, arkada ve biri de bodrum kısmında olmak üzere, üç abdestlik bölümü vardır.

Mermerden yapılmış hafif yüksekçe merdivenlerle, iki yönden camiye çıkılır.

Bu mâbed, toplam 174 pencerelidir. Müezzin mahfeli cümle kapısı üstündedir. Kare plandaki caminin iç avlusu yarım daire şeklinde olup, avluda bir kütüphane, iki sebil ve bir de çeşme bulunur.

Beş kubbeli caminin ana kubbesi 26 metre çapındadır. Camiye bitişik nizamda yapılan iki şerefeli ve taş külâhlı iki minaresi var.

Caminin ek bölümlerinin önemli kısmı dükkân olmuştur. Buna rağmen, külliyesinde imaret, türbe, medrese, çeşme, sebil, abdesthane ve 5000'den fazla değerli eseri barındıran kütüphanesi mevcuttur.

05.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.12.2007) - Muhtelif konular

  (03.12.2007) - Şark Cephesinde Gümrü Zaferi

  (01.12.2007) - Gayrımüslime eziyet, Müslümanca iş değil

  (30.11.2007) - Üç büyük belâ: TTO

  (29.11.2007) - Yüzleşme zamanı

  (28.11.2007) - Halk iradesi

  (27.11.2007) - Bağdat Kapısı

  (26.11.2007) - Cehâlet mirası

  (24.11.2007) - Kılavuzu din düşmanı olanın...

  (23.11.2007) - Asırlık saldırılar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri